Bu niteliği itibariyle sahibine sağladığı yetkiler, intifa hakkının sahibine sağladığı yetkilerden daha dar olup, sükna hakkı başkasına devrolunamaz ve irs yoluyla mirasçılara geçmez. Belirtilen özellikleri bakımından, intifa hakkına dair hükümlerin, yasada aksi yazılı olmadıkça sükna hakkında da geçerli olacağı MK.nun 748/2. maddesi ile öngörülmüş bulunmaktadır. Sükna hakkını düzenleyen MK.nun 748- 750. maddelerinde, bu hakkın sükut sebepleri belirtilmemiştir. O halde, intifa hakkının son bulma nedenlerini içeren MK.nun 720 ve 721. maddelerinin sükna hakkı yönünden de uygulanırlığı sözkonusudur. Anılan sükut sebepleri arasında hakkın özüne aykırı kullanmanın yer almadığı açıktır. Diğer bir deyişle, sükna hak sahibinin taşınmazı yasada tanımı yapılan anlamda kullanmamış olması (örneğin, kiraya vermesi, başkalarını da yararlandırması), başkaca yapılar yapılması değinilen ayni hakkın ortadan kaldırılması sonucunu doğurmaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE : Dava, sükna hakkının terkini isteğine ilişkindir. Medeni Kanunun 823. maddesine göre, "Oturma hakkı, bir binadan veya onun bir bölümünden konut olarak yararlanma yetkisi verdiği ve oturma hakkı başkasına devredilemeyip ve mirasçılara geçemeyeceği, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, intifa hakkına ilişkin hükümler oturma hakkına da uygulanır." hükmünü içerdiği, oturma (sükna) hakkı bedelli veya bedelsiz tesis edilebileceği, Medeni Kanununun 823. maddesinde de belirtildiği üzere oturma hakkının şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için başkasına devredilemeyeceği, oturma hakkı sahibinin razısa olmadıkça bu hakkını kira yolu ile de olsa başkasına devredemeyeceği, TMK 823/3 gereğince de intifa hakkı için geçerli olan yasal düzenlemelerin sükna hakkı için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır....
Türk Medeni Kanununun 794'ncü maddesi hükmüne göre; intifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir. Ve aksine bir düzenleme olmadıkça, bu hak, sahibine konusu üzerinde tam bir yararlanma yetkisi sağlar. Aynı Yasanın 795'nci maddesi gereğince de, intifa hakkı taşınırlarda zilyetleğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda ise tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine bir düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır. Kanuni intifa hakları hariç, intifa hakkı tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Başka bir ifade ile, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasında (TMK. m. 705) olduğu gibi, intifa hakkının kazanılması için tapuya tescil zorunludur....
Vakfı'nın sükna hakkına konu taşınmazın otel yapılması sebebi ile iş bu atelin oturma hakkına binaen tahsisi bu talep kabul görmez ise fazlaya dair haklar saklı tutularak 20.000 TL'nin otel yapılma tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini istemiştir. 2. Davacı vekili ilk bozma ilamından sonra 24.10.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile 20.000 TL'lik talebi 467.377,00 TL'ye çıkarmıştır. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre harap ve yıkılmış sükna hakkı konusu taşınmazda sükna hakkının sakıt olduğunu, yeni yapılan binada sükna hakkı tesis edilemeyeceğini, dava konusu taşınmazda bulunan harap evlerin yıkılarak arsa haline geldiğini, müvekkili idarece otel yapılmak kaydıyla 49 yıllığına ... Uluslararası Otelcilik ve İşletmecilik A.Ş.'ye kiraya verildiğini, söz konusu yerde halen ......
Kanunda aksine bir düzenleme bulunmadıkça intifa hakkına ilişkin hükümler oturma hakkına da uygulanır. Türk Medeni Kanununun 794'ncü maddesi hükmüne göre; intifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir. Sadece taşınmazlar üzerinde kurulabilen oturma hakkı aynı Yasanın 795'nci maddesi gereğince de tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine bir düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır. Kanuni intifa hakları hariç, intifa hakkı tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Başka bir ifade ile, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasında (TMK. m. 705) olduğu gibi, intifa hakkının kazanılması için tapuya tescil zorunludur. Tescil, bunu amaçlayan resmi şekilde düzenlenmiş bir sözleşmenin varlığını gerektirir. Resmi şekil, intifa sözleşmesinin geçerlililik (sıhhat) koşuludur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/12/2022 NUMARASI : 2022/79 ESAS, 2022/641 KARAR DAVA KONUSU : İNTİFA - SÜKNA HAKKI TESİSİ KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazda müvekkili lehine sükna ve intifa hakkının tapuya tesciline ve taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davacının intifa hakkının tapuya tescili isteminin reddine, davacının sükna hakkına yönelik isteminin kabulü ile davaya konu Yenişehir Mah....
ın oturmaya devam edeceği ve dairenin intifa hakkının tapuda ... tarafından ... adına tesis olunacağı hüküm altına alınmış, ilgili ilamda kadının evlenmesi halinde intifa hakkının kaldırılacağı, söz konusu dairenin kadın tarafından kiraya verilmeyeceğinin taahhüt edildiği, taahhüde uyulmaması durumunda intifa hakkından sarfınazar etmiş sayılacağı belirlendiği, karar 11.07.2001 tarihinde kesinleştiği, Mahkemece kesinleşmiş ilamda hüküm altına alınan intifa hakkının tapuda kentsel dönüşüm sonrasında ilgili daireye isabet eden kısma tesisi için işlem yapılacağı yerde aslında sükna hakkı olduğu şeklinde yorum yapılarak tek bir dairenin tapu kaydına davacı-davalı kadın yararına sükna hakkı tesisine karar verilmesi doğru olmadığı, Kadıköy 3....
Takibe dayanak ilamda davalılar (dosyamız davacı-borçluları) tarafından taşınmazda sükna haklarının bulunduğunun ileri sürüldüğü ve mahkemece ileri sürülen sükna hakkının tartışıldığı sabittir. 4721 Sayılı TMK'nun 823.maddesinde düzenlenen oturma hakkı, bir binadan veya onun bir bölümünden konut olarak yararlanma yetkisi verir. Oturma hakkı, başkasına devredilemez ve mirasçılara geçmez. Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, intifa hakkına ilişkin hükümler oturma hakkına da uygulanır. Bir tür irtifak hakkı olan sükna hakkı irtifak haklarının, intifa hakkı kolunda yer alıp şahsi irtifak haklarındandır. Bu niteliği itibariyle sahibine sağladığı yetkiler, intifa hakkının sahibine sağladığı yetkilerden daha dar olup, sükna hakkı başkasına devrolunamaz ve irs yoluyla mirasçılara geçmez. Belirtilen özellikleri bakımından, intifa hakkına dair hükümlerin, yasada aksi yazılı olmadıkça sükna hakkında da geçerli olacağı düzenlenmiştir. Sonuç olarak sükna hakkı sadece şahsi bir haktır....
İstinaf Sebepleri 1.Davacı vekili tarafından, davalının sürekli ve düzenli geliri olduğu, anlaşmalı boşanma protokolünde belirtilen özel sağlık sigortasına ihtiyaç bulunmadığı, davalın emekli olduğu ve genel sağlık sigortasından yararlandığı belirtilerek; anlaşmalı boşanma protokolünde davalının özel sağlık sigortasının davacı tarafça karşılanması hükmünün kaldırılması talebinin reddi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur. 2.Davalı vekili tarafından, müvekkili yararına tesis edilen sükna hakkının herhangi bir süreye tabi olmadığı, çocuğun ergin olmasının sükna hakkını ortadan kaldırmayacağı, sükna hakkının amaca uygun olarak kullanıldığı, ortak çocuğun bir proje kapsamında geçici olarak Almanya'ya gittiği ve Türkiye'de ikametgahının sükna hakkı tanınan ev olduğu, davanın reddedilmesi gerektiği, davanın kısmen reddine karar verilmesine karşın yararına vekâlet ücretine hükmedilmediği belirtilerek; davanın kabul edilen kısmı...
Mülkiyet hakkının sağladığı bazı yetkilerin kullanılmasına imkan veren irtifak hakkının çeşitlerinden olan intifa hakkı ile üst hakkının hüküm ve sonuçları birbirinden farklı olup, intifa hakkı ile üzerinde tesis edilen taşınmazdan tam bir yararlanma yetkisi elde edilmekte iken üst hakkı ile sadece inşaat yapmak veya mevcut bir yapıyı muhafaza etmek yetkisi elde edilmektedir. Dolayısıyla üst hakkı (inşaat hakkı) ile intifa hakkının sağladığı tüm yetkilerin kullanılması mümkün değildir. Yukarıda anılan Emlak Vergisi Kanununda arazinin irtifak hakkı sahibinin değil, irtifak hakkının bir çeşiti olan, mülkiyet hakkına en yakın yetkileri sağlayan intifa hakkı sahibinin vergi mükellefi olduğu belirtildiğinden, emlak vergisine konu arsalar üzerinde Medeni Kanunun 751. maddesine istinaden inşaat hakkına sahip olan davacı vakfın emlak vergisi mükellefi olduğunun kabulü mümkün değildir. Bu durumda Mahkemece, ......