Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davaya konu ipoteğin müvekkili banka lehine davacı ...’ın doğmuş ve doğması muhtemel kefalet dahil her türlü borçları için tesis edildiğini, bunun resmi senede de açıkça yazıldığını, davacının ticari krediye devam eden kefilliği nedeniyle borcu olduğundan ipoteğin fekkedilmediğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davaya konu ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu, davalı banka lehine davacı ...’ın doğmuş ve doğması muhtemel kefalet dahil her türlü borçları için üst sınır ipoteği tesis edildiği, bunun resmi senede de açıkça yazıldığı, bu durumun 4721 sayılı TMK'nun 851/1 ve 881. maddeleri hükmüne uygun olduğu, davacının ticari krediye devam eden kefilliği nedeniyle borcu olduğundan, ipoteğin fekkedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    mahiyetini yanlış değerlendirdiğini, anapara ipoteğinde alacak ipoteğin tesis anında belirli olacağından alacak hakkının ipotek tesis işlemi anında mevcut ve belirli olduğu kabul edildiğinden borç ilişkisi varlığının ispatı gerekmediğini, zira var olan doğmuş bir borca ilişkin olarak işbu ipotek düzenlendiğini, kaldı ki, ipotek akit tablosunda ipoteğin borca ilişkin verildiğinin yazdığını, ipotek akit tablosunda ipoteğin dava dışı Ahmet Artan'ın borcuna ilişkin olarak verildiği belirtilmemiş olsa da bu durumun davacı tarafın müvekkili lehine vermiş olduğu ipoteğe dayanak başlatılan icra takibinin iptali için geçerli ve yeterli bir sebep olmadığını, ayrıca, Yargıtay yerleşik içtihatlarında aşırı şekilciliğin hak kaybına yol açması durumunda şekilcilikten kaçındığını, tüm bu hususlar değerlendirildiğinde en önemli noktanın ipoteğin mahiyeti olduğunu,ipoteğin ana para ipoteği olup kesin borç ihtiva ettiğinin açık olduğunu ancak kabul etmemekle birlikte ipoteğin üst sınır ipoteği olarak...

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davada öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın menfi tespit davası olduğu, bu nedenle ipoteğin fekki davasının sonucunun beklenmesinin gerekmediği, her ne kadar ipotek senedinde, ipoteğin dava dışı Ene Tıbbi Malzeme Ltd. Şti.'nin borcu için verildiği belirtilmemiş ise de davacının dava dışı Ene Tıbbi Malzeme Ltd. Şti. yetkilisi Mikail Yıldız'ın eşi olduğu ve ipoteğin dava dışı Ene Tıbbi Malzeme Ltd. Şti.'...

      Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen iradesiyle terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden 01.03.2004 tarihli ipoteğin, davacının davalıdan aldığı 40.000 TL. nin teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. İpotek akdinin kapsamını da resmi senedin içeriği tayin eder. Şayet resmi senette yazılanın aksine bir iddiada bulunulmuşsa bu iddianın HUMK’nun 288 ve 290. maddelerine göre aynı nitelikteki yazılı delille kanıtlanması gerekir. Davalının ipoteğin tesis edildiği tarihte davalıya bazı senetler vermesi senetlerin keşide tarihinde ipotek aktinin kurulması bu nitelikteki bir delille kanıtlanmadığı sürece ipoteğin terkin edilmesi için bir neden değildir....

        Dava, İİK.nun 153.maddesi hükmüne dayalı olarak ipoteğin fekki istemine ilişkindir. İncelenen Avcılar Tapu Sicil Müdürlüğünün 30.12.1994 tarih ve 1100 sayılı ipotek akit tablosu içeriğine göre ; ipoteğin 25.000.000 TL için (1 ay vadeli olarak faizsiz) tesis edildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç ( karz ) ipoteğidir. TMK.nun 875.maddesi gereğince alacaklı ipoteğin fekki için ana para dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebilir. Bundan sonra TMK.nun 883 ve İİK.nun 153. maddeleri gereğince borçlu ipoteğin silinmesi için icra dairesine doğrudan başvurabilir. Somut olayda akit tablosunda yer alan 1 aylık süre faiz ödenmeden geçecek zamanı ifade etmekte olup , bu dönemin geçmesinden sonra, talep tarihine kadar ana para ve eklentilerini ödemesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebilir. Mahkemece öncelikle talepte bulunan ...’in ipotek borçlusu sıfatına sahip olup olmadığının tespiti gerekir....

          Dava, ipoteğin terkini istemine ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nin 596. maddesine göre “Kefil, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olur. ” Dava dışı şirketin kredi borcu dava dışı kefil ... tarafından borcu ödenmekle alacaklının haklarına haleftir. Bu durumda ipoteğin, borcu ödeyen ve ipoteğin terkini için muvafakati alınamayan kefil lehine devam etmesi gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden yazılı gerekçelerle davanın kabulü ile ipoteğin terkinine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2. Bozma sebep ve şekline göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/349 Esas KARAR NO : 2021/513 DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 05/02/2020 KARAR TARİHİ : 11/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ---------- maliki olduğunu, iş bu taşınmaz üzerinde ---------- edildiğinin görüldüğünü, müvekkilinin bu ipoteği---------- ------ alacaklısından yapacağı alım satım ve bayilik sözleşmesinden kaynaklanacak borçları ile aldığını ve alacağının bulunmadığını, müvekkilinin ipoteğin kaldırılması için ipotek alacaklısına ulaşamadığından ipoteğin kaldırılmadığını, yapılan araştırma da ----- tamamlandığı ve şirketin kapatılmasına karar verildiğinin tespit edildiğini, şirketin kapanış kaydında aktif ve pasif mal varlığının bulunmadığının beyan edildiğini ancak müvekkilinin taşınmazı üzerindeki ipoteğin kaldırılmadığını, bu nedenle ipoteğin kaldırılması...

              E sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılması akabinde icra dosyası alacağının ve dolayısıyla ipotek hakkının davalı banka tarafından diğer davalı ...'...

                Bu şerh ipoteğin terkin edildiği anlamına gelmez. Aksine, ipoteğin alacaklı ve borçlusunun onay vermesiyle terkin edilebileceğini gösterir. Kaldı ki, taşınmazın bölünmesi halinde ipoteğin durumunu düzenleyen Türk Medeni Kanununun 889. maddesi uyarınca, ipotekli taşınmazın bir kısmının veya aynı malike ait bulunan ipotekli taşınmazlardan birinin başkasına devredilmesi ya da ipotekli taşınmazın bölünmesi halinde aksine bir anlaşma yoksa rehnin taşınmazlara değerleri oranında dağıtılması gerekir. Yine tapu kayıt örneğine göre; 32046 ada 31 sayılı parselde ipotek borçlusu ..., ipotek alacaklısı ise “..., ...” gözükmektedir. Dava ise sadece ... (...) hasım gösterilerek açılmıştır. Davalı gösterilen... (...) ile ipoteğin diğer alacaklısı olduğu görülen ... arasında illiyet bağını gösteren bir belge bulunmamaktadır. Böyle olmasına rağmen, davada taraf durumunu almayan ...’ın hukukunu da etkiler biçimde ipoteğin terkini kararı verilmesi doğru olmamıştır....

                  Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. 10.02.2014 tarihli ek bilirkişi raporunda ipotek bedelinin dava tarihindeki reel alım gücünün ortalama 20.604,71TL olduğu belirlenmiş ve mahkemece bu bedel depo ettirilerek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına aldığından ana para, gecikme faizi ve varsa takip masrafları toplamı uzman bilirkişiye hesaplattırılıp bu bedel borçlulara depo ettirilmek suretiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. Bu nedenle ipoteğin güncel değerinin 20.604,71TL olduğuna ve ipoteğin kaldırılmasına dair verilen karar hatalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu