Kat 5 nolu bağımsız bölümün Aile Konutu olduğunun tespitine, davacının dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davacı vekili tarafından dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebinin reddine ve aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile tapu kaydına aile konutu şerhi konulması isteminden ibarettir....
O halde bu talep yönünden dosya tefrik edilip, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 3-Davacı kadının taşınmazın cebri icra yolu ile yapılan satışının iptali ve aile konutu şerhi konulması davası yönünden temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Davacı kadının taşınmazın cebri icra yolu ile yapılan satışının iptali ve aile konutu şerhi konulması davasının dinlenilebilmesi için, yukarıda 1. bentte gösterilen isteminin kesinleşmesi gerekmektedir. O halde mahkemece yukarıda 1. bentte gösterildiği üzere yolsuz tescil nedeniyle ferağ ve iptal istemi davasının bekletici mesele yapılıp, sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
CEVAP Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının öncelikle taşınmazın aile konutu olduğunu ispat etmesi gerektiğini, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin bulunmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun ve iyi niyetten uzak olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davada davalılardan ... adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı ... lehine birinci ve ikinci derecede ipotek tesisi gerçekleştirildiği, davacı eş ...'nin açık rızasının alınmadığı, davaya konu taşınmazın davacı ... ile davalı ...'ın aile konutu olduğu ve aile konutu olarak kullanıldığı, davalılar tarafından davacı eş ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, dava konusu taşınmazlardaki ipotek şerhinin kaldırılarak aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "aile birliğinin" korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. Öte yandan; TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir....
Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulmasına ilişkindir. Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın red gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkememizce duruşmada beyanları alınan davacı tanıklarının davaya konu edilen evin davacının eşi ve çocukları ile birlikte oturduklarını beyan ettiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK’nun 194/1 maddesinde “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki haklarını sınırlayamaz” hükmünün yer aldığı, dava konusu taşınmazın tapu kaydında ipotek tesis edildiği tarihte aile konutu şerhi bulunmadığı açıktır. Ne var ki, aile konutu olan taşınmaz üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis edilmiş, bu işlem sırasında davalı banka tarafından davacı eşin açık rızası alınmamıştır. Üstelik davalı banka davacı eşin ipotek işlemine rızasının bulunduğunu iddia ve ispat da edememiştir. Bu durumda, TMK’nın 194/1 maddesine göre, eşin açık rızası arandığından, yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır....
GEREKÇE : Dava ipoteğin kaldırılması/aile konutu şerhi konulması/tasarrufun iptali talebinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarakinceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; Mahkemece"......
DAVA TÜRÜ :İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı 15.000 TL dava değeri göstererek, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, bu nedenle tapu kaydı üzerindeki davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Taşınmazın ipotek akit bedeli olan 375.000 TL. üzerinden hesaplanarak alınması gerekli peşin harç mahkemece tamamlatılmıştır. Davacı tarafından açılan ipoteğin kaldırılması talebi reddedildiğine göre, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı banka yararına ipotek değeri üzerinden nispi tarifeye göre vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, maktu vekalet ücreti tayini doğru görülmemiştir. Ne var ki bu yön yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir (HUMK md. 438/7)....
DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı; davalı eşinin malik olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızasının olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını istemiş; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. İpotek 10.02.2009 tarihinde tesis edilmiş, dava 01.07.2013 tarihinde açılmıştır. İpotek tesis edilen taşınmaz dava dışı 3. kişiye 26.10.2015 tarihinde cebri icra ile satılmış, kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince işlem diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıkmıştır. Dava konusuz hale gelmiştir....