"İçtihat Metni"İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtfa itirazı Taraflar arasındaki uyuşmazlık ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe ilişkindir. Yargıtay Kanunun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 2797 Sayılı Kanunun 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu aşamadan sonra, icra mahkemesince, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine karşın, anılan bozma ilamı uyarınca borçluların itfa itirazı ile ilgili gösterdikleri delil ve belgeler incelenerek bir karar verilmesi yerine, borçluların borcun ödendiğini belirtmeleri nedeni ile borcu kabul ettiklerinin varsayılması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece, hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda, borçluların itfa itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, bozmaya uyulmakla borçlular lehine doğan usuli kazanılmış hak göz ardı edilip bozma yerine getirilmeyerek bu hususta bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Dava, İİK 71 maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir müddet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır....
İİK'nun 33. maddesinde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.'' düzenlemesi mevcuttur. Borçlunun ilam konusu borcun ödendiğine yönelik başvurusu İİK'nun 33/1. maddesine dayalı olarak yapılmış itfa itirazı niteliğindedir....
İ.İ.K'nın 33. maddesi gereği, borçlu icra emrinin tebliği üzerine 7 gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak, borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası, yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin ödeme itirazı olup; itiraz, İİK'nın 33/l. maddesi uyarınca 7 günlük süre içerisinde yapılmış olduğundan, mahkemece işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, takibe dayanak ilamın bozulduğu gerekçesi ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince duruşma açılarak taraf teşkili sağlanıp deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, savunma hakkını kısıtlayacak şekilde dosya üzerinden yapılan inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-TL düşülerek düzenlenen yeni itfa planı, davacı ismine ait hesap sütunu, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği birlikte incelendiğinde; Göçmenevleri Projesi kapsamında davacılara tahsis edilen konutun, .../...'de inşaa edilen konutlar arasında yer aldığı, davacının konut tesliminden önce ileride mahsuba esas olmak üzere 21.05.1991 tarihinde 12.800.000 TL peşinat olarak ödendiği 284.041.457.-TL bedelli kredi sözleşmesi yapıldığı ve davacının bu bedel üzerinden kredi kullandığı, davacının 12.800.000.-TL lik peşinat sonrası yapılan 296.841.457.-TL lik ilk borçlanma sözleşmesine göre düzenlenen itfa tablosunun revize edilerek 284.041.457.-TL lik yeni bir itfa tablosu düzenlendiği, Bu durumda davacı tarafından ödenen 12.800.000.-TL peşinat tutarının davacının toplam borçlanma tutarından düşülerek mahsup edildiği" gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece; İİK’nin 169/a maddesi uyarınca icra mahkemesi, borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul etmesi mümkündür. Somut olayda, borçlu, borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğini İİK’nin 169/a maddesinde sayılan belgelerle ispatlayamadığından borca itirazın da reddine karar vermek gerekmiştir. Bunun yanı sıra çekin incelenmekle yasal unsurlarının tam olduğu ve kambiyo vasfını taşıdığı anlaşılmakla şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili davacının dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte itfa hususunda tanıklarının dinlenmediğini, faiz hususunda mahkemece değerlendirme yapılmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Bu maddeye göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir. Somut olayda, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra sunmuş olduğu, 01.6.2014 tarihli ve alacaklı ... imzalı belgede, şikayete konu takip dosyasına ait hiç bir alacağın kalmadığı belirtilmiştir. Alacaklının belgedeki imzaya itirazı olmadığına göre, belgeye karşı üst kısmının sonradan doldurulduğu iddiaları dar yetkili icra mahkemesinde dinlenmez. Kaldı ki, aksi ispat edilmediği sürece imza metnin üst kısmını da kapsar. O halde, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK.nun 169. maddesine göre, borçlu, aynı Kanunun 168/5. maddesi kapsamında, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazlarını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Borçlunun bu başvurusu üzerine, icra mahkemesi, İİK.nun 169/a-1. maddesi gereğince itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK.nun 169. maddesi kapsamında yetkiye ve borca itiraz niteliğindedir....