Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili 06.10.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalı şirketin haksız feshi nedeniyle bayilik sözleşmesinin 19. maddesi uyarınca cezai şart alacağından dolayı 7.500 USD'nin, bayilik protokolünün 9. maddesindeki cezai şart alacağından dolayı 7.500 USD'nin ve sözleşmenin süresinden önce haksız feshi nedeniyle kar mahrumiyetinden kaynaklanan 124.922-TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili , taleplerin fahiş olduğunu, davacının hem cezai şart hem de kar mahrumiyeti talep edemeyeceğini, ayrıca cezai şart ve kar mahrumiyetine ilişkin hesaplama yönteminin doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....

    hizmetin faturalandırılması söz konusu olmadığından yersiz ödemeden de söz edilemeyeceğini belirterek; davalının haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkil hastane aleyhine sözleşmenin 11.1.16 ve 10.1....

    C)Yerel Mahkeme kararının özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, sübut bulduğu gerekçesi ile 50,06 TL. cezai şartın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. D)Temyiz: Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. E)Gerekçe: Mahkeme kararının gerekçesinde cezai şart talebinin sabit olduğundan bahisle 50,06 TL. “cezai şart” adı altında hüküm altına alınmış ise de, tüm dosya kapsamından hüküm altına alınan 50,06 TL.’nın aslında “eğitim gideri” olduğu, “eğitim gideri” yerine “cezai şart” yazılmasının mahallinde düzeltilebilecek maddi bir hata olduğu anlaşıldığından bu durum bozma nedeni sayılmamıştır....

      Davacı- birleşen davada ; davalı bayii asıl ve birleşen dava tarihinden sonra yargılama sırasında davalı-birleşen davacıya cari hesap borcuna istinaden 04.08.2016 tarihinde 40.000- TL ödeyerek cari hesap borcunu kapattığı ve davalı-birleşen davacının bayilik sözleşmesi uyarınca aldığı 100.000-TL bedelli teminat mektubunu iade ettiği sabittir.Davalı- birleşen dosya davacısı , davalı bayiinin asıl ve birleşen dava açıldıktan sonra ödeme yapması nedeniyle konusuz kalan asıl davayı açmakta haksız olduğunu,birleşen dava cari hesap alacağı yönünden ise dava açmakta haklı olduklarını bu nedenle konusuz kalan dava yönünden lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekteğini, cezai şart alacağı yönünden ise;yapılan ödemenin açıkca cezai şart ödemesine yönelik olmadığını ve cezai şart alacağına yönelik davaya devam ettikleri cezai şart bakımından davasının kabülüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür....

        Taraflar arasında, iş sözleşmesinde yer alan cezai şart düzenlemesinin geçerliliği ve cezai şart miktarının tespitinde oranlama ve indirim yapılıp yapılmayacağı hususları uyuşmazlık konusudur. Cezai şart öğretide, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edim olarak tanımlanmıştır. Cezai şart, Borçlar Kanununda düzenlenmiş olup, İş Kanunlarında konuya dair bir hükme yer verilmemiştir. İş hukuku açısından Türk Borçlar Kanunu'nun söz konusu hükümleri uygulanmakla birlikte, Dairemizce bazı yönlerden İş hukukuna özgü çözümler üretilmiştir. İş hukukunda “İşçi Yararına Yorum İlkesi”nin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmış ve bu yönde yerleşmiş içtihatlar öğretide de benimsenmiştir....

        , bu kısmı davacının hak edebilmesi için taahhüt ettiği alımı gerçekleştirmesi gerektiğini, taahhüdün gerçekleştirilmemesinin müeyyidesinin cezai şart olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....

          Davalı vekili, taraflar arasında taşınmaz satışına ilişkin imzalanan protokolde ........2013 tarihinde gerçekleştirilecek satış işleminden vazgeçen tarafın 50.000 TL cezai şart ödemesinin kabul edildiğini, davacı şirketin protokol ile yüklendiği edimini yerine getirmeyip taşınmazı almaktan vazgeçtiğini, bu nedenle davacı aleyhine cezai şart alacağının tahsili için icra takibi yapıldığını, takibin itirazsız kesinleştiğini, davacının, taraflar arasındaki protokol uyarınca cezai şartı ödemekle yükümlü olduğunu savunarak, davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, taraflar arasında taşınmaz satımına ilişkin anlaşma yapıldığı, satışın davacı şirket ile aralarında organik bağ bulunan ... ... ... ve Tic. Ltd....

            . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile akdettiği 01.05.2006 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi ile ekleri olan protokol ve taahhütname gereği davalının belli miktarda mal satın almayı taahhüt ettiğini ve satın almama halinde de cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı bayinin yüklendiği miktarda mal satın almayarak bayilik sözleşmesini ve taahhütnameyi ihlal ettiğini, müvekkilinin 5 yıllık dönemde eksik satılan 13.588 m3 karşılığı beher m3 için cezai şart 30-USD' den olmak üzere toplam 407.640-USD tutarında kar kaybına uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin beyaz üründen kaynaklanan 10.000-USD cezaî şart bedelinin fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının bankaların USD’ye uyguladıkları en yüksek ticarî faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir....

              SAVUNMA Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı ile 4 adet makinenin satışı için %100 peşin olmak üzere 177.500,00 Euro+KDV karşılığı anlaşma yapıldığını, davacı şirketin sadece 100.000,00-TL ödeme yaptığını kalan tutarı ödemediğini, sözleşme konusu makinelerin tesliminin sipariş teyidi ve kaporanın ödenmesinin ardından fuar sonrası Kasım 2016'da olacağını, cayma durumunda makul miktarda cezai şart öngörüldüğünü, davalı tarafından sipariş teyidi yapıldığını davacı tarafça 100.000,00TL kısmi ödeme yapıldığını ve yine sözleşmedeki şekilde davacı talebi üzerine sözleşme konusu malların fuarda sergilendiğini, ancak daha sonra davacı tarafından makine bedellerinin ödenmediğini, fuar sonrası 31 Mayıs 2017 tarihine kadar davalıyı oyaladıklarını ve daha sonra yazı göndererek makineyi almaktan vazgeçtiklerini bildirdiklerini, sözleşmede cayma halinde sözleşme bedelinin %10'u oranında cezai şart ödemeyi gayrikabili rücu olarak kabul edildiğini, cezai şartın mahsubu...

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 22/10/2020 NUMARASI : 2018/433 E-2020/560 K DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : Alacak, Cezai Şart (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 13/10/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2022 Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve cezai şart talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili özetle; taraflar arasında ......

                  UYAP Entegrasyonu