Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR İİK'nun 153. maddesi uyarınca ipoteğin kaldırılması için takip başlatıldığı, ... ....İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1161 Esas-2012/1258 Karar sayılı kararı ile ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği, borçlunun anılan bu kararı İcra Müdürlüğü'ne ibrazı ile ipoteğin terkini için Tapu Müdürlüğü'ne yazı yazılması talebinin, ipoteğin kaldırılması kararının kesinleşmemesi nedeniyle müdürlükçe reddine karar verildiği, şikayetçi vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, anılan Müdürlük kararının iptalini istediği, Mahkemece ipoteğin...

    Dava konusu taşınmaz üzerindeki intifa hakkı 06.03.2002 tarihinde 20yıl süre ile tesis edilmiştir. Talep, Rekabet Kurulu kararı nedeni ile sona eren intifa için başlangıçta ödenen bedelin intifanın sona ermesinden sonraki döneme isabet eden kısmının tahsili ile yatırım bedeli bakiyesinin istemine ilişkindir. Ne var ki, dava 11.01.2011 tarihinde açılmış olup, intifanın terkini ise 29.02.2012 tarihinde yapılmıştır. Bu durumda, dava açıldığı tarihte, davacının intifa hakkı devam etmekte olduğundan, bayilik sözleşmesinin feshinin bu hakkın kullanımı yönünden bir etkisi bulunmamaktadır. O halde 11.01.2011 dava tarihi itibariyle, davacının intifa bedeli ve semereleri yönünden talep edilebilir bir hakkı bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

      Kamuya açıklık kuralı taşınmaz ipoteğinin sona ermesinde de geçerli olduğundan ipoteğin belirli bir süre için kurulmuş olması halinde, bu sürenin sonunda ipoteğin kendiliğinden sona ermeyeceği ancak terkin ile sona ereceğinin kabulü gerekir. Tapu sicilinde tescilin devamı süresince, tescil edilmiş rehin hakkının da mevcudiyeti karine olarak kabul edilir (MK'nun madde 992/c-l). Terkin için ayrıca hukuki bir sebep aranmaksızın rehin hakkı sahibinin tek başına muvafakati yeterlidir. İpotek hakkı sahibinin terkine muvafakat borcu olmasına rağmen, yazılı terkine muvafakat beyanında bulunmaktan kaçınırsa, taşınmaz maliki, mahkemeye başvurarak ipoteğin fekkine ilişkin alacağı ilamla tapu memurundan terkini talep edebileceği gibi İİK'nun 153. maddesi koşullarında da icra dairesinden terkin talebinde bulunabilir. Somut olayda, ipotek akit tablosu incelendiğinde; alacağın 70.000,00 TL, tarihin .../07/1976 ve ... yıl vade ile ... nci sıradan ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır....

        Davalı ipoteğin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle kaldırılması talebinin reddine, ipotek bedelinin faizi ile birlikte hesaplanarak ödenmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi tarafından hesaplanan 2,66 TL ipotek bedelinin depo edilmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir . Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Davada kanuni ipoteğin terkini talep edildiğinden, terkin halinde ödenecek bedel davacının taşınmazına davalıya ait taşınmazdan imar parseli oluşturabilmek için kaç metrekare yer eklenmiş ise o miktardaki yerin dava tarihindeki rayiç değeri belirlenerek bu bedelin depo ettirilmesinden sonra ipoteğin kaldırılmasına karar verilmelidir. Somut olayda, mahkemece keşif yapılmaksızın dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de dosyaya ibraz edilen 08.04.2014 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır....

          A.Ş. tarafından verilen 10.01.2017 vadeli ve 435.000 TL bedelli çekin yerine verildiği, dolayısıyla teminat çeki olduğu, süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediğinden hamilin keşideci dahil müracaat borçlularına başvurma hakkı kalmadığı, çekin taşınmazın üzerinde bulunan ipotek karşılığı alıcıya teminat olarak verildiği, davacının ödediği ipoteğe konu bir borç bulunmadığından davalı keşidecinin zenginleşmediği, temel ilişkide ipoteği kaldırma borcunun satıcı ...üzerinde bulunduğu, 01.01.2017 tarihine kadar ipoteğin kaldırılmadığı, davalının davacıya karşı ipoteği kaldırma borcu bulunmakla birlikte davacıya herhangi bir ödeme borcu bulunmadığı, 01.01.2017 tarihine kadar ipoteğin kaldırılmaması halinde kararlaştırılan bir cezai şart bulunmadığı gibi ipoteğin kaldırılmaması nedeniyle zarara uğranıldığının iddia edilmediği, davacının temel ilişkiden kaynaklanan bir alacağından söz edilemeyeceği, çekin kambiyo vasfını yitirdiği ve sebepsiz zenginleşme iddiasının TTK'nın 732. maddesine dayalı...

            Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. TBK'nın 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Somut olayda davacı, hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini iddia ettiği ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilecek miktarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini istemiştir....

              Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. TBK'nın 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Somut olayda davacı, hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini iddia ettiği ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilecek miktarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesini istemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.5.2003 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 5.6.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin terkini istemi ile açılmıştır. Mahkemece, ipotek bedeli olan 250.000.000 TL.nin depo edilmesi koşuluyla ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir. İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacı güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdünü yerine getirmezse taşınmazın maliki olan kişi ipoteğin kaldırılmasını dava yolu ile isteyebilir....

                  inşa edilmiş bina ve eklentileri gibi sabit yatırımların mevcudiyeti ve bu tesislerin halen davalı tarafça kullanılmaya devam edilmesi halinde sebepsiz zenginleşme hükümleri de gözetilerek bunların bedelinin talep edilmesi mümkün olduğundan mahkemece mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra sabit yatırım bedeline ilişkin talep yönünden deliller hep birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                    Bu sorumluluğun yanında ipotek dolayısıyla taşınmaz ile sorumluluk doğmuş olur. Borçlunun mutlaka ipotekli taşınmaz maliki olması gerekli değildir (TMK. m.881/2). Bu yüzden de taşınmaz maliki rehinli alacağı, alacaklıya ödemek suretiyle taşınmazın satılarak paraya çevrilmesini önlemek yetkisine sahiptir (TMK. m. 884).TMK’nun 851. maddesi ilk fıkrasındaki “Taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir” şeklindeki hüküm uyarınca ipotek akit tablosunda teminat altına alınan belirli alacak tutarının Türk parası olarak gösterilmesi zorunludur. Fakat rehin miktarının Türk parası üzerinden gösterileceğine dair kural rehnin sadece para alacakları için kurulabileceği anlamına gelmez. Zira konusu para olmayan verme, yapma, yapmama edimlerinin teminatı olmak üzere de rehin tesis edilebilir. Önemli olan bu edimler karşılığının Türk parası ile gösterilmesidir....

                      UYAP Entegrasyonu