Ağır Ceza Mahkemesinin 14/02/2020 tarihli ve 2020/52 değişik iş sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı'nın 08.06.2021 gün ve 94660652-105-08-9029-2021-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 22.06.2021 gün ve 2021/79116 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği, MEZKUR İHBARNAMEDE; Karar tarihinden önce 11/04/2012 tarihli ve 28261 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Adli Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 2. maddesi ile değiştirilen, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 12. maddesinin 1. fıkrası (b) bendi ile arşiv kayıtlarının silinmesi koşullarının yeniden düzenlendiği ve anılan Kanun'un geçici 2. maddesi uyarınca arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılacağının hükme bağlandığı nazara alındığında, 11/04/2012 tarihinden itibaren adli sicil ve arşiv kayıtlarının silinmesi...
Mezkür ihbarnamede; Karar tarihinden önce 11/04/2012 tarihli ve 28261 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Adli Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 2. maddesi ile değiştirilen, 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 12. maddesinin 1. fıkrası (b) bendi ile arşiv kayıtlarının silinmesi koşullarının yeniden düzenlendiği ve anılan Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılacağının hükme bağlandığı nazara alındığında, 11/04/2012 tarihinden itibaren adli sicil ve arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin münhasıran Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp...
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca arşiv kaydının silinmesine karar verilmiş ise de, anılan maddenin silme kararının verildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunmadığı, karar tarihinden önce 11/04/2012 tarihli ve 28261 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Adli Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğini Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrası (b) bendi ile arşiv kayıtlarının silinmesi koşullarının yeniden düzenlendiği, kaldı ki yapılan değişiklikle arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılacağının hükme bağlandığı, öte yandan yürürlükte bulunmayan 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun geçici 2. maddesi 2. fıkrası uyarınca “Birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan hükmün...
Köyü ... parsel sayılı 12100 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, yörede 1994 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Küçükesence Köyü ise, çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde orman kadastrosunun yapılmadığını, Bediltahirbey Köyünde yapılan orman kadastrosunda taşınmazın tahdit içine alındığını, ancak, bu tahdit sonuçlarının köylerinde ilân edilmediğini ileri sürerek tapu kütüğüne konulan şerhin silinmesi istemiyle dava açmış, davalar birleştirilerek görülmüştür. Mahkemece, Orman Yönetiminin davasınınn reddine, ... Köyünün açtığı davanın kabulüne ve dava konusu parselin tapu kütüğünün beyanlar hanesine konulan orman şerhinin terkinine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mezkur ihbarnamede; 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca adli sicil arşiv kaydının silinmesine karar verilmiş ise de; karar tarihinden önce 11/04/2012 tarihli ve 28261 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Adlî Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuncun 2. maddesi ile değiştirilen, 5352 sayılı Kanun'un 12. maddesinin 1. fıkrası (b) bendi ile arşiv kayıtlarının silinmesi koşulları yeniden düzenlenmiş olup, buna göre kanunun yürürlük tarihinden itibaren adlî sicil ve arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin münhasıran Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı....
Asliye Ceza Mahkemesince, ertelenmiş olan hükmün kesinleşmesinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra esasen vaki olmamış sayılabileceğinden bahisle hükümlünün yaptığı arşiv kaydının silinmesi talebinin reddine karar verilmiş ise de,hüküm tarihinden itibaren 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 95/2. maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin geçmiş olduğu, 5352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca mahkumiyet hükmünün arşiv kaydından çıkarılmasının mümkün olduğu gözetilmeden itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı....
Ağır Ceza Mahkemesince verilen arşiv kaydının silinmesi kararı üzerine arşiv kaydının silinmesi istemiyle yaptığı 16/09/2010 tarihli başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, ... İdare Mahkemesince Danıştay Onuncu Dairesinin 25/01/2016 tarih ve E:2012/2810, K:2016/434 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle davanın reddi yolunda verilen ... tarih ve E:.. , K:... sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, hakkında verilen cezanın arşiv kayıtlarından çıkarılması için gereken şartların oluştuğu, işlemin hukuka aykırı olduğu ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ......
Yönetimi; çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası içinde kalan bölümünün tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, davalıların elatmalarının önlenmesine ve davalı lehine konulan tüm şerhlerin silinmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Davalılar vekili 10.09.2009 tarihli oturumda taşınmazın orman olan kesimlerine yönelik davayı kabul etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın fen ve orman bilirkişi tarafından düzenlenen 30.06.2010 tarihli ek krokili raporda (A1), (A2) ve (A3) ile işaretlenen kesimlerinin tapu kaydının iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.. Dava, tapu iptali tescil, elatmanın önlenmesi ve şerhlerin silinmesi niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde ortak yere el atmanın önlenmesi, tapu kütüğündeki eklenti kaydının silinmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, anayapının bodrum katındaki davalılar adına kayıtlı olan E1-E2 Nolu eklentilerin silinmesi ile arsa payı oranının da davacıya kullanma hakkının verilmesi ve davalıların bu şeklide elatmalarının önlenmesi istenilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgeler, özellikle Dairemizin geri çevirme kararı üzerine Merzifon Tapu Sicil Müdürlüğünün 8.10.2007 gün ve 944 sayılı yazısı ekinde gönderilen tapu kayıtları içeriğinden anayapının bodrum katındaki dava konusu edilen yerin davalılar ... ve ... ...'...
ün bu köyün nüfusuna kayıtlı olup olmadığı ve tam 5 yıldır bu köyde oturup oturmadıkları araştırılmamışsa da tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilen zilyetin hak sahipleri tesbit komisyonunu bağlamadığı, hak sahipleri tesbit komisyonunca, tapu kaydındın beyanlar hanesinde zilyet olarak gösterilenler dışında birini hak sahibi olarak belirleyebileceği, bu komisyonların kararlarına karşı yargı yolunun açık olduğu, bu nedenlerle tapu kaydının beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin silinmesi ve kendi adlarının zilyet olarak beyanlar hanesine yazılması yönündeki davada hukuki yarar bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur....