WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; davacının kredi kullandırılan şirketin eski ortağı ve müdürü olduğunu, daha sonra şirketteki hisselerini oğlu Bülent Ateş'e devrettiğini, davacının iş bu krediye müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, kredinin her aşamasından haberdar olduğu gibi muvafakatname ile de ipotek tesisine açık rıza gösterdiğini, ipotek tesis edilen gayrimenkul üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını, müvekkili bankanın iyi niyetli kazanımının tapuya güven ilkesi gereğince korunması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

Emsal Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan yerel mahkemenin "direnme gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere Türk Medeni Kanunu madde 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemiz, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki haklan sınırlayamaz, Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur....

    Kat, 10 bağımsız bölüm nolu meskenin tapu kaydına 01.11.2021 tarihinde aile konutu şerhi konulduğu görülmektedir. Bu durumda, ihale tarihi olan 26.12.2019 tarihi itibariyle, taşınmazın tapu kaydına şikayetçi 3. kişi lehine henüz aile konutu şerhi konulmadığından, şikayetçinin şikayet hakkı bulunmamaktadır. Zira, şikayetçinin tasarruf işlemlerini yapabilmesi, aile konutu şerhinin tapu siciline şerh verilmesi şartına bağlı bulunmaktadır. Bir başka anlatımla, aile konutu ile ilgili sınırlamanın 3. kişilere karşı hüküm ifade etmesi için, şerh lehtarı tarafından tapuya kaydının sağlanması gerekmektedir. Şikayetçi 3.kişi İİK'nın 134. maddesinde sayılan "tapudaki ilgili" sıfatını taşımamaktadır....

    Aile konutunun öneminden dolayı, kanun koyucu Türk Medeni Kanunu' nda, aile konutu ile ilgili önemli düzenlemelere yer vermiştir. Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili  kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz (TMK m.194/1). Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyecği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak " belirli olan" bir işlem için verilebilir( YHGK.nun 15.04.2015 gün ve 2013/2-2056 E.2015/1201 K. sayılı kararı )....

      KARŞI OY YAZISI Davacı, aile konutu olan taşmazda, davalı eş tarafından diğer davalı sigorta şirketi lehine ipotek tesis edildiğini belirterek, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Davalı banka iyiniyetli olduğunu savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı banka iyiniyetli olduğunu savunduğuna göre; kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda (TMK md.3) aslolan iyiniyetin varlığıdır. Bu durumda ipotek tesisi tarihinde tapu kütüğünde aile konutu şerhi bulunmadığı dikkate alındığında, davalı bankanın kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükü davacıya düşer. Davacı tarafından ipotek alacaklısının kötü niyetli olduğu hususu kanıtlanamamıştır (TMK. md. 1023). Gerçekleşen bu durum karşısında ipoteğin kaldırılmasına ilişkin istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulü isabetsiz olduğundan çoğunluğun onama kararına muhalifiz....

        Aile Mahkemesi TARİHİ :04.02.2014 NUMARASI :Esas no:2013/280 Karar no:2014/42 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan ....... San.AŞ. İle ......... AŞ. tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmaz üzerindeki ipoteklerin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkindir. Davacı, açılan davada taşınmazın aile konutu olduğunu belirterek tapu kütüğüne konutla ilgili olarak, temyiz eden davalılar lehine konulan ipoteklerin kaldırılmasını istemiş, mahkemece 01.10.2013 tarihli oturumda verilen süre içerisinde 90.000 TL üzerinden nispi harç ödenmiştir. Oysa dava konusu taşınmaz üzerinde her birinin miktarı 90.000 TL. olan iki ayrı ipotek tesis edilmiş olup, dava, her iki ipoteğin kaldırılmasına yöneliktir....

          Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır....

          N:31 D/15 Başakşehir İstanbul adresindeki gayrimenkulü 2000 yılından bu yana aile konutu olarak çocukları ile birlikte kullandığını, davalı T3 ve davalı bankanın davacının açık onayı alınmaksızın tarafların müştereken oturdukları ve aile konutu olarak özgülenen dava konusu gayrimenkul üzerine davalı banka lehine 12/11/2014 tarih 18172 yevmiye no ile ipotek tesis edildiğini, gayrimenkulün takyidatında her ne kadar aile konutu şerhi bulunmamakta ise de davalı bankanın eksperler vasıtası ile kıymet takdiri yaptırırken bu gayrimenkulün aile konutu olarak özgülendiğini ve mesken niteliğinde olduğunu bilebilecek durumda olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, gayrimenkulün aile konutu olarak kullanıldığını bilebilecek durumda olan davalı bankanın davacının muvafakatini almadan tesis etmiş olduğu 12/11/2014 tarih 18172 yevmiye numarası ile tescil edilen ipoteğin kaldırılmasına, İstanbul 10 . İcra Müdürlüğünün 2016/6206 sayılı dosyası ile Küçükçekmece 4....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması ve Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından ipoteğin kaldırılması davasının reddi yönünden, davalılardan İşbankası A.Ş. tarafından ise dava konusu taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihinde aile konutu olarak kullanıldığının ispatlanamadığının anlaşılmasına göre davacının temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece aile konutunda sürekli kalma koşulunun bulunmadığı, taşınmazın aile konutu olduğu ve tarafların başkaca aile konutlarının olmadığı gerekçesiyle dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun...

            İcra müdürlüğünün 2018/11471 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle başlattığı, daha sonra dolandırıcılığı maruz kalan davalı ... ve Karslı diğer mağdurlar Asliye hukuk mahkemelerinde menfi tespit davası açıldığı, bu davaların halen derdest olduğu, açıklanan nedenlerle davacı ve ailesi tarafından aile konutu olarak kullanılan davalı eşe ait olan aile konutu davalı tarafından diğer davalı bankaya ipotek edildiği, aile konutu olan taşınmazda ipotek tesis edilirken davalı bankaca davacının eşi açık rızası alınmadığı, konutun ipotek edilmesine davacı rıza göstermediği, ipotek konusu bu taşınmaz davacı ve aile tarafından evlilik birliği kurulduğu günden beri aile konutu olarak kullanıldığı, anılan sebeplerle dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile konan ipoteğin kaldırılmasını ve Erzurum 1....

              UYAP Entegrasyonu