"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 19.06.2014 tarih ve 2014/14137-17968 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Dairemizin bozma ilamında, itfa iddiasının İİK'nun 169/a-1. maddesinde belirtilen belgelerle kanıtlanmadığı belirtilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa şikayeti olması karşısında yasal dayanağın İİK'nun 71. maddesi olduğu, ancak sunulan belgenin bu maddede yazılı nitelikte olmadığının anlaşılmış olması nedeniyle, anılan madde yerine aynı Kanun'un 169/a-1. maddesinin yazılmış olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itfa itirazına ilişkin uyuşmazlıktan dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, şikayetin kısmen kabulü ile itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu yeni uygulamalarla yine objektif kriterlerle yumuşatılmış olup bu kapsamda değerlendirme yapıldığında ilamla hüküm altına alınmış bir nafaka borcu var iken, borçlunun yaptığı yüklü ödemelerin sebebi belirtilmediği için ahlaki ödeme olarak kabulü mümkün değildir. Somut olaya bu açıklamaların ışığında bakıldığında, alacaklının banka hesabına yapılan ödemelerin bu kabul karşısında nafakaya mahsup edilmesi doğru ise de, borçlu tarafından açıkça alacaklının taşıt kredisi ve kredi kartı borçları için yapıldığını belirttiği ödemeler nafaka borcuna mahsup edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde davacı/borçlunun takibe dayanak senedin teminat senedi olduğu ve kambiyo vasfı bulunmadığı iddiası ile takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece dayanak senet üzerinde teminat senedi ibaresi yazılı olduğu gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda; bononun arka yüzünde “Teminat senedi” ibaresinin bulunması onun kambiyo vasfını ve bu senetlere mahsus özel yol ile takip yapılmasını engellemez....
İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK'nun 14.3.2001 tarih, 2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih, 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir. Senedin, teminat senedi olduğu iddiası İcra ve İflas Kanunu'nun 169/a maddesi kapsamında borca itirazdır. Aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verilir....
Öte yandan dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı bir belge ile kanıtlanmadığı ve alacaklı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde teminat iddiası da kabul edilmediği anlaşılmıştır. O halde mahkemece, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, çekin arka yüzünde yazılı ibareden, çekin teminat amacıyla verildiği gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı bir belge ile kanıtlanmadığı ve alacaklı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde teminat iddiası da kabul edilmediği anlaşılmıştır. O halde mahkemece itirazın reddine karar verilmesi gerekirken çekin arka yüzünde yazılı ibareden, çekin teminat amacıyla verildiği gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı borçlunun icra mahkemesine 19/10/2020 tarihli başvurusunda takibe konu senetlerin zamanaşımına uğradığı iddiası ile borca itiraz ettiği; bilahare 29/10/2020 tarihli beyan dilekçesi ile ilave olarak icra takibine konu senetlerin ödendiğine ilişkin ödeme iddiasında bulunularak borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davacının ödeme nedeniyle borcun olmadığına yönelik itirazı yönünden yapılan değerledirmede; İİK'nın 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Borçlunun borcun itfa edildiğine dair iddiası da, İİK'nın 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 günlük itiraz süresinde ileri sürülmesi gerekir....
Tüketici Mahkemesi’nin 2009/1072 esas sayılı dosyası olduğunu icra takibinden sonra 13.01.2011 tarihinde borcu davalı ile itfa ettiklerini, davalının kendisinden herhangi bir alacağının kalmadığına ilişkin 13.01.2011 tarihli ibranameyi verdiğini, kendisinin davalı ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı ibra edilmesine ve borcun itfa edilmesine rağmen; İİK md.33/1,71/2 ve TMK md.2'ye aykırı olarak davalı tarafından icra takibine devam edilmesinde hukuken isabet olmadığını, tüm bu nedenlerle .... 31. İcra Müdürlüğü’nün 2010/22673 esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, takibin devamında haksız ve kötü niyetli olan davalının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatıyla cezalandırılmasına karar verilmesini istemiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/10/2019 NUMARASI : 2019/423 ESAS - 2019/865 KARAR DAVA KONUSU : İtfa İddiası KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında başlatılan takibe dayanak ilama ilişkin borcun ödenmesi hususunda müvekkili ile davalı T3 07.05.2016 tarihinde ibraname ve protokol imzaladıklarını, protokol gereğince müvekkili tarafından davalıya sıralı senetler verildiğini ve senet bedellerinin ödendiğini, senetlerin iade alındığını, borcun tamamen ödendiğini, protokolün 3.maddesi gereğince dayanak ilamın hüküm arz etmeyeceği ve takibe konu edilemeyeceği kararlaştırılmasına rağmen ilamın takibe konu edildiğini, yani...