Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/811Esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve derdest olduğunu, hatta taraflar arasında yine aynı konuya ilişkin bulunan Dikili İcra Müdürlüğü'nün 2014/311Esas sayılı dosyasındaki hacizlerin kaldırılması talebinin reddedilmesi üzerine yapılan şikayet neticesinde Dikili İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/78Esas 2017- 67Karar sayılı kararı ile hacizlerin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek yeniden haciz talebinde bulunulduğunu, itirazın iptali için süresinde açılmış bir dava olduğunda, ihtiyati haczin akıbeti dava sonucuna göre belirleneceğinden ihtiyati haczin geçerliliğini koruduğunu, ancak süresinde itirazın iptaline ilişkin dava açılmadığında takibin düşürülmesine karar verileceğinden ihtiyati haczin hükümsüz kalacağını, buna rağmen icra müdürlüğünce 03.08.2018 tarihli tensip zaptı ile, daha önce 23.06.2017 tarihli karar ile reddedilen talebin hiçbir gerekçe gösterilmeden ve daha önceki red kararını kaldırır merci...

Somut olayda, şikayete konu taşınmaz üzerine 02/10/2020 tarihinde haciz konulduğu, hacizden önce T5 lehine 29/11/2019 tarihinde ipotek tesis edildiği, söz konusu ipoteğin ticari kredi borcuna karşılık tesis edildiği ve bu ipoteğe dayalı borç için Bursa 9. İcra Müdürlüğü'nün 2020/4231 esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe başlandığı ve takibin derdest olduğu, buna göre borcun ödenmediği sabittir. Tapu kaydı ve ipotek sözleşmesi incelendiğinde, şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmadığı, ipoteğe konu bakiye borcun bulunduğu, borçlunun ticari kredi borcu için ipotek ettirdiği taşınmazı hakkında meskeniyet iddiasında bulunması mümkün olmayıp, taşınmazın bu niteliğinden peşinen vazgeçmiş sayılacağı aşikardır. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK.'nun 355....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlunun talebi üzerine iflas erteleme davasında verilen tedbir kararı gereği, icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu, ancak ihtiyati haciz kararı uyarınca tatbik edilen hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, bunun üzerine borçlu tarafından söz konusu tedbir kararı gereği, ihtiyati haciz kararı uyarınca tatbik edilen hacizlerin kaldırılması gerektiğinden bahisle şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece, tedbir kararında ihtiyati hacizlerin...

    ne ihbarname göndermek suretiyle vergi, resim ve harçların yatırıldığı tüm hesaplara haciz konduğunu beyanla, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15' inci maddesi uyarınca belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirlerinin haczedilemeyeceğini, bu hesapların Belediye’nin kamu hizmetlerini yürütmekte (KDV ve vergi ödemeleri, sigorta prim ödemeleri, eczane Haç ödemeleri, tedavi sağlık ödemeleri, hakediş ödemeleri, memur ve işçi maaş ödemeleri ile belediye gelirleri, vb.) kullanılan hesaplar olup, İcra İflas Kanununun 82/1 maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesi gereği haczinin mümkün olmadığını ileri sürerek hacizlerin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece 6552 sayılı Yasa ile Belediye Kanunu'nda yapılan değişiklik dikkate alınarak banka hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır...

      Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/709E-2012/1068K sayılı ilamı ile kısmi kabul kararıyla müvekkili adına kayıtlı menkul ve gayrimenkullerin üzerine haciz konulduğunu, davacı tarafın davadan feragat ettiğini, feragat ile birlikte açılmış olan itirazın iptali davasının 2016/627E-2021/437K sayılı 19.03.2021 tarihli kararı ile reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkili adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerindeki hacizlerin kaldırılmasının talep edildiğini, icra müdürlüğünce haciz kaldırma harcının ikmali halinde işlem yapılabileceğine karar verildiğini, feragat nedeniyle ortadan kalkan ilam yok hükmünde olduğundan dolayı hacizlerin harçsız olarak kaldırılması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve açılan davanın kabulüyle icra takibinin ve hacizlerin harçsız olarak kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      GEREKÇE :Dava, davacı ve davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında borç karşılığı davacının taşınmazına konulan ipoteğin ödeme nedeniyle kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı, ipotek konusu edilen borcun ödendiğini iddia etmiş, davalı şirket tarafından sunulan cevap dilekçesi ile ipoteğin kaldırılması istemi ile ilgili olarak itirazlarının bulunmadığı bildirilmiştir. Davalı Tapu Müdürlüğü ise husumetlerinin bulunmaması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir. Taşınmazın tapu kayıtları ve kayıtlara esas olan ipotek sözleşmesi ve ekleri getirtilmiştir. Davacıya ait taşınmazda davalı şirket yararına 150.000,00 TL bedel ile ipotek tesis edildiği görülmüştür....

        nın kullandığı kredi nedeniyle ipotek tesis edildiğini, bu ipoteğin de 31.05.2011 tarihinde fek edildiğini, tapu siciline güven ilkesi gereği müvekkiline herhangi bir kusur ve sorumluluk atfedilmesinin mümkün olmadığını savunarak, birleşen davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, kısmen benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, asıl davada davalı ...'nın duruşmadaki beyanında, dava konusu daire ile birlikte 6 adet kooperatif dairesinin, bankadan kredi kullanılarak üzerlerindeki hacizlerin kaldırılması maksadıyla, kooperatif yetkililerince kendisine devredildiğini, bankadan alınan kredi borcunun kooperatifçe ödenmesi üzerine, daire tapularının kooperatifin gösterdiği kişilere devredildiğini, bu kapsamda devir yapılan birleşen davada davalı ...'...

          Şti’nin davalı bankaya olan kredi borcunun teminatını teşkil etmek üzere ipotek bulunduğunu, adı geçen şirketin kredi borcu nedeniyle dava konusu taşınmazı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe konu ettiğini, taşınmazın önceki maliklerinden ...ile davalı arasında 28.11.2013 tarihli sulh ve ödeme taahhüdü yapıldığını ve bu taahhüde göre ödemelerin tamamlandığını, protokol nedeniyle davalıya yapılan ödemelerin davalı tarafından takip dosyasına bildirilmediğini, davalı bankanın şubesine yapılan ipoteğin kaldırılması talepli başvuruya ve icra müdürlüğü aracılığıyla takip dosyasına yapılan ödemelerin bildirilmesi talebine cevap verilmediğini, ipoteğin kaldırılması için dava açılmak zorunda kalındığını ileri sürerek, dava konusu taşınmaz üzerindeki davalı banka lehine bulunan ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Alacaklı şikayet dilekçesinde; borçlu aleyhine takip yapıldığını, takibin kesinleştiğini ve taşınmaz, taşıt vs sorgular yapılarak borçlu şirket adına olan taşınmaz ve araçlara haciz konulduğunu, hacizlerin kaldırılması için yapılan başvuruya istinaden hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, bu kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Borçlu cevap dilekçesinde; ... 2....

              Şikayetçi borçlu vekili, alacaklı banka ile uzlaşıldığını ve borcun haricen ödendiğini, alacaklı vekili tarafından dosyadaki hacizlerin kaldırılması için yazı yazıldığını belirterek hacizlerin kaldırılması gerektiğini belirtmiş ise de borcun haricen ödendiği borçlu tarafından belirtilmiş olup, buna göre borçlu tahsil harcını ödemekle yükümlüdür. Bu nedenlerle mahkemenin konuya ilişkin değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sonuç olarak,, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosya kapsamına, toplanan delillere, mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu