Borçlu, menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı İİK'nın 72. maddesinin 7. fıkrasına göre istirdat davası açabilir. Borçlu, istirdat davası sonucunda (lehine) almış olduğu ilamı hemen icraya koyabilir (m. 32). Bunun için, ilamın kesinleşmesi şart değildir; çünkü, ilamın konusu bir para alacağıdır (HUMK m. 443/1; İİK m. 36). Fakat, İİK'nın 72/6. maddesi gereğince istirdat davasına dönüşen menfî tespit davasının (yeni hâli ile istirdat davasının) kabulüne ilişkin ilamda yer alan alacak, ilam kesinleşmeden takip konusu yapılamaz (Kuru, s. 399). Hukuk Genel Kurulunun 11.02.2020 tarihli ve 2018/8- 55 E., 2020/130 K. sayılı kararında da bu ilkeler vurgulanmıştır. Bu açıklamalar ışığında somut olayda, bu kez senet borçlusu Doneks Şirketi tarafından ilamın infazı için İstanbul 12....
e karşı iade (istirdat) dava açması için 2 haftalık kesin süre verildiğine ilişkin ihtaratlı ve meşruhatlı davetiye çıkarılmış, davacı vekili tarafından istirdat davası açıldığı ve Mahkememizin 2021/753 esas sayılı dosyasında davanın devam ettiği bildirilmiştir. Mahkememizin 2021/753 esas sayılı dosyasının incelenmesinde dava konusu çek yönünden davacı tarafından ...'e karşı istirdat davası açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Kaybolduğundan bahisle zayi nedeniyle iptali istenen dava konusu çekle ilgili istirdat davası açılmış olduğu anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmi ..." şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur....
Davacılar vekili 03.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda yapılan hesaplama esas alınarak istirdat davasına konu olan miktar 1.980,00 TL olarak belirlenmiştir. Taraflar arasında yapılan protokol dava konusu icra takibine ilişkin olmakla, Mahkemece söz konusu protokolde düzenlenen her bir vadeye göre istirdat davası açma tarihi belirlenmesi gerektiğine dair değerlendirme yapması hatalıdır. Bu husus bozma sebebi ise de, yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca kararın düzelterek onanmasına karar verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/226 Esas KARAR NO : 2021/262 DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 13/04/2020 KARAR TARİHİ : 30/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirket hakkında davalı tarafça ... 37. İcra Dairesinin ... E sayılı dosyasından, ... 8. İcra Dairesinin ...E sayılı dosyasından ve ... 8. İcra Dairesi ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı sıra cetveline itiraz davasının reddine, istirdat davası konusunda mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili Ahmet Demircan’a, müteveffa babası ...’dan intikal eden taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinin hatalı düzenlendiğini, sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının borçlusunun dava dışı Adnan olduğunu ve adı geçenin mirası reddettiğini, bu itibarla davalıya pay ayrılamayacağını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline; sıra cetveli ile haksız olarak davalıya ödenen 1.744,53 YTL.nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili, alacağın icra marifetiyle 24.08.1999 tarihinde tahsil edilmesine rağmen menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülmediğini, istirdat davası için yasada öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini belirterek davanın reddini istemiştir....
Mahkememizce ödeme yasağı konulması için ----- Bankasına yazılan müzekkereye cevaben, eldeki davaya konu kaybolduğu iddia edilen -----Bölgesi şubesine ait keşidecisi----- keşide tarihi 20/01/2019, keşide yeri ------, 39.000,00 TL bedelli, ----- seri nolu çekin ibraz edildiğinin bildirildiği görüldü. 6102 sayılı TTK'nın 818/1-s maddesinin yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken 758. maddesi uyarınca dava sırasında çeki elinde bulunduranın bilinmesi halinde mahkemece bu kişi aleyhine istirdat davası açmak üzere süre verilip, dava açılmaması halinde davanın reddine, dava açılması halinde ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.Mahkememizin 22/02/2024 tarihli duruşması ile talep eden vekiline, davaya konu iptalini talep ettiği çek ile ilgili istirdat davası açmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, kesin süre sonuçları ihtar edilmiştir.Davacı vekilince ibraz eden aleyhine istirdat davası açmak üzere kesin süre verilmesine rağmen istirdat davası açılmadığı...
ne karşı istirdat davası açması için iki haftalık kesin süre verildiği, ara kararın ... tarihinde tebliğ edildiği ancak verilen kesin süre içerisinde istirdat davasının açılmadığı görülmüştür. Dava; davacının elinde iken zayi olduğunu iddia ettiği çeke ilişkin kıymetli evrakın iptali davasıdır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu çeke ilişkin bağlı bulunduğu bankaya yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda; davaya konu çekin bankaya ibraz edildiği bildirildiğinden davaya konu edilen çekin ortaya çıktığı, davacıya çeki elinde bulundurana karşı istirdat davası açması ve mahkememize bildirmesi için kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde davacının istirdat davası açmadığı anlaşılmış olup, dava konusu çekin zayi olmadığı ve bu nedenle iptali şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....