Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve ipoteğin kaldırılması ile mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesini istemiştir....

    İcra iflas mahkemeleri basit yargılama usulüne göre inceleme yapan dar yetkili mahkemeler olup, ipoteğin kaldırılması talebi sadece İİK'nun 153. maddesindeki yasal düzenleme gereğince icra mahkemesince incelenebilir. Bunun dışında ipoteğin kaldırılması talepleri, genel mahkemelerde yargılamayı gerektirmektedir. Somut olayda, takip tarihi ve İİK'nun 150/c şerhi tarihi itibariyle tapu kaydında ipotek şerhi mevcut olup, TMK'nun 883/2. maddesi kapsamında terkin söz konusu olmadığından, ipoteğin kaldırılması ve terkini talebi genel mahkemelerce inceleme konusu yapılabilir (Yargıtay 12. HD'nin 14.11.2011 tarihli, 2011/6052 E, 2011/22234 K. sayılı içtihadı). Ayrıca davacı borçlular vekili tarafından ipotek borcunun ödendiği ileri sürülmüşse de, İİK'nun 149/a. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 33. Maddenin 1....

    Maddesi kapsamında ipoteğin fekki davasının taşınmazın malikleri tarafından açabileceği ve Selçuklu Tapu Müdürlüğünden gelen tapu kayıtlarına göre davacının davaya konu ipotek bulunan taşınmazın maliki olmadığı, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı. gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında gerekçe olarak davacının tapu maliki olmadığını dayanak yaptığını, kararın ve karara dayanak görüşün hukuki olmadığını, davacının ipotek borçlusu olduğunu, yerel mahkemenin ipotek borçlusunun ipoteğin fekkini talep edemeyeceğini, sadece tapu malikinin talep edebileceğini söylediğini, bunun yasal dayanağın ne olduğu sorucunun cevabının kararda cevabı bulunmadığını, ipotek borçlusunun ipoteğin fekkini talep edememesi halinde hem ipotek alacaklısına, hem de üçüncü şahsa mahkum kalacağını, tapu kayıtlarına göre taşınmaz maliki olarak dava dışı üçüncü şahıs Arslan Otom....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TARİHİ: 17/10/2019 DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması) YEREL MAHKEME KARARI : Davanın Reddi YEREL MAHKEME KARARI GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ: 02/11/2021 Taraflar arasındaki İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi. Üye hakimin görüşü değerlendirildi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, taraflar arasında 01.09.2015 tarihli protokol ile davalı ile dava dışı ...'nin ortağı oldukları ... Şti. hisselerinin davacılardan ...'ya devredileceği, devir tarihi itibari ile şirketin borçlarının davalı ... tarafından ödeneceği, ...'nin yönetim kurulu başkanı olduğu ... A.Ş.'nin .../ ... arasındaki öğrenci servis işinin 2018 yılına kadar davacı ...'ya devredileceği, davacı ...'in şirketin ... tarafından ödenen ve ödenecek borçları ile kendisinin ...'...

      Mahkemece, depo edilen ipotek bedelinin güncellenmiş değeri olan 2.627,82 TL’nin faiziyle davalılara ödenmesi karşılığında dava konu taşınmazın tapu kaydı üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. 19 ada 8 parsel sayılı taşınmazın, 08.11.1993 tarihli, 4049 yevmiye sayılı imar uygulaması işlemi sonucu davacı adına tescil olunduğu, aynı tarih ve yevmiye sayısı ile davalılar murisi ... lehine 6.949.000,00 ETL bedelle ipotek tesis edildiği, dosya içerisindeki ipotek dağıtım cetvelinin incelenmesinde; davacının 1019 parsel sayılı taşınmazın maliki iken yapılan imar uygulaması sonucu 19 ada 8 sayılı imar parselinin adına tescil olunduğu, m2’si 150.000,00 ETL olmak üzere 44.64 m2’ye tekabül eden 6.696.000,00 ETL ipotek bedeli karşılığında davalılar murisi lehine ipotek tesis edildiği, başka bir anlatımla terkini istenen ipotek şerhinin, imar işlemi sonucu konulmuş olduğu anlaşılmaktadır....

        Kayahan Özkayım'ın elinde iken davalı şirketin banka kredisi nedeniyle 10.10.2007 tarihinde ipotek tesis edildiği ve sicile işlendiği, davacının 18.03.2008 tarihinde 57.000,00TL bedelle taşınmazı satın aldığı, 18.6.2009-17.7.2009 tarihleri arasında davacının bu ipotek borcuna binaen 192.400,00TL yi lehine ipotek tesis edilen bankaya ödediği ihtilafsızdır. Davalı, davacının taşınmazı üzerinde ipotek bulunduğunu bilerek ve ipotek borcunu da taşınmazın asıl değerinden mahsup ederek satın aldığını, bu nedenle ödenen bedelin kendisine rücu edilemeyeceğini 2012/19015-29238 savunmuştur. Mahkemece, davacının üzerinde ipotek kaydı bulunan taşınmazı aldığında taşınmazı satan şahsın (malikin) ipotek borçlusuna karşı olan tüm haklarını da devralmış bulunduğu gerekçesi ile, davanın kabulüne karar verilmiştir....

          -Euro'luk ipotek şerhinin verildiğinin görüldüğünü, kurum hacizlerinden sonra ipotek tesis edilebilmesi için ilgili mevzuat hükümlerince kurumun ve 6183 sayılı kanun hükümleri uyarınca işlem yapan kurumların muvafakatlerinin aranması gerektiğini, aksi uygulamanın ...Başkanlığınca resen terkin edilmesi gerektiğini, muvafakat alınmasının kamu düzenine ilişkin olduğu hususları belirtilerek davalıdan gemi siciline işlenen ipotek kaydının silinmesi istenmiş ise de, ...Başkanlığının .../.../... tarih ve ...-...-... sayılı yazı ile konunun halli için yargısal karara ihtiyaç olduğu belirtilerek talepleri uygun görülmediğinden işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu belirterek, ...Başkanlığının .../.../... tarih ve ...-...-...sayılı işleminin iptali ile söz konusu ipotek şerhinin gemi sicilinden silinmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile dava dışı ...Ltd.Şti.arasındaki ticari ilişkinin teminatı olmak üzere dava konusu taşınmazı üzerine davalı banka lehine ipotek tesis ettiğini, söz konusu kredi borcunun 04.02.2009 tarihinde ödenip, davalıdan borcu yoktur belgesi alınmasına rağmen ipoteğin kaldırılması yönündeki taleplerinin davalı bankaca reddedildiğini, ipoteğin varlığını ve devamını gerektirecek koşulların ortadan kalktığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.1.2005 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02.02.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) Türk Medeni Kanunu’nun 856. maddesi uyarınca tapu siciline tescil edilmesi gerekir. İpotek, halen mevcut veya ilerde doğması olası bir alacağı teminat altına alır....

                KARŞI OY YAZISI Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayanan aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması davalarında; davacı eş taşınmazın ipotek işlem tarihinde aile konutu olduğunu, davalı taraf( ipotek işleminin tarafı olan diğer eş ve onunla işleme girişen kişi veya tüzel kişilik) ise, işlem sırasında davacı eşin açık rızasının mevcut veya mevcut sayılması gerektiğini her türlü delille bu arada fiili karineyle de kanıtlama olanağına sahiptir. Davacı eş gösterdiği delillerle işlem tarihinde ipotek işlemine konu taşınmazın aile konutu olduğunu kanıtlamıştır. Kaldı ki, davalıların taşınmazın aile konutu olmadığı şeklinde bir itirazları da bulunmamaktadır. Davalı eş ve onunla ipotek işlemini yapan banka ise, davacının açık rızasının mevcut veya mevcut sayılması gerektiğini kanıtlayamamıştır. Davalı banka araştırmaya yönelik özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden; Türk Medeni Kanununun 1023. maddesindeki iyiniyet korumasından yararlanamaz....

                  UYAP Entegrasyonu