Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre, sözleşme gereği taşınmaz üzerinde akaryakıt bayilik sözleşmesi ve intifa sözleşmesi kapsamında davacı şirkete 11.11.2013 tarihine kadar intifa hakkı verildiği, intifa hakkının 11.11.2003 tarihinde tescil edilip, 04.03.2011 tarihinde terkin edildiği, bayilik hizmetinin bu sözleşme kapsamında 10 yıl süreceği inancı ile 93.230,12 TL hizmet bedelinin değişik tarihlerdeki faturalar karşılığı ödendiği, ancak sözleşmenin Rekabet Kurulu kararı gereğince 18.09.2010 tarihinde sona erdiği, bu tarihten sözleşmenin taraflarca sona ereceği öngörülen 11.11.2013 tarihine kadar 3 yıl 1 ay 24 gün sürenin bulunduğu, bu kullanılamayan süreye isabet eden bedelin 30.958,07 TL, kalan süre için işletilen faiz nedeniyle oluşan vade farkının 61.808,48 TL, % 18 KDV tutarının 11.125,53 TL olup, toplamda 103.892,07 TL olduğu, bu tutarın dava tarihine kadar güncellenmiş değer olarak belirlendiği, davacının talebinin ise 103.892,09 TL olduğu gerekçesiyle...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.12.2007 gününde verilen dilekçe ile taşınmazın tahliyesini ve ecrimisil bedeli tahsili, karşı dava yoluyla sükna hakkın tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; müdahalenin men'i isteminin kabulüne, karış davanın reddine dair verilen 24.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı/k.davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 06.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni" K A R A R Davacı, dava konusu vakfın sükna hakkına sahip vakıf evladı olduğunu, bu hakkına karşılık gelecek uygun bir taşınmazın tahsisinin mümkün olmadığı takdirde tespit edilerek parasal karşılığının tazminat olarak tahsilini istemiş olup, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyularak hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (8.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/11/2021 NUMARASI : 2021/535 ESAS 2021/121 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma Protokolüne Dayalı İntifa Hakkı Tesisi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 ile davalının Karşıyaka 2....

        Davacı vekiline talebini açıklamak üzere verilen sürede intifa bedeli ile ilgili taleplerini her iki davalıdan talep ettiğini bildirmiştir. Davacı vekili yargılama devam ederken 15.06.2015 tarihinde sabit yatırım ile ilgili toplam 1.423,92.-TL’lik talebinden feragat etmiştir. Davalılar vekili, intifa hakkının tesisi için kendilerine herhangi bir bedel ödenmediğinden, yapılmayan bir ödemenin iadesinin talep edilemeyeceğini, davalı şirkete ödenen yatırım destek bedeli ve sabit yatırım bedelinin geçerli bir sözleşmeye istinaden yapılan ödemeler olduğundan haksız zenginleşme addedilemeyeceği, davacının herhangi bir zararının olmadığını, faiz, KDV ve ekonomik kayıpların karşılanması taleplerinin yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia,savunma, uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kısmen kabuüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar davalı yararına Dairemizce bozulmuştur....

          Davalı, murisin vefatından evvel 16.08.2006 tarihinde dava konusu taşınmaz üzerine, anılan tarihten başlamak üzere 15 yıl süre ile .... lehine 130.500,00 TL bedelle intifa hakkı tesis ettirdiğini, taşınmazın murisin vefatı ile bu şekilde mirasçılarına intikal ettiğini, davacıların taşınmazdaki intifa hakkının haksızlığına ya da taşınmazın kötüniyetle işgal edildiğine ilişkin taleplerini intifa hakkı sahibine yöneltmeleri gerektiğini, kendisinin bayilik anlaşmasını ... ile yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazın tarafların ortak mirasbırakanına ait olduğu, onun ölümü ile tarafların iştirak halinde malik oldukları, davalının petrol istasyonunu işletmekle işletmeden gelir elde ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

            nin müvekkili şirkete karşı doğmuş ve doğacak borçlarına ve bu borçların tüm ferilerine müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla kefil olduğunu beyan eden bir taahhütname verdiğini, müvekkili şirketin protokolün intifa hakkı tesisi başlıklı 6.maddesi gereğince, intifa hakkının konusu olan taşınmazın malikleri tarafından lehine tesis edilecek 30 yıl süreli intifa hakkının karşılığı olarak 300.000 TL intifa ivazı ödemeyi taahhüt ettiğini, davalılar T3 T11'in ortağı olduğu Genç Tur Turizm Ürün. Taş. ve Tic. Ltd. Şti....

            ve 3 günlük süreye tekabül eden kısmı karşılıksız kaldığını ve uygulanmadığını, intifa hakkının toplamda 30 yıl yürürlükte kalacağı esasından hareketle davalı maliklere intifa ivazı olarak 300.000 TL ödendiği düşünüldüğünde intifa hakkının karşılıksız kaldığı her ay için davalıların müvekkili şirkete 833,33 TL iade etmekle yükümlü olduklarının görüldüğünü, müvekkilinin 302 ay 3 günlük süre için 251.750 TL bakiye intifa ivazı talep etme hakkının bulunduğunu, 288.116,67 TL için davalı ......

              Bilirkişi raporunda vakıftan intifa alanların listesinde yer alan ... ve ... ile davacı arasında irtibat kurulmuş ise de, sözü edilen intifa alanlar listesi herhangi bir mahkeme kararına dayanmayıp vakfın mütevelli tarafından yönetildiği dönemde onun tarafından hazırlanan bir liste olup tek başına buna itibar edilemez. Mahkemece, davacının vakıf kurucuları ile irtibatını gösterir kendisine veya kanbağı ile bağlı olduğu kişilere ait mahkeme kararları, nüfus kayıtları gibi tüm belgeler getirtilmeden eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu