anılan işlemi Bankaya duyduğu güven sebebiyle gerçekleştirdiği, davalının ürünün asıl sahibi ile yapmış olduğu anlaşmanın müvekkili bağlamayacağı, müvekkilin muhattabının davalı Banka olduğu, Bankanın cevap ihtarnamesinde bahsi geçen "erken itfanın" müvekkilinin kendi iradesiyle erken itfanın yapılması için başvuruda bulunması halinde olacak senaryoyu tarif etttiği, oysa müvekkilin imzaladığı belgede eurobonda'un erken itfasının sonuçlarının tarif edilmediği, protokolde olmayan/ muhatabı olmadıkları bir şartı kabul etmedikleri, müvekkilinin eurobond alırken kâr/ zarar ortaklı iradesi ile deği, kâr amaçlı irade sergilediği, davalı Bankanın müvekkiline ihbar etmediği bir anlaşmaya dayanarak sorumluluktan kutulamayacağı, müvekkilin erken itfa başvuru almadığı, karşı tarafın resen uyguladığı erken itfa hakkı ve bunun da müvekkil tarafından kabul edildiğini gösteren bir belgenin bulunmadığı, müvekkilinin vade tarihine tekabül eden anaparasını ve faizini aldığı, ama bu erken itfa ile bakiye...
Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü yer almaktadır. Mahkemece, icra emrinin tebliğinden sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılmasına hükmolunması gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 2....
K A R A R Borçlu vekili, icra dosyasındaki borcun 18/04/2014 tarihinde borçlu asil tarafından ödendiğini ve ibraname alındığını, borcun ödenmiş olması nedeni ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, borçlu tarafından 18/04/2014 tarihli ibranamenin sunulduğu ve borcun ödendiği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir. İİK'nun 33/2. maddesinde "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü düzenlenmiştir....
İİK'nun 33/1. maddesi gereğince; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zaman aşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Mahkemece, takipten önceki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 5....
İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmünü amir olup mahkemece takip konusu borcun icra emrinin tebliği tarihinden önce ödendiği sabit görüldüğünden hükümde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesi ise yerinde değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf isteminin kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, ilamlı icra takibine yönelik şikayete ve itfa iddiası ile icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK.'nun 33/1- 2. Maddelerinde; " İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Genel haciz yoluyla ilamsız takipte, borçlunun takip kesinleştikten sonraki ibra ve itfa sebebiyle icranın geri bırakılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulü ile itfa nedeniyle takibin iptaline karar verildiği, kararın alacaklı İdris Ağrımak tarafından süresinde istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ibranamenin İİK md. 71/1 maddesinde sayılı nitelikte belgelerden olmadığı, ibra sözleşmesi şarta bağlı olarak düzenlenmiş olduğundan itfa iddiasının değerlendirilmesinin yargılamayı gerektirdiği, bu sebeple İİK md. 71/1 uyarınca itfa sebebiyle mahkemece şikayetin reddine karar...
Uyuşmazlık; itfa nedeniyle takibin iptali talebine ilişkindir. İİK'nın 33/1. maddesinde, ilamlı icra takibinde borçlunun icra mahkemesine başvurarak, borcun itfa veya imhal edildiği itirazında bulunabileceği, ancak itfa veya imhal iddiasının yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edilebildiği takdirde icranın geri bırakılacağı düzenlenmiştir. İİK'nın 33/2. maddesinde; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir."...
Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü yer almaktadır. Mahkemece, icra emrinin tebliğinden sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre, yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılmasına hükmolunması gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile ......
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "....Dava ibra nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir. Başvuru, bu hali ile İİK'nun 33/1. maddesine dayalı icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır. 6098 sayılı T.B.K'nun 100. maddesinde; ''Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir '' hükmü yer almaktadır. Bu durumda alacaklının haberdar edildiğini ispat külfeti borçluya aittir....