Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapılan binada yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemi, kademeli istek ise tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, tescil isteminin kabulüne dair hüküm, davalı ...’nun temyizi üzerine Dairemizce özetle “...Arsa maliki ... ile ... arasında arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğu kanıtlanamadığından, ...’nin arsa payı devri sözleşmesinden kaynaklanan kişisel bir hakkının bulunduğu düşünülemeyeceğinden, davacının da yüklenicinin halefi olarak kişisel hakkı temellük ettiği iddiasına dayanarak bu hakkını arsa sahibine karşı ileri sürme olanağı yoktur. Bu nedenle, tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin hüküm altına alınması doğru görülmemiştir....
Tapulu taşınmazların harici satış sözleşmesi, MK’nun 706, BK’nun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddeleri gereğince geçersizdir. 18.10.2012 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olup, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler. Mahkemece her ne kadar, taşınmazın tamamlandığı dikkate alınarak, sözleşmenin geçersizliği iddiasına dayalı olarak verilenin geri istenmesinin objektif iyiniyet kuralına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle, davalı şirket ve ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş ise de, davacıların geçersiz sözleşmeyle bağlı tutulamayacağı değerlendirildiğinde, mahkemenin bu gerekçesi yerinde görülmemiştir. O halde, dava konusu olayın ve taraf iddialarının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi ve sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Ancak, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler. Zira, haklı bir sebep olmaksızın mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür. Dava, Türk Borçlar Kanunu 77. ve devamı maddelerine göre, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. O halde, davanın dayanağının Türk Borçlar Kanunu hükümleri olduğu, 4077 sayılı kanun kapsamında bulunmadığı gözetilmeli, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Mahkemece, görev kapsamını belirlemede yanılgıya düşülerek Tüketici Mahkemesi sıfatıyla hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....
Sebepsiz zenginleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine ilişkin birinci kısmın birinci bölümünde “borç ilişkilerinin kaynakları arasında” ve üçüncü ayırımında 77 ilâ 82. maddeler arasında düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 77. maddesinin 1. fıkrasına göre, haklı bir sebep olmaksızın başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen kimse, onu geri vermek zorundadır. Hemen belirtilmelidir ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Türk Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 77 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
Sebepsiz zenginleşme, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından ya da emeğinden yararlanma olarak tanımlanır. Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. TBK'nın konuya ilişkin 77. vd. maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....
Hukuk Hakimliği Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme iddiasına karşılık menfi tespit istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 8/1/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/01/2022 NUMARASI : 2021/436 ESAS - 2022/3 KARAR DAVA KONUSU : Sebepsiz Zenginleşme İddiasına Dayalı Alacak (Yersiz Ödeme) KARAR : Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10/01/2022 tarih ve 2021/436 Esas - 2022/3 Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Danıştay 12....
Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava, takip borçlusu olmayan davacının haciz baskısı altında takip borcuna istinaden ödeme yapmış olması sebebiyle sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir. İİK 72. Maddesine dayalı açılacak istirdat davalarında davacı sıfatı takip borçlusuna aittir. Takip borcunun 3. Kişi tarafından ödenmesi halinde de, borçlu sıfatı bulunmayan 3. Kişiye takip hukukuna özgü düzenleme getiren İİK 72.maddeye dayalı istirdat davası açma hak ve yetkisi vermez. Eldeki davada davacı takip borçlusu olmadığı halde haciz baskısı altında itirazi kayıtla takip borcuna karşılık yapmış olduğu ödemenin tahsilini talep etmiş olmakla, davanın hukuki dayanağı TBK 77. ve devamı maddelerde düzenlenen sebepsiz zenginleşme müessesesidir ve davacının aktif husumet ehliyetine sahip olduğu açıktır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.08.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.07.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici satın alma iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise taşınmazın belirlenecek bedelinin yarı pay oranında davalıdan tahsili istemlerine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/10/2019 NUMARASI : 2017/396 ESAS - 2019/374 KARAR DAVA KONUSU : Sebepsiz Zenginleşme İddiasına Dayalı Alacak KARAR : Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 17/10/2019 tarih ve 2017/396 Esas-2019/374 Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davalı tarafın müvekkilinin eski eşi olduğunu, davalı tarafın müvekkili hakkında Mersin 4....