Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna karşılık, ilam niteliğindeki belge, maddi anlamda kesin hüküm gücüne sahip olmadığından bu belge tarihinden önceki itfa ve zamanaşımı iddialarına dayalı istirdat veya menfi tespit davaları açılabilir. Somut olayda, alacaklı kooperatif, 1581 sayılı Tarım ve Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununun 12.maddesine göre ilam niteliğindeki belge sayılan senetlere dayalı olarak ilamlı icra takibi başlatarak borçluya örnek 4-5 icra emri göndermiştir. Borçlu vekili geçerli bir kefaletinin olmadığını iddia ederek icra mahkemesinden takibin ve icra emrinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece 16.06.2008 tarihli duruşmada Meriç Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/18 esas sayılı dosyası incelenmiştir. Bu dosyadan borçlu E… …. T… ….'...

    Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Eş söyleyişle, kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233)....

      Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının davalıdan fatura ve fazla ödemeler nedeniyle borçlu olmadığı, 9.637,04 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, dava dilekçesi ile borçlu olmadığının tespitini, müvekkilinin uğradığı ve içinde kaldığı durum sebebi ile 5.000 TL manevi, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 500 TL maddi tazminatın ve davalıdan alacaklı olduğu 10.016,34 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Daha sonra ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 16.018 TL olarak yenilemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile davacının davalıya ... 13....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin ilamında ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davası sonucunda, ortaya çıkan maddi ve manevi tazminat miktarının cebri icra yoluyla davalıların tahsili yoluna gittiklerini, müvekkiline gerçekleştirilen hukuka aykırı işlem sonucunda davalılar vekilinin hesabına müvekkilinin internet bankacılığı işlemi ile anında kredi çekerek 25.000,00 TL ödemek zorunda bırakıldığını, bu nedenle, 25.000,00 TL nin davalılardan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, vekaletsiz iş görme hukuksal nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir....

        talep ve dava etmiştir....

          dosyada unutulan faiz alacağı istemine yönelik olduğunu, dava şartı olan arabuluculuk aşaması yerine getirildiğini anlaşma sağlanamadığını, Davada zamanaşımı hususu bulunmadığını, zamanaşımının müvekkile istirdat konusu paranın iadesinden sonra başlayacağından bu yönde yapılacak olan itirazların yerinde olmayacağını, Menfi tespit davası dosyası yargıtayda karar düzeltme aşamasında olan ve birleştirme talep ettikleri ------- sayılı dosyasından bekletici mesele yapıldığını, bu nedenlerle davamızın hukuki ve fiili irtibattan dolayı ve unutulan bir dava olup fiaz alacağı davamızın ana davamız olan ---- sayılı dosyası ile birleştirilmesine, Fazlaya dair dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik ---- faiz alacağının davanın istirdat konusu icra dosyasındaki faize göre hesap edilerek müvekkile ödenmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesine dava ve talep etmiştir....

            Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, davacı tarafından dava konusu sigorta poliçelerine ilişkin olarak ödeme belgeleri sunulmuş olduğundan, davalı ... ve poliçeleri düzenleyen acentenin ticari kayıt ve defterleri üzerinde sigorta hukuku ve hesap uzmanı bilirkişi marifetiyle, dava konusu her sigorta poliçesi yönünden ayrı ayrı inceleme ve değerlendirme yapılarak, prim ödemelerinin acente ve davalı şirket kayıtlarına geçip geçmediği, poliçe iptallerinin dayanağı, iptal işlemleri hakkında davacı ... ettirene usule uygun bildirimler yapılıp yapılmadığı ve diğer hususlarda rapor alındıktan sonra, dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

              Mahkemece, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile, 6.192,70 TL alacağın 16.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, ... şirketi aleyhine aynı kaza nedeniyle davalı tarafından açılan tazminat davasında verilen hükmün, ... 17. Hukuk Dairesinin 03.07.2014 tarih ve ... E-......

                Maddi hukuk bakımından borçlunun gerçekte borçlu olmadığı bir borcu ödemiş olması ve takip hukuku bakımdan ise borcun cebri icra takibi sebebiyle icra takibi sırasında ve cebri icra tehdidi altında ödenmesi gerekir. Ödemenin mutlak suretle takibin kesinleşmesinden sonra bir başka deyişle borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz edip de itirazının icra hakimliğince kesin olarak kaldırılmış olması durumunda yapılmış olması gerekir. İİK 72. madde düzenlemesinin maddi anlamda takip borçlularını kapsadığı, davacının maddi hukuk bakımından takip borçlusu sıfatına sahip olmadığı, davanın 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 72/7 maddesine göre açılmış bir istirdat davası olamayacağı, zira ortada davacı aleyhine başlatılan bir icra takibi olmadığı, davacının İİK 72/7'e göre dava açma hakkı bulunmadığı, İİK 72/7'inci maddesinde tanımlanan istirdat davasının bu nedenle şartlarının oluşmadığı görülmektedir....

                  İnşaat Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş. vek.Av.... ile davalı A... Madencilik Turizm San ve Tic. A.Ş. vek.Av.... aralarındaki akdin feshi-istirdat ve Tazminat davası hakkında ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 17.3.2006 gün ve 777-108 sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Kararı temyiz eden davacı vekiline kararın tebliğ edildiğine ilişkin tebliğat parçasının dosya içerisinde olmadığı görüldüğünden kararın tebliğine dair belgenin eklenmesinden sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline ÇEVRİLMESİNE, 11.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu