İpotek veren üçüncü kişiye TMK 887. maddesi anlamında muaccaliyet ihtarı yapılmasının gerekli olduğu bir an için doğru kabul edilse dahi bu husus icra mahkemesinde şikâyet yolu ile takibin iptali istemine konu olabilir. İpoteğin fekki ile borcun bulunmadığının tespiti davasında takibin bulunduğu aşama gözetildiğinde sonuca etkisi bulunmamaktadır. Yine Özel Daire bozma kararına Genel Kurul kararında 30. bent ilave edilmiştir. Bu bentte ipotek veren üçüncü kişinin takip talebinde borçlu yanın da taraf olarak gösterilmesi gerekir açıklaması yapılmıştır. İİK 149. madde hükmü uyarınca borçlu ile birlikte ipotek veren üçüncü kişinin şekli anlamda mecburi takip arkadaşı olup, her ikisi takip talebinde gösterilmeli ve icra emri gönderilmelidir. Bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan takip borçlusu veya ipotek veren üçüncü kişi tarafından süresiz şikâyet yolu ile icra mahkemesinden takibin iptali talep edilebilir....
Davalı vekili 07/09/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İpotek borçlusu davacılar tarafından dava konusu Gaziosmanpaşa ilçesi, Yıldıztabya mah, 121 pafta, 2805 ada 5 parsel ve 135/381 arsa paylı taşınmazda davalı idare lehine olan ipoteğin kaldırılması amacıyla ipotek bedelinin tespiti ve tespit edilen bedel tutarından ipoteğin kaldırılması talepli dava açıldığını ancak huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, ödenmemiş bedel ile ilgili encümen kararı bulunduğunu, emlak ve istimlak müdürlüğünün 23/08/2016 tarih, 62417824- 641.03.01- E.2309 sayılı yazısı ve eklerinden de görüleceği üzere ipotek bedeli ile ilgili herhangi bir ödeme yapılmadığını, ipoteklerin bulunduğunun belirtildiğini, ipotek borçlusu tarafından ipotek terkini amacıyla belediyeye müracaat edildiğini, 26/06/2016 tarih ve 474 sayılı encümen kararı ile ödenmeyen kızma ilişkin hissede karşılık gelen 87,09 m2 yerin ipotek bedelinin güncellendiğini, güncel ipotek bedelleri ilgililerine tebliğ edilmiş olmasına rağmen söz konusu...
Davalı vekili, süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunarak, davacı ile davalı şirket arasında kurulmuş bir bayilik sözleşmesi bulunmadığını, ipoteğin davalı şirket ile .... arasında akdedilen 20/09/2010 başlangıç tarihli bayilik sözleşmesinin teminatı olarak kurulduğunu ancak ipotek senedinin 3. kişi yararına ipotek olarak düzenlenmesi gerekirken Tapu Müdürlüğünün hatası nedeniyle bu şekilde bir ipotek düzenlendiğini, ....'nin fiili ortağının davacının babası ve yetkili müdürünün de davacının ağabeyi olduğunu, dava dışı ....'nin müvekkili şirkete 71.088,66 TL borcunun bulunduğunu, ipotek tarihinden 2 yıl sonra dava açan davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Şubesi de davalı gösterilmiş olup, şubelerin merkezden ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından taraf ehliyeti bulunmadığı, ipotek verilen taşınmazın sahibinin davacılardan ... olduğundan diğer davacının aktif husumet ehliyeti olmadığı, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek kaldırılıp, dava istirdat davasına dönüştürüldüğünden ipoteğin fekki davasının konusunun kalmadığı, davacı ...’un 50.000,00 TL limitli verilen ipotek yanında ipotek resmi senedinin 5. maddesi nedeniyle ayrıca ipotek limiti miktarınca müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla da sorumlu olduğu, yine genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza attığı ve henüz kredi borcu tamamen kapatılmadığından davacı ...’un istirdat talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı ... tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti olmaması nedeniyle reddine......
Temyiz Sebepleri Kullanılan kredi ile ilgili borcun tamamı ödenmiş olsa bile müşterinin yazılı talimatı bulunmadan ve fek masrafları müşteri tarafından giderilmeden ipotek fek işlemlerinin yapılamayacağı ve müşterinin böyle bir talimatı ve talebi olmadığı, davalı tarafça dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden yargılama giderlerinden sorumlu olunmaması gerektiği ileri sürülerek hükmün bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ipoteğin fekki istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3. Değerlendirme Dosya kapsamından ipotek bedelinin ödendiği anlaşılmakla, taraflar arasında ipotek bedelinin aslına yönelik uyuşmazlık söz konusu olmadığından davalı aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir....
Her ne kadar 2981 sayılı Yasanın 9/c maddesi uyarınca kamulaştırılarak bedeli karşılığı davacıya satılan taşınmazın önceki malik tarafından açılan bedel artırımı davası sonucu fark bedelinin ortaya çıkması durumunda bu fark bedelde, davalı tarafından davacıdan istenebilir ise de, davalı idare mevcut ipoteğin fark bedelinden kaynaklanan alacağına uyarlanmasını talep edemez. Bunun için ya ek ipotek akdinin tesisi veya yeni bir ipotek akdi kurulması gerekir. Alacağın ipotek ile teminat altına alınmaması iradi olarak ödenmesine engel teşkil etmeyeceği gibi ayrı bir dava açılarak hükmen tahsiline de engel değildir. Mahkemece yapılan bu saptamalar gözetilmek suretiyle davanın yazılı olduğu şekilde kabulünde yasaya aykırılık yoktur....
Her ne kadar 2981 sayılı Yasanın 9/c maddesi uyarınca kamulaştırılarak bedeli karşılığı davacıya satılan taşınmazın önceki malik tarafından açılan bedel artırımı davası sonucu fark bedelinin ortaya çıkması durumunda bu fark bedelde, davalı tarafından davacıdan istenebilir ise de, davalı idare mevcut ipoteğin fark bedelinden kaynaklanan alacağına uyarlanmasını talep edemez. Bunun için ya ek ipotek akdinin tesisi veya yeni bir ipotek akdi kurulması gerekir. Alacağın ipotek ile teminat altına alınmaması iradi olarak ödenmesine engel teşkil etmeyeceği gibi ayrı bir dava açılarak hükmen tahsiline de engel değildir. Mahkemece yapılan bu saptamalar gözetilmek suretiyle davanın yazılı olduğu şekilde kabulünde yasaya aykırılık yoktur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 05/04/2018 NUMARASI : 2010/265 ESAS-2018/435 KARAR DAVA KONUSU : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) KARAR : İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2018 tarih, 2010/265 Esas-2018/435 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK'nın 353. maddesi uyarınca incelendi....
Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir... " şeklinde düzenleme yapılmıştır. Somut olayda; icra daresince düzenlenen muhtıranın, ipotek alacaklılarından ...'a 26/11/2015, ...'a ise 03/12/2015 tarihlerinde tebliği üzerine alacaklılar tarafından 08/12/2015 tarihinde icra dairesine verilen itiraz dilekçeleri ile ipotek bedeline itiraz edildiği görülmüştür. O halde, ipotek alacaklıları tarafından süresinde bedele yapılan itiraz nedeniyle ipotek bedeli ihtilaflı hale gelip İİK'nun 153. maddesindeki koşulların oluşmadığı, ihtilafın çözümünün yargılamayı gerektirdiği görülmekle mahkemece istemin reddi gerekirken, kabulü ile ipoteğin fekki yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacının ipoteğin fekki talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; davacının imzasını taşıyan 04/02/2015 tarih ve 3878 yevmiye nolu ipotek akit tablosunun "Sözleşme Şartları" başlıklı 1. maddesinde, "... Merkez Şubeleri ile özellikle ... Şubesi tarafından borçlu ... namına açılmış ve açılacak bilcümle borçlu hesaplardan, her türlü krediler ile verilmiş ve verilecek teminat mektupları ve kontrgarantilerden, ithalat ile ilgili poliçelere bankaca konulan aval ve kabul şerhlerinden keşideci, ciranta, müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ve imzalayacağı kredi sözleşmelerinden, .............doğmuş ve doğacak tüm borçlarından 195.000,00 TL kadar olan miktarının teminatını teşkil etmek üzere 1. derecede, fekki alacaklı banka tarafından bildirilinceye kadar süreli ipotek tesis edilmiştir." düzenlemesinin mevcut olduğu, davacının ipotek senedinin geçerli olmadığı yönünde bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmaktadır....