Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda takibe konu ... 2.Tüketici Mahkemesi'nin 16/09/2008 tarih 2008/112 E-301 K sayılı ilamında "aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde İİKnun 24. maddesi gereğince işlem yapılmasına" karar verilmiştir. Bu durumda aynen ifa mümkün değil ise, İİKnun 24. maddesine göre işlem yapılması gerekir. Borçlu vekilince icra müdürlüğüne başvurularak, ilama konu aracın mislinin ellerinde bulunmadığı ve İİK.nun 24. maddesinin uygulanarak aracın değerinin tespiti istendiğine göre icra müdürünce aynen ifa mümkün olmadığından İİK.nun 24/5. madde hükmü uyarınca ticaret odasından aracın değerinin sorularak belirlenmesi gerekirken doğrudan bilirkişi marifeti ile değer tespiti yapılması anılan yasa hükmüne uygun değildir....

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİKnun 366. ve 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİKnun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 18.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İİKnun 89/3 maddesinde ise "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir....

        353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Dosyamızda davacının icra takibinde borçlu olmadığı, İİK 89 gereğince menfi tespit davasının ikame edildiği, İİK 89 da İİK 72.ye paralellik oluşturacak şekilde istirdat davasına dönüşeğine dair bir hüküm bulunmadığı, bu durumda davacının icra alacaklısına karşı açtığı eldeki menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmeyeceği, olsa olsa yapmış olduğu ödeme nedeniyle icra borçlularına karşı sebepsiz zenginleşme davası açabileceği ya da 2004 sayılı Yasa 89. maddesi gereğince kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerine yasal süresinde itiraz etmeyen 3. Kişi borçlu olmadığı bedeli ödemek zorunda kalması halinde İİK'nun 89/5 maddesinde "Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65'inci madde hükmü uygulanır. (Değişik cümle: 17/07/2003 - 4949 S.K./22. md.)...

          Md. 89/2 ve md 89/3 haciz ihbarnamelerini göndererek müvekkillerini dosyaya borçlu olarak eklettiğini, İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/375 E....

          Uyuşmazlığın; İİK'nun 89/3 maddesi gereğince açılan menfi tespit davası ile İİK'nun 89/5 maddesine dayalı istirdat talebine ilişkin olduğu görüldü. Borçlunun üçüncü kişi nezdindeki alacakları taşınır niteliğinde olduğundan, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı, İİK'nun 78. ve müteakip maddeleri gereğince üçüncü kişiye yazılacak bir haciz yazısı ile haciz konulmasını isteyebileceği gibi, üçüncü kişiye İİK'nun 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilmesi suretiyle de alacağın haczini talep edebilir. Borçlunun, üçüncü kişi nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczi ise ancak İİK'nun 78. maddesi kapsamında gönderilecek haciz yazısı ile mümkündür. Her iki hal İİK'nun farklı maddelerinde düzenlenmiş olup, sebep ve sonuçları değişiklik arz eder....

          SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİKnun 366. ve 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 23.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            İcra Hukuk Mahkemesine 2012/1100 E. sayılı dosya ile 18.09.2012 tarihinde açtıkları üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi davasında İİKnun 113. maddesi hükmüne dayanarak mahcuzların tedbir amaçlı satışını talep ettiklerini, mahkemece 20.09.2012 tarihli tensip tutanağı ile satış taleplerinin reddolunduğunu, istihkak iddia eden 3. kişi vekilinin mahcuzların bozulabileceği beyanlarına dayanılarak 06.11.2012 tarihli ek dilekçe ile yeniden aynı gerekçe ile yaptıkları satış taleplerinin 09.11.2012 tarihli ek tensip tutanağı ile tekrar reddolunduğunu, mahcuzlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda mahcuzların bozulabileceğine dair rapora istinaden mahcuzların tekrar satışının talep edildiğini, mahkemece 14.01.2013 tarihinde ek tensip tutanağı ile taleplerinin bir kez daha reddedildiğini, oysaki mahkemenin İİKnun 113. maddesi gereğince mahcuz menkullerin zayi olma ihtimaline binaen tedbiren satış kararı vermesi gerektiğini, İİKnun 99. maddesinin buna...

              Mahkemece, toplanan delillere göre; davacının İİK'nın 89. maddesi uyarınca zimmetinde sayılan parayı icra alacaklısına ödedikten sonra istirdat davası açarak haksız biçimde ödediğini iddia ettiği paranın iadesini istemesi gerekirken, İİK'nın 89. maddesindeki düzenlemeyi işlevsiz bırakacak şekilde doğrudan menfi tespit davası açmasında isabet bulunmadığı, İİK'nın 89. maddesindeki özel düzenleme ile İİK'nın 72. maddesindeki menfi tespit davasına ilişkin genel düzenleme gözetildiğinde, genel düzenleme hükmünün İİK'nın 89. maddesini işlevsiz bırakacak şekilde uygulanamayacağından eldeki davanın menfi tespit davası olarak açılmasında isabet bulunmadığı, ayrıca icra dosyasında davacının borcu ödediğine dair bir kayıt bulunmadığından davaya istirdat davası olarak da devam edilemeyeceği, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçeleriyle davanın reddine, İİK'nın 89/3. maddesi gereğince asıl alacağın %20'si oranında inkar tazminatının davacıdan alınarak davalı takip alacaklısı...'...

                UYAP Entegrasyonu