Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, itfa şikayetinin, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı mümkündür. Somut olayda, alacaklı, borçlunun itfa iddiasına dayanak yaptığı 07.01.2012 tanzim, 22.01.2012 vade tarihli 2.500 TL bedelli bono yönünden ödeme yapıldığını kabul etmediği gibi, alacaklıya bono verilmiş olması da ödeme yerine geçmez. O halde mahkemece, 2.500 TL bedelli bonoya ilişkin ödeme yapılmadığının kabulü ile 64.680,00 TL yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, anılan bono bedelini de içerir şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İİK.nun 33/2.maddesi gereğince, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.” Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. İcra mahkemesindeki borcun itfasına dair itirazlarda HMK.nun 316 ve devamı maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulü uygulanır....

      un icra mahkemesi kararını temyiz etme hakkı bulunmadığından adı geçenin temyiz dilekçesinin REDDİNE; 2) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, alacaklı vekilinin imzalayıp kendilerine verdiğini iddia ettiği ibraname başlıklı belge ve iki adet ayrı belgeye dayanarak itfa nedeniyle takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, her ne kadar borçlunun sunduğu ödeme belgelerinde tarih bulunmamakta ise de, gerek başvuru ve cevap dilekçesi içeriğine, gerekse başvuru tarihine bakıldığında, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun, İİK.nun 71/1. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiğine yönelik itfa itirazı olduğu görülmektedir....

        Başvuru bu hali ile İİK'nun 71/1. maddesine dayalı itfa iddiası olup, anılan madde uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için itfa şikayetinin İİK'nun 71. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: İstinaf konusu, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK.nun 33/2. maddesi gereğince, "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zaman aşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Borçlunun İtfa itirazı icra emrinin tebliğinden sonraki döneme ilişkin ise, itfa itirazının mutlaka noterlikçe re'sen düzenlenmiş veya onaylanmış bir belge ya da icra tutanağı ile ispatlanması gerekir....

          Konfeksiyon işi ile uğraşan yükümlü şirketin 1991 takvim yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak adına re'sen salınan kurumlar vergisi ile geçici vergi ve kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 327.maddesinde, gayrimenkullerin ve gemilerin kıymetlerini artıran ve 272.maddede yazılı özel maliyet bedellerinin, kira süresine göre eşit yüzdelerle itfa edileceği, kira süresi dolmadan, kiralanan şeyin boşaltılması halinde henüz itfa edilmemiş olan giderlerin boşaltma yılında bir defada gider yazılacağı hükmüne yer verildiği, yükümlü şirketin 15.4.1990 tarihinden itibaren beş yıl süreyle kiraladığı işyerine iktisadi kıymetini artırıcı mahiyette yapılan giderlerin % 25'ini birinci yılda özel maliyet bedeli itfa payı olarak gider kaydedip kalanının tamamını 17.9.1991 tarihinde başka bir adrese taşınması nedeniyle ihtilaflı dönemde bir defada gider kaydetmesinin, adres değişikliğinin davalı idareye...

            Borçlu vekilinin İİK.nun 33/1.maddesine dayalı olarak itfa itirazında bulunduğu görülmüştür. İİK.nun 33/1.maddesi uyarınca “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.” Bu durumda mahkemece borçlunun itfa itirazını İİK.nun 33/1.maddesinde belirtilen yedi günlük süre içinde yapılmadığı nazara alınarak reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de mahkemece istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru kararın onanmasına karar verilmiştir....

              Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin İİK'nun 71/1. maddesine dayalı itfa şikayetidir. Anılan madde uyarınca; borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için, itfa şikayetinin İİK'nun 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Borçlunun İİK.nun 71/1. maddesine dayanan itfa şikayeti, belli bir süre koşuluna bağlı olmayıp her zaman ileri sürülebilir. Somut olayda borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede ödemeye ilişkin birtakım belgeler sunduğu görülmüştür....

                İİK'nun 149/a maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı kanunun 33/2. maddesi uyarınca; icra emrinin tebliğinden sonraki devrede gerçekleşmiş itfa şikayetinin mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına dayandırılması zorunludur.Somut olayda borçlunun itfa şikayetine dayanak yaptığı belge adi nitelikte olup, İİK'nun 33/2. maddesinde sayılanlardan değildir. Bu durumda mahkemece, alacaklının beyanları nazara alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  İtfa. ve Sağ. Hiz. Tic. A.Ş. ve ... Genel Müdürlüğü vekillerince temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 7....

                    UYAP Entegrasyonu