Başvuru, İİK'nın 33. maddesi kapsamında itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK'nın şikayet üzerine yapılacak yargılama usulünü belirleyen 18/son maddesinde, icra mahkemesinin aksine hüküm bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir edeceği, duruşma yapılmasının uygun görülmesi halinde ilgilileri en yakın zamanda duruşmaya çağıracağı ve gelmeseler bile gereken kararı vereceği düzenlenmiştir. Somut olayda, borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvuru dilekçesindeki talebi, ilamlı takipte itfa şikayeti niteliğindedir....
Buna göre; bozma ilamında itfa itirazının değerlendirilmesi gerektiği belirtildiği halde, mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen, taşınmazın satılarak paraya çevrildiği ve taşınmazın üçüncü kişi adına tescil edildiğinden bahisle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması doğru değildir. O halde; itfa itirazına konu deliller incelenmek suretiyle itirazın esası değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü’nün 2013/439 esas sayılı dosyasında müvekkili hakkında yapılan takip konusu alacağın, 11.06.2014 tarihli temlikname ile üçüncü şahsa temlik edildiğini, bu temlik işleminden önce 06.02.2013 tarihinde, dosya borcunun temlik eden alacaklı ...'e haricen ödenerek ibraname alınmış olması nedeni ile İİK'nun 71 maddesi dikkate alınarak takibin iptalini talep etmiştir. İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir müddet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, borçlunun dayandığı 06.02.2013 tarihli ibraname başlıklı belge haricen düzenlenmiş adi nitelikte bir belge olup, temlik tarihinden önce icra dosyasına da ibraz edilmemiştir....
İİK’nın 71/1. maddesine göre; “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir.” Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK’nın 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....
Maddesi gereğince itfa itirazının kabulünü istediği, delil olarak takip alacaklısı vekilinin hesabına yatırılan paralar ile ilgili dekont örneklerini ibraz ettiği, ibraz edilen dekont içerikleri , bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre takipten sonra takip alacaklısı vekilinin hesabına takip dosyası borcuna mahsuben yapılan ödemelerin ödeme tarihi itibarı ile alacaklı vekili olan avukat tarafından icra dosyasında bildirilmediği, ödeme tarihi itibarı ile Av. Gözde Çaçan'ın vekalet görevinin devam ettiği, bu nedenle İİK 71. Maddesi kapsamında itfa itirazının kabul edilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İİK'nın 33. maddesinde, "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmü yer almaktadır. İİK'nın 120. maddesinde, ''Hacze iştirak eden bütün alacaklılar muvafakat ederlerse borçlunun borsada ve piyasada fiyatı olmayan alacakları, ödeme yerine geçmek üzere itibari kıymetleriyle kendilerine veya hesaplarına olarak içlerinden birine devredilir. Bu halde alacaklılar, alacakları nispetinde borçlunun haklarına halef olurlar....
Sıra cetvelinde ---- sırada yer alan alacaklı----- sayılı yargılaması kapsamında dosyaya sunulan beyan ile davacı şirketten alacaklarının kalmadığının bildirildiği, ---sıradaki alacaklı ---- iflas takibinin yürütüldüğü --- sayılı icra dosyasına alacağının ödendiğini bildirdiği, sıra cetvelinde --- yer alan alacaklıların ise Mahkememizin -------esas sayılı, aynı istemli yargılaması sırasında davacı şirketten alacaklarının kalmadığını bildirdikleri, sıra cetvelinde ----sırada yer alan ---- yönünden ise vekilince işbu dosyaya sunulan beyan ile davacı şirket ile aralarındaki protokolün e-imzalı suretinin sunulduğu, protokol ile ödeme halinde davacı şirketin ibra edileceğinin kararlaştırıldığı, protokol ekinde davacı tarafça ------- ödeme yapıldığına ilişkin dekont sunulduğu belirlenmiştir. Yukarıda yapılan tespitler çerçevesinde davacı şirket yönünden İİK'nun 182/1 maddesinde öngörülen itfa olgusunun ispat olunduğu kanaatiyle davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir....
Anılan madde uyarınca; borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için, itfa şikayetinin İİK'nun 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Borçlunun İİK.nun 71/1. maddesine dayanan itfa şikayeti, belli bir süre koşuluna bağlı olmayıp her zaman ileri sürülebilir. Somut olayda borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede ödemeye ilişkin birtakım belgeler sunduğu görülmüştür....
KARAR Borçlu aleyhine .. 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/582Esas-2015/112 Karar sayılı ilamına dayanılarak ilamlı icra takibine başlandığı; borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvurarak,takip konusu borcun icra emri tebliğinden önce alacaklının banka hesabına ödendiğinden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ettiği, alacaklı vekilinin yapılan ödemenin taraflarına bildirilmediğini, ödemeden takipten sonra haberdar olduklarını beyan ettiği, Mahkemece ilamda hüküm altına alınan alacak kalemlerinin takipten önce ödendiğine ilişkin taraflar arasında ihtilaf olmadığı ve takipten önce alacaklının bu ödemeden haberdar edilmemesi nedeniyle takip başlatılmasında borçlu kusurlu olduğundan borçlu lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği belirterek icranın geri bırakılmasına karar verildiği,hükmün alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır....
un icra mahkemesi kararını temyiz etme hakkı bulunmadığından adı geçenin temyiz dilekçesinin REDDİNE; 2) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, alacaklı vekilinin imzalayıp kendilerine verdiğini iddia ettiği ibraname başlıklı belge ve iki adet ayrı belgeye dayanarak itfa nedeniyle takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, her ne kadar borçlunun sunduğu ödeme belgelerinde tarih bulunmamakta ise de, gerek başvuru ve cevap dilekçesi içeriğine, gerekse başvuru tarihine bakıldığında, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun, İİK.nun 71/1. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiğine yönelik itfa itirazı olduğu görülmektedir....