İlk derece mahkemesi; borçlunun icra mahkemesine başvurusunun takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin zamanaşımı şikayeti olduğu, zamanaşımı gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir. Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nın 168/5. maddesi gereğince borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. İİK'nın 170/b maddesi atfı ile İİK'nın 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali içindir. HMK'nın 33. maddesine göre hukuki nitelendirme hakime aittir....
Davacı dava dilekçesinde, ipoteğin süreli olduğundan sona erdiği bu nedenle takip yapılamayacağı şikayeti yanında limit aşımı şikayetinde de bulunmuş ise de, İlk Derece Mahkemesi'nce limit aşımı şikayetine ilişkin inceleme yapılarak bu talep hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde mahkemece, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü limit aşımı şikayeti hakkında inceleme yapılması ve bu talep hakkında da olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinden HMK'nın 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
İİK'nun 168/5. maddesine göre borçlu, borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. Bu süre geçirildikten sonra yapılan itiraz geçersizdir. Borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu da iddia ettiğine göre, mahkemece, öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp, anılan şikayetin yerinde görülmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilerek borçlunun diğer itirazlarının incelenmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, ödeme emri teblgatının usulsüz olup olmadığı ve buna ilişkin şikayetin süresi içinde yapılıp yapılmadığı saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK. 33/2.maddesinin ilk cümlesi uyarınca, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir." Somut olayda, şikayetçi borçlu ...' na, örnek (10) ödeme emri 04.11.2006 tarihinde tebliğ edilmiş olup takibin kesinleştiği, şikayetçi borçlunun 11.12.2015 tarihli icra mahkemesine başvurusunun takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımına ilişkin olduğu görülmektedir. O halde, mahkemece şikayetin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, şikayetin takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı olarak değerlendirilip süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından başlatılan ilamların icrasına ilişkin takipte, borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonra oluşan itfa şikayeti ile birlikte icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, Yargıtay 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından 4 adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, borcun ödendiğini ve 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece İİK 170/a-son maddesi uyarınca borç kabul edildiğinden bu madde hükmü uygulanamaz gerekçesi ile şikayeti reddetmiş olup, borçlu zamanaşımı itirazının incelenmediğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir....
Takibin kesinleşmesinden sonraki safhada borçlu İİK'nun 71. maddesine göre itfa imhal veya zamanaşımı itirazında bulunabilir. Somut olayda bononun vadesi gelmeden takibe konulduğu şikayeti süresinde yapılmadığından takip asıl alacak ve ferileri ile birlikte kesinleşmiştir. Borçlu takibin kesinleşmesi sonrası dönemde ise icra mahkemesine başvurarak ödeme nedeniyle borcunun kalmadığını da ileri sürdüğüne göre mahkemece icra dosyasına yapılan ödeme dikkate alınarak borçlunun isteminin İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, süresinde yapılan bir şikayet bulunmadığı halde takip tarihinde borcun vadesinin gelmediği dolayısiyle muaccel olmadığı gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesis isabetsizdir....
. - 2019/6709 K. sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemenin temyize konu kararında, borçlunun yaptığı itfa itirazı ve ilama aykırılık şikayeti ile ilgili olarak tefhim edilen 12.05.2016 tarihli kısa kararda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile takibin 16.706,48 TL asıl alacak, 5.450,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.157,35 TL üzerinden takibin devamına, davacı borçlu tarafından yatırılan 20.500,00 TL'nin icra müdürlüğünce dosya borcunun hesaplanması sırasında dikkate alınmasına karar verildiği, gerekçeli kararda ise, kısa kararda belirtilmediği halde alacaklı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği, alacaklının gerekçeli kararın tebliği üzerine süresinde yapmış olduğu temyiz...
İcra hukuk Mahkemesinin 2017/612 Esas 2018/854 Karar sayılı ilamı ile borçluya gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından dayanak çekler belirtilerek yeni ödeme emri gönderilmesinin talep edildiği, ödeme emrinin 22.08.2020 tarihinde elektronik yolla vekile tebliğinin yapıldığı davacı borçlu tarafından süresinde ödeme emrinin iptaline karar veren mahkeme kararı kesinleşmeden yeni ödeme emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti ile birlikte takibe konu senetler bedeli olarak 25.000 USD'nin ödemesinin yapıldığı, geriye kalan 75.000 USD için ise 10.06.2017 keşide tarihli çek verilerek borcun itfa edildiğinin, mehil alındığının ancak çeklerin iade edilmediğinin beyan edilerek borca itiraz edildiği, mahkemece dosya üzerinden yapılan yapılan inceleme neticesinde şikayetin reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....
Davacının şikayet dilekçesinde taraflar arasında yapılan protokol nedeniyle borcun itfa edilmiş olduğuna ilişkin nedenleri açıklamış ise de, bu iddiasına dayalı olarak Tekirdağ İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/456 esas sayılı dosyasında dava açtığı açıktır. Eldeki başvuru, şikayet dilekçesinin talep sonucundan da açıkça anlaşıldığı üzere, sadece İİK'nın 362/a maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, mahkemece bu kapsamda değerlendirme yapılacağı tabidir....