İİK'nun 33. maddesinde ise; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda icra emrinin şikayetçi borçluya 03.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği icra mahkemesine başvurunun ise yasal yedi günlük süre içinde 21.08.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde, icra emri tebliğ tarihine göre dava süresinde olup mahkemece, şikayetin esası incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan İİK'nun 149/a maddesinde tazminat öngörülmediği halde mahkemece tazminata hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır....
Anılan Yasa hükmünde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılacağı '' düzenlemesi mevcut olup, icra mahkemesi anılan şartların tahakkuku halinde icrayı geri bırakabilir. Şikayetçi borçlu takip dayanağı ilamın velayet hükümlerinin değiştirilmesi yönünde Aile Mahkemesi'nde dava açtığını bildirilmiş ise de; açılmış bu davada takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmediği sürece takibe devam olunur. Bu durumda, Mahkemenin aksi düşünce ve yazılı gerekçeyle ilamın icrasının geçici olarak durdurulmasına karar vermesi doğru değildir....
hem de ....Gazete'de yayınlandığını, iflas dosyasına başvuruda bulunan tüm alacaklıların alacaklarının itfa edildiğini, kanuni düzenlemenin öngördüğü şartların gerçekleştirilmiş olması karşısında mahkemece daha önce hükmedilen iflas kararının kaldırılması gerektiğini, taraflarınca sunulan bilgi ve belgelerin yeterli görülmemesi halinde bilirkişi incelemesi yapılması isteminde bulunduklarını belirterek yerleşik ... kararları ve doktrin gereği, müflis şirketin tüm borçlarını ifa ettiği ve tüm müdahillerin taleplerinden vazgeçtiği hususları da dikkate alınarak iflas kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, İİK 182. maddesi gereğince açılan, iflasın kaldırılması istemine yöneliktir. Somut olayda, ... sayılı ilamı ile davacı şirketin iflasına karar verildiği, iflas dosyasına başvuruda bulunan tüm alacaklıların alacaklarının itfa edildiği iddiası ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. İ.İ.K.'...
İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; ödeme iddiasına konu edilen feragat beyanını içeren belge İİK.nun 33/1. maddesinde sayılı belgelerden olmadığı gibi, alacaklı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin okuma yazma bilmediğinden feragat dilekçesi tanzim edebilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle feragatın geçersiz olduğunu belirtmiştir. Bu durumda feragat beyanını içeren dilekçenin İİK.nun 33/1. maddesi kapsamında ödeme belgesi olarak kabul edilemeyeceği düşünülmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 33/1. maddesine göre “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile İcra Mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya İcra Mahkemesi'nde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır”....
İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde, ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.”, yine aynı Yasanın 16/1 . maddesinde; '' Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas Dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.'' düzenlemeleri yer almaktadır. Somut olayda, icra emrinin 03.08.2011'de bizzat borçluya tebliğ edildiği, borçlunun yedi günlük süreden sonra 24.08.2011 harç tarihli dilekçesiyle, şikayet ve itirazlarını bildirdiği görülmektedir....
İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir, itfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, icra takibi 210........31.12.1999 tarih ve 662 nolu kredi borç senetlerine dayanmaktadır. Alacaklı kooperatif vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu belgelerden takibe konu senede istinaden borçlu hakkında .........sayılı icra dosyası ile icra takibi başlattığı ve dosyanın işlemden kaldırılması üzerine yenilenerek ....... sayılı dosyası olarak takibe devam edildiği anlaşılmaktadır....
İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile İcra Mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, ödeme belgesi olarak sunulan makbuz, maddede belirtilen ödeme belgelerinden olmadığı gibi, belge altındaki imza da alacaklı tarafından inkar edilmiştir. Bu durumda İcra Mahkemesi'nce imza incelemesi yapılması olanağı bulunmamaktadır. İcra Mahkemesi'nce inceleme yapılmaksızın talebin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir....
İİK'nun 33/1. maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile İcra Mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilere re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya İcra Mahkemesi'nde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; borçluya icra emri 21.06.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, borcun icra takibinden önce ödendiğine ilişkin itiraz 05.08.2013 tarihinde yapılarak icranın geri bırakılması talep edilmiştir. Buna göre, icra emri tebliğine göre yedi günlük itiraz süresinden sonra takip konusu alacağın takip tarihinden önceki bir tarihte ödendiği iddiasında bulunulmuştur. Mahkemece ödeme iddiasının yasal süre içinde yapılmadığı nazara alınarak itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169/a maddesine dayalı borca itiraz olup, İİK'nun 169/a-1 maddesi gereğince; borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiği resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiğine dair belgenin, takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Somut olayda, senetlerin tahsilatına ilişkin olarak borçlunun sunduğu dekontlarda, takip konusu senetlere açıkça atıf olduğu gibi, söz konusu dekontların düzenlendiği, alacaklı bankanın da kabulündedir....