Davalı alacaklı vekili, davacının İcra Müdürlüğünde istihkak iddiasında bulunması ve bunun kendilerine tebliğ edilmesi üzerine istihkak iddiasına itiraz etmediklerini, buna rağmen dosyanın icra mahkemesine gönderildiğini, istihkak iddiasına yönelik bir itirazları bulunmadığından dava açılmasına sebebiyet vermediklerini savunarak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir. Mahkemece, dava konusu aracı davacı şirkete ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili ve katılma yolu ile davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir....
Hemen belirtmek gerekir ki, istihkak davalarında, geçerli bir haczin varlığı davanın ön koşullarından biridir. Haczin mevcut olup olmadığının, mahkemece, davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir. UYAP sisteminden yapılan kontrolde; alacaklı vekili tarafından 27.9.2021 ve 19.1.2022 tarihli dilekçeler ile alacağın haricen tahsil edilmesi nedeniyle hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği, İcra Müdürlüğü’nün 24.9.2021 tarihli kararı ile dosyanın haricen tahsil nedeni ile hacizlerin fekkine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece bu bilgilere göre; istihkak davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nin 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdirine karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Davalı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12....
Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karar davalı 3.kişi vekilinin temyizi üzerine, Dairenin 26.12.2011 gün ve 2011/7768-12911 E/K. sayılı ilamı ile özetle, “ haciz sırasında 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişinin yetkili olmadığı, hacizden itibaren İİK’nun 96/3.maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış usule uygun bir istihkak iddiası da bulunmadığından davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddi gerektiğinden” bahisle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, ön koşul yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı (3.kişi) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı (3.kişi) vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 24.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava alacaklının İİK’nun 99.maddesine dayalı olarak açtığı istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın 3.kişi elinde haczedilmesi üzerine 3.kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunmasıdır. Somut olayda 22.10.2007 tarihli haciz sırasında, işyerinde çalışan şahsın yaptığı iddia geçerli olmayıp, davalı 3.kişi veya onu temsile yetkili bir kişi tarafından yapılmış bir istihkak iddiası bulunmadığı gibi süresinde yapılmış böyle bir iddiada olmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddi gerekmektedir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, davanın dava koşulu yokluğu nedeniyle reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, İstanbul 9.İcra Müdürlüğünün 2009/4894 esas sayılı takip dosyasında haczedilen menkullerin borçluya ait olduğunu, istihkak iddia eden 3.kişiye ait olmadığını ileri sürerek, 3.kişinin mahcuzlar üzerindeki istihkak iddiasının reddini talep etmiştir. Davalı borçlu davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, takip borçlusunun davalı olarak gösterildiği, lehine istihkak iddiasında bulunan 3.kişiye dava açılmadığı, davalı olarak gösterilen şirketin aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....
GEREKÇE; Uyuşmazlık 3. kişinin İIK. 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı, istihkak davasına ilişkindir.Kural olarak, istihkak davasında borçlunun davalı olarak gösterilmesi için 3. kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmış olması gerekir. Borçlunun İIK. 96/1. maddesi uyarınca davacı 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunması veya haciz sırasında hazır bulunmasına karşın 3. kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmaması ya da İIK.'nun 96/2 maddesi gereğince yokluğunda yapılan 3. kişinin ihtihkak iddiası kendisine bildirilmesine rağmen verilen 3 günlük süre içinde itiraz etmemesi durumunda istihkak davasında davalı gösterilmesine gerek yoktur. Çünkü bu durumda borçlu istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır....
Davalı borçlu T3 yasal hasım olduğundan vekalet ücreti takdir edilmemiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine," karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstihkak iddiasına yönelik davanın reddine, karar verilmesi gerekirken, dava şartı yokluğu nedeniyle, davanın reddinin usul ve hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece, davalı tarafça usulüne uygun bir istihkak iddiası bulunmadığı belirtilmişse de, davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde, istihkak iddiasının sahiplenildiği ve bu yönde, savunma yapıldığını, davalı taraf, müvekkilinin alacağına kavuşamamasına sebebiyet vermiş olduğu gibi, kötü niyetli olarak istihkak iddiasını devam ettirdiğini ve davanın uzamasına sebebiyet verdiğini, dürüstlük kuralına aykırı davranan kötü niyetli davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, istihkak iddiası hakkında, icra dairesince İİK 99....
Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın 3.kişi elinde haczedilmesi üzerine 3.kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. 3.kişi yerine çalışanı (işçisi) tarafından yapılan istihkak iddiası geçerli bir istihkak iddiası değildir. Somut olayda, dava konusu 10.12.2009 tarihli haciz sırasında 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunan Gülizar ... 3.kişinin çalışanıdır. Anılan şahsın, 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı 3.kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3.maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış usule uygun bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. Geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığı için alacaklının da bu davayı açmakta hukuki yararı yoktur....
Haciz sırasında istihkak iddiasında bulunan şantiye şefi olup, 3. kişinin yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili tüzel kişi temsilcisi olmadığı, davalı 3. kişinin yetkili temsilcisi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3 maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının bulunmadığı, istihkak prosedürünün haciz sırasındaki şantiye şefi beyanı dikkate alınarak işletildiği ve davacı 3.kişinin 7 gün içinde dava açmakta muhtariyetine denilerek takibin devamına karar verildiği, bu haliyle usulüne uygun bir istihkak iddiası bulunmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş, ayrıca takibin talikine karar verilmediğinden davacı aleyhine tazminat takdirine yer olmadığına ... " dair karar verildiği görülmüştür....
Haciz sırasında istihkak iddiasında bulunan şantiye şefi olup, 3. kişinin yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili tüzel kişi temsilcisi olmadığı, davalı 3. kişinin yetkili temsilcisi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3 maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının bulunmadığı, istihkak prosedürünün haciz sırasındaki şantiye şefi beyanı dikkate alınarak işletildiği ve davacı 3.kişinin 7 gün içinde dava açmakta muhtariyetine denilerek takibin devamına karar verildiği, bu haliyle usulüne uygun bir istihkak iddiası bulunmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş, ayrıca takibin talikine karar verilmediğinden davacı aleyhine tazminat takdirine yer olmadığına ... " dair karar verildiği görülmüştür....