İcra Müdürlüğünün 2012/7685 sayılı dosyası ile takibe geçilmesi nedeniyle 07.06.2012 günlü protokol düzenlendiğini, protokolde belirtilen sürede borcun ödenemediğini ancak icra takip dosyasına borcunun tamamının daha sonra ödendiğini, bononun ipoteğin teminatı olup ödenmesi nedeniyle ipoteğin konusuz kaldığını, davalının ipoteği fekketmediğini ileri sürerek, ipoteğin fekkini istemiştir. Davalı, davacının dayandığı protokolde bononun ipoteğin teminatı olduğunun belirtilmediğini, protokolün de muvazaalı olduğunu, protokol gereğinin de yerine getirilmediğini, ipotek bedelinin ödenmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ipotek bedelinin ödendiği kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Somut uyuşmazlıkta, incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 912.091,28 TL için tesis edildiği görülmektedir....
Davalı banka tarafından kullandırılan ------- sözleşmeleri sonucu başlatılan takip neticesinde ---------bedelli borcun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi nedeniyle takibin yapıldığı, davacının taşınmazları ipotekli olarak satın aldığı, --------- aleniyet ilkesi gereği resmi şekilde ipoteği bildiği veya bilebileceği kanaati oluştuğundan kredi borcu ödenmediğinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığından ve borç ödenmediğinden ipoteğin fekki şartları oluşmadığından açılan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Şikayetçi tarafından ipotekle yüklü olarak satın alınan taşınmaz kaydı üzerine 08.03.2004 tarih ve 3046 yevmiye numarası ile 10.000.000.000 eski TL bedelle 1 yıl süreyle faizsiz ipotek tesis edildiği ve bu ipoteğin karz ipoteği (kesin borç ipoteği) olduğu anlaşılmaktadır. TMK'nun 875. maddesi gereğince, alacaklı, ipoteğin fekki için, ana paranın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebilir. Buna göre aynı kanunun 883. ve İİK'nun 153. maddesi gereğince borçlu da ipoteğin kaldırılması için icra dairesine doğrudan başvurabilir. Somut olayda ipotek akit tablosunda yer alan bila faizli dönem, 08.03.2004-08.03.2005 arası zamanı ifade etmekte olup, vade tarihinden talep tarihine kadar anapara ve eklentilerinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebilir....
İİK'nun 153/1. maddesinde; "İpotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu icra dairesine müracaatla alacaklısının gaip ve yerleşim yerinin meçhul bulunduğunu veya borcu almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse, icra dairesi, on beş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder. Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir... " şeklinde düzenleme yapılmıştır. Somut olayda; icra daresince düzenlenen muhtıranın ipotek alacaklısı ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesince "...Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, taşınmaz kaydına, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin süre ile konulduğu, ipoteğin karz ipoteği olduğu, ilgilisince bu süre sonunda gerekli girişimlerde bulunacağının açık olduğu, ilgilisince dava tarihine kadar alacağı için herhangi bir başvuruda bulunmadığı, bu yönde bir girişimde bulunulmamış olmasının ipotek bedelinin ödenmiş oltuğu yönünde kanaat oluşturduğu, ipotek bedelinin tahsil edilmemiş olması halinde ipoteğin paraya çevrilmesi için gerekli yasal yollara müracaatların yapılacağı geçen zaman zarfında bu işlemlerin yapılmamış olmasının ipoteğin geçerliliğini yitirmiş olduğu kanaati oluşturduğu, kaldı ki davacı tarafça Davalı tarafından bahse konu ipotek bedeli davacı lehine İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğünün 2016/28116 E sayılı dosyasında depo edildiğinden dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına..." şeklinde karar verilmiştir....
KARAR Davacı, davalı bankadan kredi kullandığını, kullandığı kredi nedeniyle taşınmazı üzerine ipotek tesis edildiğini, kredinin tamamını ödemiş olmasına ve davalı bankaca kendisinden 200,00 TL ipotek fek ücreti tahsil edilmiş olmasına rağmen taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırmadığından bahisle ipoteğin fekkine karar verilmesi istemiştir. Davalı banka, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının kredinin tamamını ödemesinden itibaren ipoteğin fekki yönünde ilgili tapu sicil müdürlüğüne müzekkere yazıldığını, bundan sonraki işlemin tapu sicil müdürlüğünce yerine getirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalı banka tarafından ipoteğin fekki yönünden 24.07.2013 tarihinde ... Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, müzekkerenin 29.07.2013 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, davalı banka üzerine düşen görevi yerine getirdiği ipoteğin fek işleminin ......
Dosya kapsamından, davacıya ait 1086 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 04.03.2004 tarihli, 6.924,75 TL bedelli, faizsiz, kanuni ipotek (imar ipoteği) şerhi mevcuttur. İpoteğin imar uygulaması sırasında mülkiyeti davalı şirkete ait taşınmazdan zorunlu olarak davacı parseline katıldığı anlaşılan 276,99 m2’lik taşınmazın bedelini karşılamak amacıyla konulduğu anlaşılmaktadır. İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre 276,99 m2’lik kısmın dava tarihindeki rayiç bedelinin ipotek bedeli olarak belirlenmesi gerekir. Hal böyle olunca; taşınmazın niteliği nazara alındığında taşınmazın 276,99 m2’lik kısmının değerinin dava tarihi itibariyle HUMK'nın 8/1 maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesinin görev sınırı içerisinde kaldığının kabulü, halin icabı ve hayatın olağan akışına aykırıdır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2018/326 Esas KARAR NO: 2023/36 DAVA: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ: 13/01/2014 KARAR TARİHİ: 18/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin maliki bulunduğu, ------kayıtlı taşınmazın üzerine ------ tesis edildiğini, ipotek ----lehine tesis edilmiş olmakla birlikte, davalı -------- tarafından bankanın alacağı ve teminat haklarının temellük edildiğini, davalılar tarafından-------- sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesine yönelik takip başlatılarak taşınmazın satışının talep edildiğini, ------ Sayılı dosyası ile de taşınmazın satışının ---- tarihinde yapılmasına karar verildiğini, müvekkilinin ise ipoteğin bedelini ödeyerek hükmen terkinini sağlamak istediğini, bunun için ----- dosya alacağı ile karşılaştığını, oysa ipoteğin----- ipoteği olduğunu ve bu limitle sorumlu bulunduğunu...
İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi, 267 Ada, 7 Parsel 4 nolu bağımsız bölüm üzerine davalı lehine 1.000.000,00 TL'ye karşılık 1. derece faizsiz olarak fekki alacaklı tarafından bildirilinceye kadar müddetle..’, ipotek tesis edilmiş olduğu ve ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olduğu anlaşılmıştır. İpotek akit tablosundaki “faizsiz olarak ve fekki bildirilinceye kadar süre ile” açıklaması ise muacceliyet koşulu olmayıp, ipoteğin süresiz olarak yapıldığını göstermektedir. Kural olarak alacağın muacceliyetinin, bir ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapması mümkün değildir. (M.K. 802 md., TMK. 887 md.) Zira, Borçlar Kanunu'nun 117/2.maddesinde yer alan borcun ifa edileceği gün (vade tarihi) sözleşmede yer almamıştır....
Kat, 5 nolu bağımsız bölüm üzerine davalı lehine 500.000,00 TL'ye karşılık 1. derece faizsiz olarak fekki alacaklı tarafından bildirilinceye kadar müddetle..’, ipotek tesis edilmiş olduğu ve ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olduğu anlaşılmıştır. İpotek akit tablosundaki “faizsiz olarak ve fekki bildirilinceye kadar süre ile” açıklaması ise muacceliyet koşulu olmayıp, ipoteğin süresiz olarak yapıldığını göstermektedir. Kural olarak alacağın muacceliyetinin, bir ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapması mümkün değildir. (M.K. 802 md., TMK. 887 md.) Zira, Borçlar Kanunu'nun 117/2.maddesinde yer alan borcun ifa edileceği gün (vade tarihi) sözleşmede yer almamıştır....