Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz....
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 13.2.2015 tarihli haciz de üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan ...’ın üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir....
Mahkemece toplanan delillere göre: “alacaklıya İİK’nun 99. maddesi uyarınca verilen 7 günlük süre içinde açılan istihkak iddiasının reddi davasının aynı konuda üçüncü kişinin açtığı istihkak davası ile birleştirildiği, alacaklı tarafın birleşen davayı takipsiz bırakarak HUMK’nun 409.maddesindeki 3 aylık yasal süresi içerisinde yenilemediği, böylece istihkak iddiasını kabul etmiş sayılması ve açtığı davanın da açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, öte yandan üçüncü kişinin açtığı davanın bu koşullarda konusuz kaldığı, üçüncü kişinin açtığı davanın haczedilmezlik şikâyeti niteliğinde bulunduğu“ gerekçesi ile birleşen davanın açılmamış sayılmasına, haczedilmezlik şikâyetinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, birleştirilen dosya davacısı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca ileri sürdüğü “istihkak iddiası” ile ilgilidir....
Mahkemece toplanan delillere göre: “alacaklıya İİK’nun 99. maddesi uyarınca verilen 7 günlük süre içinde açılan istihkak iddiasının reddi davasının aynı konuda üçüncü kişinin açtığı istihkak davası ile birleştirildiği, alacaklı tarafın birleşen davayı takipsiz bırakarak HUMK’nun 409.maddesindeki 3 aylık yasal süresi içerisinde yenilemediği, böylece istihkak iddiasını kabul etmiş sayılması ve açtığı davanın da açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, öte yandan üçüncü kişinin açtığı davanın bu koşullarda konusuz kaldığı, üçüncü kişinin açtığı davanın haczedilmezlik şikâyeti niteliğinde bulunduğu“ gerekçesi ile birleşen davanın açılmamış sayılmasına, haczedilmezlik şikâyetinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, birleştirilen dosya davacısı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca ileri sürdüğü “istihkak iddiası” ile ilgilidir....
Kural olarak mal borçlu elinde haczedilir ve 3. kişi istihkak iddiasında bulunursa istihkak davasını üçüncü kişinin, mal üçüncü kişi elinde haczedilir ve üçüncü kişi tarafından istihkak iddia edilirse,istihkak davasını alacaklının açması gerekir.Üçüncü kişi tarafından açılması gereken durumlarda bile , alacaklı tarafından açılmasını engelleyen yasal bir düzenleme bulunmadığından davanın, sıfat yokluğu nedeni ile reddine karar verilemez. Hal böyle olunca; davanın esasının incelenmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 15/05/2009 gününde oy birliği ile karar verildi....
Mahkemece toplanan delillere göre: davalı üçüncü kişi ve borçlu şirketler arasında ortaklık yapısı, çalışanları ve aynı alanda faaliyet göstermeleri nedeni ile organik bağ bulunduğu, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğü gerekçesi ile davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava, alacaklı tarafından İİK’nun 99. vd. maddesi uyarınca “istihkak iddiasının reddi” davası olarak açılmıştır. .//.. 2013/7652-15591 -2- İstihkak davalarında geçerli bir istihkak iddiasının varlığı dava ön şartı olup, kimlerin istihkak iddiasında bulunabileceği yasada belirtilmiştir....
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Takip hukukuna dayalı istihkak davalarının dinlenebilmesi için genel dava koşullarının yanı sıra özel bir dava ön koşulu olarak geçerli bir haczin varlığı gerekmektedir. Geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, Mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Somut olayda, Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, dava konusu mallar 09.09.2010 tarihinde davacı 3.kişinin muhasebe müdürünün huzurunda haczedilmiş, muhasebe müdürü 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunmuş, alacaklı da istihkak iddiasına itiraz etmiştir. ... İcra Müdürlüğü'nce İİK.nun 97/1.maddesindeki prosedür işletilmiş, istihkak iddiası konusunda bir karar verilmek üzere dosya İcra Mahkemesine gönderilmiş ve ... İcra Mahkemesi'nce takibin devamına ilişkin olarak verilen 11.01.2011 tarihli karar 3.kişiye 15.03.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir....
Bu süre içinde ........ mahkemesine istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş sayılır. Alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonuçlanıncaya kadar, haczedilen malın satışı yapılamaz. ........, üçüncü kişinin yokluğunda yapılması ve üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulması halinde de bu fıkra hükmü uygulanır.“ düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre; alacaklının İİK’nun 99. maddesi uyarınca dava açabilmesi için öncelikle üçüncü kişinin geçerli bir istihkak iddiasında bulunması gerekir. Diğer yandan, İİK’nun 97. maddenin 9. fıkrasında: “…Yukarıdaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkânı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, ........ mahkemesinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder…” düzenlemesine yer verilmiştir....
Bu süre içinde icra mahkemesine istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş .//.. sayılır. Alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonuçlanıncaya kadar, haczedilen malın satışı yapılamaz. Haczin, üçüncü kişinin yokluğunda yapılması ve üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulması halinde de bu fıkra hükmü uygulanır.“ düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre; alacaklının İİK’nun 99. maddesi uyarınca dava açabilmesi için öncelikle üçüncü kişinin geçerli bir istihkak iddiasında bulunması gerekir. Diğer yandan, İİK’nun 97. maddenin 9. fıkrasında: “…Yukarıdaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkânı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, icra mahkemesinde istihkak davası açabilir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin, istihkak iddiası üzerine istihkak iddiasının geçerli olup olmadığını denetleyebilecek bir statüde olmadığını, üçüncü şahıs tarafından haksız bir iddia varsa da bunun mahkeme tarafından çözüme kavuşturulabileceğini, Mahkemeye yapılan başvuru sonrasında yaklaşık 2 yıllık bir yargılama neticesinde elde edilen kanaat ile istihkak iddiasının haksız olduğunun tespit edildiğini, bu durumda müvekkilin istihkak iddiası dışında yapacağı bir şey yokken davanın reddine karar vermenin hatalı olduğunu, müvekkilin, haksız olarak dava açılmasına neden olan taraf olmadığını, yetkisi olmadan istihkak iddiasında bulunarak takibin durmasına neden olan tarafın yargılamaya neden olduğunu, bu durumda davanın reddi yerine hüküm kurulmasına yer olmadığına ve haksız istihkak iddiası nedeniyle yargılamaya neden olan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını...