Somut olayda, ipotek lehtarının mirasçısına, icra müdürlüğünce, İİK'nun 153. maddesine göre muhtıra çıkarıldığı, mirasçı vekili, muhtıra tebliğinin usulsüz olduğunu ve ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanmadığını ileri sürmüş olup, bu beyan İİK'nun 153. maddesinde belirtilen kanunen makbul bir sebep niteliğindedir. Bu durumda ihtilafın çözümlenmesi yargılama yapılmasını zorunla hale getirdiğinden, ipoteğin fekki anılan madde kapsamında talep edilemez. O halde mahkemece, istemin açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : İpotek alacaklısının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ye sattığı, adı geçen ipotek borçlusunun İİK'nun 153. maddesi uyarınca ipoteğin fekki talebiyle icra müdürlüğüne başvurması üzerine ipotek bedelinin belirlenmesi için hesap bilirkişine rapor düzenlettirildiği, söz konusu raporda ipotek borcunun faizi ile birlikte 2.086,21 TL olarak tespit edildiği, ipotek borçlusunun sorumlu olduğu bu meblağı 27.05.2014 tarihinde icra dosyasına yatırdığı, akabinde, 16.02.2013 tarihinde vefat eden ipotek alacaklısı ...'ın veraset ilamı doğrultusunda mirasçıları adına İİK'nun 153. maddesi kapsamında onbeş gün içerisinde icra dairesine gelerek alacaklarını almaları ve ipoteği çözmeleri, belirtilen süre içinde geçerli bir mazeret bildirmeksizin parayı almaktan ve ipoteği fek etmekten kaçınmaları halinde icra mahkemesince ipoteğin terkinine karar verileceğine dair muhtıra gönderildiği, sözü edilen muhtıraların ipotek alacaklısının mirasçılarının tümüne ayrı ayrı tebliğ edildiği, mirasçılardan ...'...
Somut olayda; 1356 ada 10 parselde bulunan 3 nolu bağımsız bölümdeki taşınmazda Sabit oğlu Hüseyin lehine 06.01.1934 tarihinde kesin borç ipoteği tesis edildiği, ipotek borçlusunun İİK'nun 153. maddesi uyarınca ipoteğin fekki talebiyle icra müdürlüğüne başvurması üzerine ipotek borçlusunun sorumlu olduğu meblağı 31.05.2010 tarihinde icra dosyasına yatırdığı, akabinde, 30.08.1961 tarihinde vefat eden ipotek alacaklısı Sabit oğlu Hüseyin'in veraset ilamı doğrultusunda mirasçıları adına İİK'nun 153. maddesi kapsamında onbeş gün içerisinde icra dairesine gelerek alacaklarını almaları ve ipoteği çözmeleri, belirtilen süre içinde geçerli bir mazeret bildirmeksizin parayı almaktan ve ipoteği fek etmekten kaçınmaları halinde icra mahkemesince ipoteğin terkinine karar verileceğine dair muhtıra gönderildiği, sözü edilen muhtıraların ipotek alacaklısının mirasçılarının tümüne ayrı ayrı tebliğ edildiği, bir kısım mirasçıların depo edilen ipotek bedelinin güncel borcu karşılamadığı gerekçesi ile...
Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde, borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa, icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir” hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, kendisine bu madde şartlarında ihbar çıkarılan ipotek alacaklısı, ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması için genel mahkemelerde dava açabilir ve böyle bir dava açtığını belirterek, icra müdürlüğündeki ipoteğin fekki talebine itiraz edebilir. İpotek alacaklısı, böyle bir dava açmadan da, ipoteğin fekki talebi üzerine, ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması gerektiği sebebi ile borçlunun yatırdığı parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina edebilir. Bu sebep, İİK'nun 153. maddesinde yazılı "kanunen makbul" sebep niteliğindedir....
Bu durumda usulsüz tebligat nedeniyle mirasçı ancak bu davada ipoteğin fekki talebine yönelik itirazlarını bildirme imkanı bulmuştur. Mirasçı ipotek alacaklısı vekili itirazında açıkça ipotek bedelinin güncellenmesi gerektiğini ifade etmiştir. İpotek bedelinin günümüz koşullarına uyarlanması isteği ise Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere "makbul sebep" niteliğindedir. Yukarıda izah edildiği üzere, takip dosyasında Petek Dinçöz'e usulüne uygun muhtıra tebliği yapılmadığı, mahkemece yapılan yargılamada da ipotek alacaklısına dava dilekçesi tebliği ile ilk kez ceva dilekçesi ile ipotek bedelinin günümüz koşullarına uyarlanması isteğini bildirdiği, bu halde ihtilafın çözümlenmesinin yargılamayı gerektirdiği açıktır....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava ve birleşen dava, ipotek şerhinin terkini istemlerine ilişkindir. Birleşen davada, ipotek alacaklıları 04.05.1966 tarihli ipotek akit tablosunda güvence altına alınan ipotek miktarının güncelleştirilmesini ve ipotek borçlarından tahsiline karar verilmesini istenmiştir. Mahkemece, ipotek bedeli ödenmiş olduğundan ipoteğin terkinine, ölü kişiler aleyhine açıldığı anlaşılan davanın reddine, birleşen ipotek bedelinin güncelleştirilmesi ve tahsili talebine ilişkin davanın da reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ve birleşen davanın davacıları ...le ....temyiz etmiştir.1-04.05.1978 tarihli ve 4-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere ölü kişinin taraf ehliyeti yoktur. Aleyhine dava açılamayacağı gibi, mirasçıları da davaya dahil edilemez ve dava ıslah edilemez. Bu gibi durumlarda mirasçılar aleyhine yeni bir dava açılması gerekir....
İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, davacının taşınmazındaki ipotek bedelinin dava tarihindeki güncel değeri depo ettirildikten sonra karar verilmesi gerekirken ipotek tesis tarihindeki bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması yanlış olmuş kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 08.10.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacıya ait 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının davalılar paylarında 25.05.1993 tarihli faizsiz kanuni ipotek şerhi mevcuttur. İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, davacının taşınmazındaki ipotek bedelinin dava tarihindeki güncel değeri depo ettirildikten sonra karar verilmesi gerekirken ipotek tesis tarihindeki bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması yanlış olmuş kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.03.2009 günü oybirliği ile karar verildi....
YANIT : Davalı avukatı tarafından verilen 06.10.2016 tarihli yanıt dilekçesinde özetle; davacıların süreli ipotek senedi üzerinden haksız menfaat sağlama amacı taşıdıklarından haksız davanın kendilerince kabulünün mümkün olmadığı, davalı müvekkili ile davacıların murisi arasında akdolunan ipotek senetlerinin tamamının vadesinde alacaklıya ödendiği ve senetlerin müvekkilince alındığı, ipoteğin fekki işlemi başlatılmadan ipotek alacaklısının vefat ettiği, ipotek senetlerinin ödenmemesi hali düşünüldüğünde de ipoteğin süreli olması nedeniyle fekki zarureti hasıl olduğu, ipotek hususunda halen alacaklı olduğunu iddia eden kişilerin ödemenin varlığını ispat -etmesinin şart olduğu, davacıların ipoteğe tonu senetlerin vadesinde ödendiğini bilmelerine rağmen haksız menfaat temin edebilmek adına ipoteği fekke yanaşmadıklarından vaki İzmir 1. icra Müdürlüğünün 2015/6652 Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığından bahisle davanın reddini karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
KARAR Davacı, davalı hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, ipotek konusu borcun belge karşılığında 4000 YTL nın ödendiğini, başkaca ödeme yapılmadığını, itirazın haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı davacıya oğlu ve şirketi aracılığı ile ipotek bedelinin üstünde ödeme yaptıklarını, dava konusu ipotekle ilgili menfi tespit ve ipoteğin fekki davası açtıklarını, davacının tefeci olup hakkında suç duyurusunda bulunduklarını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, itirazın 18.500 YTL üzerinden iptali ile takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....