WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nın 153. maddesinde; "İpotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu, icra dairesine müracaatla alacaklısının gaip ve ikametgahının meçhul bulunduğunu veya alacağı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse icra dairesi 15 gün içerisinde daireye gelerek parasını almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder" hükmü yer almaktadır. İİK'nın 153. maddesi hükmüne göre, ipotek alacaklısının icra takibi yapmamış olması halinde ipotek konusu borç tamamen ödenirse anılan madde koşullarında ipoteğin fekki istenebilecektir. İpotek alacaklısının icra takibi yapması durumunda ise, takip konusu borç ve fer'ilerinin tamamen ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılması icra takibinin doğal sonucu olduğundan, borçlunun icra müdürlüğünden, ipoteğin kaldırılması hususunda tapu sicil müdürlüğüne yazı yazılmasını isteyebileceği tartışmasızdır....

    Asliye Hukuk(Ticaret mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince; İİK 72/son maddesi ve İİK 150 maddelerin incelenmesinden bu tip davalarda var olması gereken ilk hususun mevcut bir takibin olması gerektiği, yetkisizlik kararında belirtilen Yargıtay 19. H.D.'nin kararlarında da icra takibine vurgu yapıldığı ancak dosyanın incelenmesinde ise davanın yapılan takipten bağımsız olarak ipoteğin irdelenmesi talebinin öncellendiği açıktır.Yani açılan davanın temelinde menfi tespitten ziyade yani açılan davadaki talebin borçlu olunmadığının tespitinden ziyade ipotek senedindeki ipotek borçlusu olan davacı ... ... ÜRÜNLERİ .... LTD. ŞTİ.'nin imzasının bulunmadığı yani mevcut halde ipoteğin hiç yer almadığı ve bu doğrultuda ipoteğin borçtan bağımsız olarak doğrudan doğruya kaldırılması talebini içerdiği anlaşılmaktadır....

      Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 243 parsel sayılı taşınmazda davalıya ait 229/1200 payı 100TL peşin, bakiye 129.900TL bedel için de ipotek tesisi ile satın aldığını, ipotek bedelinin 110.000TL bölümünü 12.11.2009; bakiye borcu da 06.05.2011 tarihinde ödediğini, ipoteğin kaldırılması için ihtar çektiğini, bedeli ödenen ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Davalı, taşınmazın 12.11.2009 tarihinde 240.000TL bedelle satışını yaptığını, 12.11.2009 günü 110.000TL bedelin ödendiğini, bakiye 130.000TL bedel için ipotek tesisi sırasında 100TL daha ödenmesi ile 129.900TL bedel için ipotek konulduğunu, davacının 12.05.2011 tarihinde 19.900TL ödediğini, bakiye borcu ödemediğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir....

        Somut olayda, davacının ipoteğin kaldırılmasını istediği taşınmazın Birecik ilçesi sınırları içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde dava dilekçesinde yer alan menfi tespit talebi yönünden taraflar arasında düzenlenen yetki sözleşmesi geçerli olup, ipoteğin kaldırılması istemi yönünden ise kesin yetki kuralı bulunduğundan yetki sözleşmesi ile belirlenen yer mahkemesi yetkili olmayacaktır. O halde menfi tespit davası ve ipoteğin kaldırılması talepleri yönünden davaların tefrik edilmesinin düşünülmesi ve menfi tespit davası yönünden ... 49. Asliye Ticaret Mahkemesine yetkisizlik kararı verilmesi, ipoteğin kaldırılması istemi yönünden de Birecik Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili mahkeme sıfatıyla yargılamaya devam etmesi gerekmektedir. Bu durumda uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) çözümlenmesi gerekmektedir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 22. ve 23. maddeleri gereğince ......

          tahsil harcının ödenmesi koşuluna bağlandığını, dosyadaki hacizlerin satış isteme süresi dolduğu için İİK 106- 110 uyarınca kaldırılması gerektiğini, hacizlerin kalkmasında icra müdürünün takdir hakkı olmadığını bu nedenlerle İcra Müdürlüğünün 24/11/2020 tarihli kararının iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2022 NUMARASI : 2022/273 2022/405 DAVA KONUSU : İpotek (Terkin İstemli) KARAR : Davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının bu davayı açmadan önce arabuluculuğa başvurması gerektiği bu şartın yerine getirilmeksizin dava açıldığını, öncelikle davanın bu nedenle usulden reddine, dava konusu olup üzerinde ipotek şerhi bulunan taşınmazın gerek önceki maliki gerekse davacı yada başka bir şahsın borç ödendikten sonra (ipotek bedeli ödendikten sonra) ipoteğin kaldırılması için herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, bu nedenle davalıya yüklenilecek bir kusurun bulunmadığını, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, davacının ipoteğin kaldırılması için bir ücret ödemediğini, müracaatının da bulunmadığını ve davanın haksız ve yersiz açıldığını, bu nedenlerle de davanın esastan ret edilmesi gerektiğini savunduğu anlaşılmıştır....

          , şirketin hak ve borçlarının TMSF'ye devri söz konusu olmadığından ipoteğin kaldırılması yönünde TMSF'nin davacıya karşı husumetinin doğmadığı anlaşıldığından Davanın davalılardan TMSF yönünden pasif husumet nedeniyle reddine, diğer davalılardan T4 ve T5 A.Ş. yönünden esastan reddine karar verilmiştir....

          DAVA KONUSU : ŞİKAYET (İCRA MEMUR MUAMELESİ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 1. İcra müdürlüğünün 2009/40512 E. sayılı dosyasında yapılan takip nedeniyle müvekkil adına kayıtlı taşınmazlara alacaklının talebi üzerine 2013 yılında haciz şerhi konulduğunu, yatırılan satış avansının 10/04/2020 tarihinde geri çekilerek satış talebinden vazgeçildiğini, haciz şerhi 2013 yılına ait olup alacaklının satıştan vazgeçmesi nedeniyle İİK 110 maddeye göre hacizlerin düştüğünün açıkça anlaşıldığını, herhangi bir satış talebi ve satış avansı olmayan aynı zamanda Uyap sisteminde kapalı gözüken dosyada hacizlerin kaldırılması için yapmış oldukları talebinin reddedildiğini beyanla, şikayetlerinin kabulü ile müvekkil adına kayıtlı taşınmazlar üzerindeki haczin İİK 106- 110 maddeleri de gözetilerek kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          , duran icra takibinde, icra müdürlüğünce önceden konulan hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....

            adına kayıtlı taşınmaz ve banka hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu