Her ne kadar davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda, borçluların takas mahsup taleplerinin reddedildiğini ve teminatla icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, kısmen kabul sebebiyle lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüşse de, mahkemece takas mahsup talebi reddedilmeyip kabul edilmiş, teminata dayalı olarak İİK'nun 36. maddesi uyarınca değil, İİK'nun 33. maddesi gereğince itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına hükmedilmiştir. Yine davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda, takip dayanağı ilamın istinaf aşamasında olup dosyanın derdest olduğunu, davacılar tarafından ilama dayalı herhangi bir takibe başlanmadığını belirtmişse de, yukarıda açıklandığı üzere takas mahsuba konu edilen alacağın ilama bağlanması yeterli olup, ayrıca takip konusu yapılması gerekli değildir....
İİK'nun 33/a maddesine göre, "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir. Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vakı olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder. İcranın devamına karar verilmesi halinde 33 üncü maddenin son fıkrası burada da uygulanır." şeklinde düzenlenmiş olup, davacının kararın tebliğ tarihi olan 01/12/2020 tarihinden itibaren 7 gün içerisinde genel mahkemelerde dava açma hakkı olduğu, eldeki davanın ise 24/12/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, davanın süresinde açılmaması nedeniyle davacının davasının reddine..." dair karar verilmiştir. İş bu kararı davacı süresinde istinaf etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki iddia ve beyanlarını tekrarla, nafaka borçları ile boşanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat taleplerinin aynı icra dosyasından talep edildiğini, nafaka borçlarının süreklilik arz eden borçlardan olması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepleri ile birlikte talep edilemeyeceğini, müvekkilinin ödemelerini tanıkla ispat edeceği gibi 10.000,00 TL'yi elden ödediğini, alacaklının kötü niyetle olarak yıllar sonra hiç ödeme almamış gibi talepte bulunduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 33/1. maddesi uyarınca icra emrinin tebliğinden önce itfa nedeniyle icranın bırakılması istemine ilişkindir. İzmir 22. İcra Müdürlüğü'nün 2020/10691 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı tarafından davacı hakkında İzmir 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R İİK'nun 149. maddesinde "icra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir...." hükmüne, İİK'nun 149/a maddesinin 1. fıkrasında "icranın geri bırakılması hakkında 33. maddenin 1, 2 ve 4. fıkraları uygulanır." hükmüne yer verilmiştir. 33. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında itfa ve imhal iddiasında bulunulabilmesi ve koşulları, 4. fıkrasında...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu mirasçısının ve şikayetçi üçüncü kişi taşınmaz yeni malikinin, takibin kesinleşmesinden sonraki evrede bono zamanaşımının oluştuğunu ileri sürerek İİK'nun 71. maddesi gereğince icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece; şikayetin kabulü ile şikayetçiler yönünden İİK'nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece yukarıda belirtilen madde hükmü uyarınca icranın geri bırakılması yerine, takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile... (İcra Hukuk) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17.02.2012 tarih ve 2011/67 E, 2012/10 K. sayılı kararının hüküm bölümünün (1) numaralı bendinde yer alan “takibin zamanaşımı nedeniyle iptaline” sözcüklerinin karar metninden çıkarılmasına, yerine “icranın geri bırakılmasına” sözcüklerinin yazılmasına, mahkeme kararının düzeltilen bu şekliyle İİK 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcranın devamına karar verilmesi halinde 33 üncü maddenin son fıkrası burada da uygulanır."hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre takip kesinleştikten sonraki evrede, herhangi bir süre şartı aranmaksızın zamanaşımı itirazı nedeniyle icranın geri bırakılması her zaman istenebilmektedir. 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 146. maddesine göre Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. İcra dosyası incelendiğinde, alacaklı tarafından borçlu-davacı şirket aleyhine İstanbul 1....
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 09/12/2014 NUMARASI : 2014/1279-2014/1206 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekili tarafından, çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra takip dosyasının işlemsiz bırakıldığını ileri sürerek zamanaşımının oluştuğundan bahisle icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçluya 19.08.2009 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin İstanbul 9. icra hukuk mahkemesinin 2009/1546-1572 sayılı kararı ile iptal edildiği, borçluya yeniden ödeme emri gönderilmediğinden takibin kesinleşmediği, zamanaşımı hakkında İİK:m. 71 ve 33/a maddelerinin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı borçlunun, takipten 06.07.2012 tarihinde gönderilen maaş haczi ile haberdar olduğunu ve takip dosyasında 20.04.2010-28.12.2010 tarihleri arasında hiçbir işlem yapılmadığını, takibin dayanağı çekin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek icranın geri bırakılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ileri sürülen dönemde zamanaşımı şartlarının oluşmadığı ve itirazın süresinde ileri sürülmediği gerekçesi ile dosya üzerinden istemin reddine karar verildiği görülmektedir...
İİK'nın 33.maddesinin birinci fıkrasında "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmü düzenlenmiştir. Borçlu, icra emrinin tebliğinden önceki bir dönemde borcun itfa edilmiş olduğunu, icra mahkemesinde ancak belli belgelerle ispat edebilir. Bu belgeler yetkili mercilerce resen düzenlenmiş veya onaylanmış belgeler ile imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş belgelerdir. Borçlu, borcun itfa edildiğini İİK'nın 33.maddesinde yazılı belgelerden başka bir delille ispat edemez....