dan aldığı taşınmazlarda borçlu dava dışı şirket lehine verilen ipotekler ile ilgili olarak borçlu şirket yetkilileri ile defaten yaptığı görüşmelerde kendisine borçlu şirketin lehine verilen ipoteklerden dolayı ödemelerin yapıldığını, kendisine ait taşınmazlarda borçlu şirket lehine verilen ipoteklerden dolayı alacaklı şirketin herhangi bir alacağının olmadığını, bu sıkıntının giderileceğini ve ipoteklerin kaldırılacağı hususunda beyanda bulunduklarını, kaldıki davalı ile dava dışı şirket arasında ticari münasebet alacak borç ilişkisinin müvekkilleri tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, müvekkiline borçlu şirket yetkilileri tarafından ısrarla ipoteklerden dolayı bir borç olmadığı hususu dile getirildiğinden, müvekkilinin kendisine noter vasıtasıyla gönderilen ihtara ve davaya konu takip dosyasındaki ödene emrine itiraz ettiğini, davacı ile dava dışı borçlu şirket arasında bir borç ilişkisinin var olup olmadığının ortaya çıkması için alacaklı ve borçlu şirketin ticari defter kayıt...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Dava, kredi borcu nedeniyle konulan ipoteğin, borçlu olmadığının tespiti ile fekki istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 07.12.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2021 NUMARASI : 2020/284 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yüklenici Garanti Koza'dan bedelini tamamen ödeyerek İstanbul ili Esenyurt ilçesi Çınar mahallesi 382 ada 43 parselde yer alan E Blok 302 nolu, D Blok 130 nolu, A Blok 264 bağımsız bölümleri satın aldığını, müvekkilinin satış bedelini ödediğini, dava konusu bağımsız bölümlerde yer alan taşınmazların tapu kaydında davalı finans kuruluşları Akbank A.Ş ve T3 A.Ş. tarafından konulan ipoteklerden dolayı davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu ipoteklerin tapudan tüm ferileri ile birlikte terkin edilerek (fek edilerek) ipoteklerin kaydının terkin edildiğinin ilgili tapu müdürlüğüne bildirilmesini ve dava konusu olan taşınmazın üzerine davalılar Akbank T.A.Ş. ve T3 A.Ş. tarafından...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan arındırılmış tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karışı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....
Ancak ipoteğin fekkine karar verilebilmesi için bu davada da davacının davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Daha doğrusu ipoteğin fekkine yönelik karar zımni olarak menfi tespit hükmünü de içermektedir. Bu nedenle her ne kadar bonolara konu borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası ile satış sözleşmesi nedeniyle davacı tarafından davalıya ödenen meblağın iadesi davası tefrik edilmiş ise de esasen bu talepleri ihtiva eden davalarda da bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve istirdatı talep edilen miktarın davalıdan tahsili ile davacıya iadesinin sağlanması hükmünün verilebilmesi için de taraflar arasında vuku bulan satış sözleşmesi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti gerekmektedir....
Son olarak davacılarca fazla yapıldığı iddia edilen tutarların istirdatı talebine yönelik olarak ise eldeki davanın menfi tespit davası olduğu ve ancak İİK'nın 72. maddesinin 6. ve 7. fıkraları uyarınca borçlu olmadığı bir parayı ödemek durumunda kalması halinde İİK 72 hükmü uyarınca "istirdat" sözkonusu olup istirdat yönünden hüküm kurulması gerekeceğinden, somut olayda olduğu gibi davacının sehven fazla ödemesinin İİK 72/6, 72/7 anlamında borçlu olmadığı bir paranın ödenmesi olarak değerlendirilemeyeceği ve davacı tarafından dava tarihinden sonra ve fazla yapıldığı iddia edilen tutarlara ilişkin olarak İİK m. 361 hükmü uyarınca işlem yapılabileceğinden hukuki yarar bulunmadığından reddine, İcra Dairesine başvuru yapılması hususunda muhtariyetine aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir. VI-HÜKÜM 1-Davacının Ankara ...İcra Dairesi, ... takip sayılı dosyasından ötürü borçlu olmadığının tespiti istemi yönünden DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 156.855,81....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı davacı adına konut satış sözleşmesi gereğince tapuda tescili yapılan taşınmazdaki ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve varsa hacizlerin fekki istemine ilişkindir. Davacının katılma yoluyla istinaf itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK.nun başvuru süresi başlıklı 345- 1 maddesinde " İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır." düzenlemesi yer almaktadır. 6100 sayılı HMK 348/1 maddesinde "İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı iki hafta içinde cevap verebilir." hükmü yer almaktadır....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 09/03/2022 NUMARASI : 2022/209 ESAS-2022/227 KARAR DAVA KONUSU : İpotek Ve Hacizlerden Dolayı Borçlu Olmadığının Tespiti, İpotek Ve Hacizlerin Fekki KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı inşaat şirketi arasında 26/08/2016 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ile İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Merdivenköy Mah., 286 pafta, 3408 ada, 3 parsel, A2 Blok, 18....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydında düzeltim davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabûlüne dair hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili; davacı banka ile müşterisi arasında imzalanan “Genel Kredi Sözleşmeleri”ne istinaden kullandırılan kredinin teminatı olarak banka lehine davalı ...’e ait ...-Turgutreis/ ...Mevkiinde bulunan 5078 sayılı parseldeki taşınmazlar üzerinde ipotekler tesis edildiği, ipoteğe konu gayrimenkûllerden sadece 1. kat 2 no’lu bağımsız bölüm üzerindeki ipotek şerhinin fekki talep edildiği hâlde, zemin kat 1 no’lu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin de kaldırıldığından bahisle Tapu Müdürlüğünce hatalı terkin edilen ipoteklerin aynı dereceden tekrar tesisine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
İnşaat arasında protokol akdedildiğini, bu protokole göre; davalı şirketin müvekkiline satmış olduğu taşınmazlardaki ipotekleri kaldıracak ve buna ilişkin yapılan ödemelerde müvekkilinin borcundan düşüleceğini, bunun yanında bakiye borç 4.750.000,00 TL de yıl sonuna kadar davacı müvekkili şirketin uhdesinde kalacağını, protokolün imza edilmesinden sonra ipoteklerin kaldırılması için müvekkili şirketin, ilk etapta davalıya 810.000,00 TL ödeme yaptığını fakat davalı şirketin protokolden doğan sorumluluğunu yerine getirmeyerek ipoteklerin kaldırılması için hiçbir yasal işlem yapmadığını, ipoteklerin kaldırılması için ödeme yapan ancak ipoteklerin kaldırılmadığını gören davacı müvekkilinin ise 810.000,00 TL ödeme sonrası kalan 3.940.000,00 TL ödemeyi, davalı tarafın protokol gereği üzerine düşen edimi yerine getirmediğinden ve anlaşmaya uymadığından dolayı uhdesinde tutmaya devam ettiğini, zira kalan alacağın ödemesinin taraflarca bir protokolle şarta bağlanmış olduğunu bu şart yerine getirilmediğinden...