Bu karara karşı, alacaklı ..... vekili, karar başlığında istihkak iddia eden üçüncü kişinin adının yanlış yazıldığını iddia ederek maddi hatanın düzeltilmesi amacıyla hükmün tavzihini istemiştir. Bu talep üzerine Mahkemece tesis edilen 15.08.2013 tarihli ek karar ile üçüncü şahısların iddialarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle istihkak iddiasının reddi ile mahcuz menkuller teminat kabul edilerek takibin talikine, kararın üçüncü şahsa tebliğinden itibaren 7 gün içinde istihkak davası açmakta muhtariyetine karar verilmiştir. Ek kararı, alacaklı ..... vekili, istihkak iddia eden ..... vekili ve ..... ...... vekili temyiz etmiştir. 1- Temyize konu ek karar ile, alacaklı vekilinin tavzih dilekçesi üzerine tavzih talebine konu olan ilk karardan farklı olarak takibin talikine karar verilmek suretiyle kararda düzeltme yapılmıştır....
Şikayet ve istihkak davasının 6100 sayılı HMK'nın 111. maddesine göre terditli olarak açılmasında yasaya aykırı bir durum yoktur. ( HGK 10.12.2019 T. - 2017/8-1917 E.-2019/1332 K.) Şikayet terditli olarak açılan istihkak davalarının yasal dayanağı İİK'nın 96-97-99. maddeleri olup alacaklıdan mal kaçırma, organik bağ vs. iddiaları şikayette değil, açılacak istihkak davasında dinlenebileceğinden terditli olarak ileri sürülen talepler arasında hukuki bir bağlantı bulunmaktadır. Taleplerin aynı amaca hizmet etmesi iki ayrı talebin bulunmadığı anlamına gelmez. İcra memurunun işlemine karşı şikayette bulunulabileceği gibi istihkak davası da açılabilir. Asli talep olarak bildirilen şikayet kabul edilirse istihkak davası açma yükümlülüğü ortadan kalkacağı için terditli olarak ileri sürülen istihkak davasının görülmesine gerek kalmayacaktır. Bu durum usul ekonomisine de uygun bir hâldir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, Ödemiş 2.İcra Müdürlüğü’nün 2008/1152 Esas, Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2009/227 talimat sayılı dosyasından, 09.02.2009 tarihinde haczedilen mahcuzların müvekkiline ait olduğunu, istihkak iddiasıyla ilgili Ödemiş İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/99-123 sayılı red kararının müvekkiline tebliğ edilmediğini, durumu 09.11.2009 tarihli haciz sırasında öğrendiğini belirterek, 09.02.2009 tarihinde haczedilen menkullerle ilgili istihkak iddiasının kabulüne, istihkak iddiasının reddine ilişkin karar tebliğ edilmediğinden 09.11.2009 tarihli haczin usulsüz olması sebebiyle bu tarihli kefaletin, haczin ve ödeme taahhüdünün geçersiz olarak kabulüne karar verilmesini...
İİK'nin 96/.... maddesinde, ....kişinin haczedilen mal ve hak üzerinde mülkiyet veya rehin hakkına dayanarak istihkak iddiasında bulunabileceği öngörülmüştür.Gerek doktrinde ve gerekse ... uygulamasında “Mülkiyet ve rehin hakları” sözcüklerinin sınırlandırıcı anlam taşımadığı, ayrıca sınırlı ayni haklara, tapuya şerh verilmiş kişisel haklara, hapis hakkına, mülkiyeti muhafaza sözleşmesine, intifa hakkına dayanarak da istihkak iddiasında bulunulabileceği kabul edilmektedir. Ancak somut olayda, davalı yukarıda yazılı haklara değil, yalnızca kiracılık sıfatına dayanmıştır. Kiracının istihkak iddiasında bulunma hakkı yoktur....
Dava, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir. İ.İ.K'nun 96/3.maddesi hükmüne göre, "istihkak iddiası yapıldığı veya istihkak davası açıldığı tarihte, istihkak davacısı ile birlikte oturan kimseler aynı anda malın haczedildiğini öğrenmiş sayılmaları" gerekir. Anılan madde de "haczin yapıldığını öğrenen 3.kişinin 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybedeceği" öngörülmüştür....
Ne var ki icra dosyasında yapılan 14.03.2011 günlü istihkak iddiası üzerine icra müdürlüğü aynı günlü kararla İİK’nun 96/2. maddesindeki prosedürün işletilmesini kararlaştırarak 60 örnek numaralı istihkak bildirim varakasını tebliğe çıkartmış, alacaklı vekili tebliğden itibaren 3 gün içinde itiraz etmeyerek istihkak iddiasını kabul etmiştir. Bu durumda, istihkak iddiası kabul edilmiş sayılan 3.kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olup, resen gözetilmelidir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken, yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 17.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ne var ki icra dosyasında yapılan 14.03.2011 günlü istihkak iddiası üzerine icra müdürlüğü aynı günlü kararla İİK’nun 96/2. maddesindeki prosedürün işletilmesini kararlaştırarak 60 örnek numaralı istihkak bildirim varakasını tebliğe çıkartmış, alacaklı vekili tebliğden itibaren 3 gün içinde itiraz etmeyerek istihkak iddiasını kabul etmiştir. Bu durumda, istihkak iddiası kabul edilmiş sayılan 3.kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olup, resen gözetilmelidir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken, yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 17.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı alacaklı vekili, 6.1.2010 tarihli hacizden sonra süresi içinde istihkak iddiasına itiraz etmeleri üzerine dosyanın icra mahkemesine gönderildiğini ve mahkemenin takibin devamıyla birlikte 3.kişiye dava açması için 7 gün süre verdiğini, davanın süresinde açılmadığını, dava konusu mahcuzların borçluya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın 7 günlük yasal sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK'nun 96 vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu taşınır mallar 6.1.2010 tarihinde haczedilmiştir. Haciz sırasında hazır bulunan davacı 3.kişi istihkak iddiasında bulunmuş, davalı alacaklı da istihkak ../... - 2 - 2012/10335 2012/10571 iddiasına itiraz etmiştir. İstihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava süresi kesilmiştir. İstihkak iddiası üzerine icra müdürlüğünce İİK'nun 97/1.maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir....
Buna göre, 2010 yılında icra mahkemelerince istihkak davaları sonucunda verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 4.110,00.-TL’sını geçmesi gerekir. İstihkak davalarında dava değeri alacak miktarı ile hacizli malın değerinden hangisi az ise ona göre belirlenir. Hacizli malın değeri ile ilgili kural olarak dava konusu hacizde yapılan değer tespitine itiraz edilmesi gerekir. Dairemizin ve Yargıtay’ın uzun süredir yerleşmiş bulunan uygulaması da bu yöndedir. Öte yandan somut olayda iki ayrı üçüncü kişi aynı hacze konu farklı farklı mahcuzlara ilişkin istihkak iddialarını iki ayrı dava açılmış, aradaki bağlantı nedeni ile birleştirme kararı verilmiştir. Buna göre dava değerinin her birinin istihkak iddia ettiği hacizli mallar yönünden ayrı ayrı ele alınıp tespiti gerekir. Buna göre somut olayda, temyiz konusu dava değeri davacı üçüncü kişi ...’nın istihkak davasına ilişkin, istihkak iddia ettiği mahcuzların değeri olan 1.400,00....
İstihkak davasının amacı hacizli eşya ya da hak üzerinde cebri icranın devam edip etmeyeceğini belirlemektir. İstihkak davasının görülebilmesi için, geçerli ve süresinde yapılmış bir istihkak iddiasının bulunması gerekir. Borçlunun üçüncü kişi lehine, üçüncü kişinin kendi lehine, borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran üçüncü kişinin diğer bir üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunması mümkündür.(İİK'nun 96/1, 85/2) Somut olayda, ... 1.İcra Müdürlüğü'nün 2007/162 Esas sayılı 10.01.2007 tarihli takip talebi ile alacaklı .... Gıda Mad. Ltd. Şti. tarafından, borçlu... Gıda Ltd. Şti.nin “Belediye Pasajı Devrekani” adresinde 26.05.2009 tarihinde yapılan talimat haciz işleminde, haciz yerinde bulunan işyeri çalışanı...., haciz yapılan işyerinin ...'a ait olduğunu bildirip ... lehine istihkak iddiasında bulunmuştur. Adı geçen ...., lehine istihkak iddiasında bulunduğu ...'ın herhangi bir şekilde temsilcisi veya vekili değildir. Bu durumda haciz sırasında ...'...