Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir. Somut olayda, borçlu şirket temsilcisinin tebliğ tarihinde yurtdışında olduğunu belirtmesi, dilekçesinde gecikmiş itirazdan söz etmesi sonuca etkili değildir....

    Mahkemece, toplanan deliller sonucu yetkili mahkemenin davalının ikametgahı yeri olan Kazan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından başlatılan ilamsız icra takibine borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmıştır. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde mahkemece İ.İ.K.nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yön üzerinde durulmadan yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir....

      Şti. arasında imzalanan kredi sözleşmesine davalının kefalet verdiğini, kredi alacağının ödenmemesi üzerine hesabın 02/04/2013 tarihinde kat edildiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, kefaletin geçersiz olduğunu, ayrıca icra takibine gecikmiş itirazda bulunduklarını beyan ederek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davalının icra dosyasına yapmış olduğu gecikmiş itirazın şikayet yoluyla red edildiği ve red kararının Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 07/04/2015 tarihli kararı ile onandığı ve bu durumda kesinleşen icra takibine karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir....

        Ancak, yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazı yanında borca da itiraz etmesi halinde öncelikle çözümlenmesi gereken yetki itirazı olup, yetki itirazının kabulü ile takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi halinde, yetkili icra müdürlüğünde tebligat yapılması zorunludur ve borçlunun yeni tebligatı aldığı tarihten itibaren yasal sürede yetkili icra müdürlüğünde de itirazda bulunması gerekir. Daha önce yetkisiz icra müdürlüğünde yapmış olduğu borca itirazı geçerliliğini korumaz. (emsal nitelikte ; Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin Esas No: 2012/20788 Karar No: 2012/38376 Sayılı kararı) Somut olayda; mahkemece yetkisizlikle gönderilen takip dosyası gönderildiği icra dairesinden celp edilerek incelenmemiş olup, bu sebeple yetkili icra dairesince davalıya yeniden ödeme emri tebliğ edilip edilmediği, davalının/vekilinin herhangi bir borca itirazına ilişkin dilekçe sunup sunmadığı belli değildir....

        İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın kabulü ile Fethiye İcra Müdürlüğünün 2018/22497 Esas sayılı dosyasında davacıya çıkartılan 02/11/2018 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğu tespiti ile T.K'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin 25/01/2019 tarihi olduğunun kabul ve tespitine, yetki itirazı yönünden Fethiye İcra Müdürlüğünün 2018/22497 Esas sayılı dosyası yönünden yetkisizliğine, davacının adresine göre yetkili ve görevli icra müdürlüğünün İstanbul İcra Müdürlüğü olduğuna, karar kesinleşmesinden itibaren ve 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir....

        İcra Müdürlüğünce 2021/102517 E. numarası ile ilamsız icra takibi yapıldığını ve davacı borçluya ödeme emrinin 02.08.2021 tarihinde (muhtara) tebliğ olduğunu, davacı 12.08.2021 tarihli itiraz dilekçesi ile icra takibine gecikmiş itirazda bulunmuş olup takibin durdurulması talebinde bulunduğunu, ödeme emri 02.08.2021 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olup, davacının itiraz süresi 09.08.2021 tarihinde sona erdiğini, davacı ise hastalığı nedeniyle 10.08.2021 tarihinde hastaneye yatırıldığını ve 11.08.2021 tarihinde ise hastaneden taburcu olduğunu, görüleceği üzere davacının tebliğ tarihinden hastaneye yatışının yapıldığı tarihe kadar borca itiraz süresi mevcut olup itiraz etmemesi tamamen kendi iradesine bağlı olduğunu, yani davacı hastaneye yatış yaptığı sırada itiraz süresini geçirmiş olup, kendi kusuru nedeniyle borca zamanında itiraz etmediğini, dava konusu idari işlem Kurumun tabi olduğu yasal mevzuatlar sonucu ortaya çıkmış bir işlem olduğunu, müvekkili Kurumdan davacı tarafa ait belgeler...

        İİK'nun 65/2. maddesine göre ise; “Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakıp fıkra için yapılacak duruşmaya taallük eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur.” Bu durumda, borçlunun gecikmiş itirazlarını, yurtdışından döndüğü 16.10.2015 tarihinden itibaren 3 gün içerisinde icra mahkemesine bildirmesi gerekirken, bu süreyi geçirdikten sonra 22.10.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. O halde mahkemece, borçlunun gecikmiş itirazının süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Kocaeli İcra Müdürlüğünün 2021/103645 sayılı takibi muhtara tebliğ olunduğunu, Muhtarın 29/07/2021 tarihinde teslim aldığı tebligatı davacıya 01/08/2021 tarihinde vermesi nedeniyle itirazın, davacının daha önce de dosyaya sunduğu mazeretler ile engelin kalktığı 3 günlük gecikmiş itiraz süresi içinde gerçekleştirdiğini, gecikmiş itiraz sebepleri ile birlikte 04/08/2021 tarihinde ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesini tekrar ettiğini, aşamalarda sunduğu beyan dilekçesinde de bu hususu beyan ettiği gibi gecikmiş itirazının kabulüyle, haksız ve hukuka aykırı olan icra takibinin Sayın Mahkemece durdurulmasını talep ettiğini, ilk derece mahkemesine sunulan gecikmiş itiraz sebepleri incelenmeden süre yönünden davanın reddine karar verilmesi haksız ve hukuka aykırı olduğundan kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

          Davacı borçlu asil istinaf dilekçesinde; icra müdürlüğünce Tebligat Kanununa aykırı davranıldığını ve usulsüz tebligat yapıldığını, o dönemde resmi olarak covid-19 temaslısı olması nedeniyle karantinada olduğunu, karantina süresinin geçmesinden hemen sonra eldeki davayı ikame ederek imza itirazında da bulunduğunu, dava dilekçesi incelendiğinde açıkça imzaya da itiraz ettiğinin anlaşılacağını, bilirkişi raporu alınmasının gerektiğini, davanın kabulünü talep ettiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde gecikmiş itirazlara ilişkindir. 2004 sayılı İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/4121 KARAR NO : 2023/297 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK M TARİHİ : 14/10/2021 NUMARASI : 2021/382 ESAS 2021/593 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 12....

          UYAP Entegrasyonu