Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu ve itfa edildiği yönünde iki ayrı iddialarının bulunduğunu, Mahkemece itfa iddiası incelenmeden davanın reddine karar verildiğini, senedin vadesi geldikten bir süre sonra tarafların anlaştığı şekilde 25.000,00- TL nominal değerde 1.000 adet hissenin devrinin 13.05.2019 tarihinde davalı alacaklıya yapıldığını, edimin ifası gerçekleşmiş olmasına rağmen teminat senedinin iade alınamadığını, bilahare ödenmiş senedin takibe konulduğunu, Mahkemenin senedin itfa edilip edilmediğini incelemeden, senedin salt teminat senedi olup olmadığı yönünde şekli bir inceleme ile davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davacılar vekili işbu davada; takip dayanağı senedin hisse devrine yönelik teminat senedi olduğu, ayrıca senet bedelinin hisse devri gerçekleştirilmek suretiyle itfa edildiğini ileri sürerek borca itirazda bulunmuştur....

İcra Dairesi 2015/4330 ve 4143 sayılı aynı takip dosyası yönünden, itfa 08/04/2016 tarihli av. T4 tarafındandüzenlendiği belirtilen ibranameye dayanılarak icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, İstanbul 6.İcra Hukuk Mahkemesinin04/10/2018 tarih ve 2017/381 E.-2018/708 K. sayılı kararı ile yapılan yargılama sonucunda şikayetin reddine karar verildiği, iş bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmadığı görülmektedir. İstinafa konu işbu dosyada, borçlunun başvurusu, İstanbul 6.İcra Hukuk Mahkemesinin04/10/2018 tarih ve 2017/381 E.-2018/708 K. sayılı dosyasına konu ibra belgesine dayanan itfa itirazı olup İİK.nun 71/1. maddesine dayalı itfa itirazıdır. Bu durumda, bu belgeye dayanan itfa itirazı yönünden kesin hüküm sözkonusu olduğundan, davacının itfa itirazına ilişkin İİK.nun 71/1. Maddesine uygun başkaca belge de sunmadığından şikayetin kesin hüküm nedeniyle reddi gerekecektir....

in Karşı Oy Yazısı : İİK'nun 71. maddesinin birinci fıkrası takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen itfa ve imhal itirazlarını noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile borçlunun ispat etmesi halinde, takibin iptal veya talikinin her zaman icra mahkemesinden isteyebileceğini öngörmektedir. Borcun itfa edilmiş olmasından icra dairesi dışında borcun itfa edilmesi anlaşılmaktadır. İtfa terimi ödeme, hibe, ibra, her çeşit af, terkin ve takas gibi borcun sona erme sebeplerini kapsar. Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacaklıya karşı doğmuş bir karşı alacağı ile borcunun takas ettiğini bildirerek İİK'nun 71. maddesine göre icra mahkemesinden takibin iptalini talep edebilir. Takas beyanı ile birlikte karşılıksız borçlar, miktarı az olan borç miktarınca ve takas edilebilecekleri andan itibaren sona ermiş sayılırlar (TBK'nun 143/1)....

    -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin 2006 yılı Ocak ayı aidat ödemesinin yapılmadığını öğrenmesi üzerine ödeme yaptığını ve makbuz aldığını, kendisinin 214,96 TL borcu olduğunun bildirilmesi üzerine itirazi kayıt ile ödemeyi yaptığını, bu ödemenin 2006 yılı Ocak ayı aidatına işletilen faiz olduğunu öğrendiklerini, kooperatifin bildirim yapmaması nedeniyle kusurlu olduğunu, faiz miktarının fahiş olduğunu, daha sonra müvekkiline 4.184,51 TL borç bildirildiğini ve bunu da itirazi kayıt ile ödediğini, 24.09.2008 tarihli mektup ile de borcun 4.369,10 TL olduğunun bildirildiğini, davacının borçlu olmadığını aksine alacaklı bulunduğunu ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile 4.184,51 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

      K A R A R 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere ve temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacı vekilinin tüm ve davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, davacının SYZ ödemeleri nedeniyle davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti ile itirazi kayıt ile ödediği miktarın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının davalı kuruma 192.812,84 TL borçlu olmadığının tespitine, iş bu miktarın ödeme tarihi olan 22/06/2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. 6100 sayılı H.M.K.'nın 26/1. maddesinde hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği yazılıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR İİK nun 33/ 1. maddesinde , “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....

          İİK'nun 33/2. maddesinde; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü yer almaktadır. Buna göre, ilamlı takipte takas (yani borçlunun alacaklıdan olan karşılık alacağı ile borcunu takas ettiğini bildirmesi de) 33. madde anlamında itfa terimine dahildir. Mahkemece, borçlunun istemin kabulüne karar verildiğine göre yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılmasına hükmolunması gerekirken, takas mahsup yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 15....

            İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlunun yedi gün içinde dilekçe ile İcra Mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı, imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği, itfa veya imhal iddiasının yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle ispat ettiği takdirde icranın geri bırakılacağı düzenlenmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise, icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri bakımından, iddiayı ispata elverişli belgeler belirtilmiştir....

              İİK'nun 33/2. maddesi hükmüne göre “…İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelerle veya icra zaptına istinat ettirilmelidir..” Takip dosyasına ibraz edilen ve şikayete konu edilen ibraname başlıklı belge incelendiğinde; itfa ve imhale dayanan bir belge olmadığı görülmektedir. Ayrıca borçlular takip dayanağı ilamda müşterek ve müteselsil borçlu durumunda olduklarından, borcun tamamı ödenmedikçe sorumluluklarının kalkmayacağı, alacaklı vekilinin borçlulardan birine yönelik olarak “borçlu ...’dan herhangi bir alacak bulunmadığı, takibe konu alacağın borçlulardan ...Tur. Tic. Ltd. Şti'nden tahsil edileceği” şeklindeki ibrası ancak aralarında iç ilişki olarak kabul edilebilir....

                Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; 1)12.03.2015 tarihli celsede davacı vekilinin mazeret dilekçesi verdiği celse zaptına geçirilmiş olmasına rağmen, bu hususta olumlu ya da olumsuz ara kararı verilmemiş olduğu gibi borçlu vekili duruşmada varmış gibi gösterilmek suretiyle savunma hakkı kısıtlanmıştır. 2)İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce res'en yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; borçlu vekilinin sunmuş olduğu belgeler, alacaklı tarafından kabul edilmemiş, mahiyeti itibarı ile de İİK 33. madde anlamında itfa belgesi değildir....

                  UYAP Entegrasyonu