Davanın davalılar T3 Şti. ve T5 aleyhine 200.000,00 TL dava değeri ile açıldığı, 17/01/2017 tarihli dilekçe ile T9 davaya dahil edilerek, tasarrufun iptaline karar verilmesinin, olmadığı takdirde T5'nin elinden çıkardığı taşınmazın gerçek rayiç değeri kadar tazminata mahkum edilmesinin talep edildiği, 16/04/2018 tarihli dilekçe ile T7 ve T6 davaya dahil edilerek, tasarrufun iptaline karar verilmesinin, olmadığı takdirde T9'nun elinden çıkardığı taşınmazın gerçek rayiç değeri kadar tazminata mahkum edilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Davalı şirketin savunmasında bahsedilen, İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/162 Esas sayılı dosyası üzerinden, davaya konu İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2016/16618 Esas sayılı takip dosyasına konu senetlere ilişkin menfi tespit talepli davada, 20/02/2018 tarih ve 2018/158 K. Sayılı karar ile davanın reddine karar verildiği görülmekte ise de dosyada ve Uyap sorgusunda kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamıştır....
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın kaldırılması davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklılar tarafından davalı borçlu hakkında kira, kira farkı ve gecikme cezasına ilişkin alacağın tahsili amacıyla başlatılmış olan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, itrazın 10.000,00 TL asıl alacak ve 170,00 TL işlemiş faiz üzerinden devamına; Koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, davacının menfi tesbit davasında İhtiyati tedbir kararı ile borç miktarından fazla değerde yapılan hacizlerin iptalini istediği, taşkın haciz iddiasının ayrı bir dava konusu olmakla, menfi tesbit davasında tedbirle çözülmesinin mümkün olmadığı, uyuşmazlıkların H.U.M.K. 103. Maddesine göre dava konusu uyuşmazlığı esastan çözer şekilde tedbir kararı verilemeyeceğinden davacının taşınmazları ve aracı üzerine konan hacizlerin kaldırılması talebinin dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının Kuruma olan 55.000,00-TL prim borcu nedeniyle Kurumun 2010/31058 takıp sayılı dosyasında yürütülen icra işlemi kapsamında davacının aracına ve gayrimenkullerine haciz konulduğu, Ankara 16....
Kişiler tarafından davalı şirket lehine toplam 3 adet taşınmaz ipotek-teminat olarak verildiğini, ve bu 3 adet taşınmaz üzerine ipotek şerhi konulduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiğini ve yenilenmediğini, sözleşmenin sonlanması tarihi itibariyle müvekkil şirketin davalı şirkete de herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu durumun müvekkil şirket ticari defter ve kayıtlarında cari hesap ekstrelerinde sabit olduğunu, sözleşmenin sonlanması nedeniyle müvekkil şirket tarafından davalı şirkete teminat olarak verilen ipoteklerin kaldırılması için ihtarname gönderildiğini, ancak davalı tarafından ihtarnameye bir cevap verilmediği gibi ipoteklerin kaldırılmadığını, müvekkil şirket tarafından davalı şirketin bu hususta defalarca arandığını ancak sonuç alınamaması üzerine arabulucuk sürecine girildiğini ancak bundan da olumlu sonuç alınamadığını, tüm bu nedenlerle her türlü tazminat fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla dava konusu ipotek konulan taşınmazlar üzerindeki...
İcra Müdürlüğünün 2019/10421 esas sayılı dosyasından tanzim edilen müvekkillere ait taşınmazların ihtiyaten haczine ilişkin 17/06/2020 tarihli karar ile tesis edilen ihtiyati hacizlerin kaldırılması taleplerinin reddine dair 18/06/2020 tarihli karar karşı şikayetlerinin kabulüne dosyadan tatbik edilen ihtiyati hacizlerin usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle fekkine, ayrıca haksız ve hukuka aykırı ihtiyati haciz icrasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; , müvekkil Banka’nın kredi müşterisi olan dava dışı Mt Gayrimenkul Sağlık Dış Ticaret Ve Üretim A.ş. lehine davacılar T3 T1 Ve T2 Tic. A.ş.’nin müteselsil kefaletleriyle krediler kullandırıldığını, kullandırılan kredilerin geri dönüşünün gerçekleşmemesi nedeniyle, hesabın kat edildiği ve borcun ödenmesi gerektiği hususlarını içerir Gebze 6....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/709E-2012/1068K sayılı ilamı ile kısmi kabul kararıyla müvekkili adına kayıtlı menkul ve gayrimenkullerin üzerine haciz konulduğunu, davacı tarafın davadan feragat ettiğini, feragat ile birlikte açılmış olan itirazın iptali davasının 2016/627E-2021/437K sayılı 19.03.2021 tarihli kararı ile reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkili adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerindeki hacizlerin kaldırılmasının talep edildiğini, icra müdürlüğünce haciz kaldırma harcının ikmali halinde işlem yapılabileceğine karar verildiğini, feragat nedeniyle ortadan kalkan ilam yok hükmünde olduğundan dolayı hacizlerin harçsız olarak kaldırılması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve açılan davanın kabulüyle icra takibinin ve hacizlerin harçsız olarak kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/971 esas ve 2020/870 karar sayılı ilamı ile şikayetçi 3.kişi İnternational..Şirketine gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmiş olup, icra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesine gerek olmadığından ve haciz ihbarnamelerinin iptalinin doğal sonucu olarak 3.kişinin malvarlığına konulan hacizlerin kaldırılması gerektiğinden, bu şikayete konu icra müdürlüğünün 02.10.2020 tarihli, 3.kişinin malvarlığına konulan hacizlerin kaldırılması kararından dönülerek, 02.10.2020 tarihinde kaldırılan hacizlerin, eski tarihli hacizler korunarak yeniden tesisine ilişkin kararının hatalı olduğu, ancak yargılama sürerken 23.10.2020 tarihinde 3.kişinin malvarlığı üzerindeki hacizlerin kaldılmasına karar verildiğinden, şikayet konusuz kalmıştır. Bu nedenle Mahkemece, konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Takibin kesinleşmesi ve ihtiyati hacizlerin kesin hacze dönüşmesi sonrasında İİK 266 maddesi uyarınca ihtiyati haciz miktarının depo edilerek ihtiyati hacizlerin kaldırılması mümkün olmadığı gibi mahkemece karar verilmediği sürece icra müdürlüğünün hacizleri kaldırma yetkisi de bulunmamaktadır. Mahkemece kesin hacze dönüşen hacizlerin kaldırılması kararı bulunmadığı, mahcuzların iadesi hükmü taşıyan İstanbul 11. İcra Mahkemesinin 01/06/2021 tarih 2021/690 esas 2021/744 karar sayılı kararında ise mahcuzların ihtiyati hacizlerin kaldırılması koşuluyla ve nedeniyle iadesine karar verildiği ve yukarıda izah edildiği üzere karar tarihi itibariyle ihtiyati haciz bulunmadığından şikayetin reddine" karar verildiği görülmüştür....
Bu durumda anılan madde uygulanacağından hacizlerin kaldırılması yönündeki şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir. Borçlu vekilinin temyiz isteminin kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK.nun 366. ve HMK.nun 428.maddeleri gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İ.İ.K.nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
kaldırılmadığının iş yoğunluğu nedeni ile geç tespiti, akabinde, bu hacizlerin de kaldırılması yolundaki haklı ve hukuki taleplerinin, önceki kararı veren memurun ayrılmış olması, sonrasında yeni memurun keyfi ve eksik incelemeye dayalı kararı ile reddedildiğini, ayrıca icra memur işlemini şikayet olduğundan aleyhlerine vekalet ücreti takdir edilmesinin de içtihatlara ve kanuna aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve icra memurunun ilk kararlarına aykırı tük kararlarının iptaline, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....