Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemenin murisin intifa hakkının ölümü ile son bulduğu, muris tarafından davalıya vasiyet edilebilecek her hangi bir hak olmadığı şeklindeki iptal sebebi olarak kabul ettiği hal, yukarıda bahsi geçen maddede ifadesini bulan iptal sebeplerinden biri değildir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının dava dilekçesinde iptal sebebi olarak belirttiği, murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığı, murisin baskı ve zorlama altında vasiyetname düzenlendiği, vasiyetnamenin yasal şekil şartlarını taşımadığı hususları araştırılarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

    Maddelerine aykırı davrandığını, davalının davacıya şiddet uyguladığını, boşanma davasında bu hususun ileri sürüldüğünü, dava konusu taşınmaz üzerinde kurulu bulunan intifa hakkının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın önceki malikinin davalı olduğunu, intifa hakkının tanınması şartıyla taşınmazı devrettiğini, kanunda sayılan intifa hakkının terkini sebeplerinin mevcut olayda bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava intifa hakkının terkini talebine ilişkindir. HMK 352/1. maddesinde: ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür. Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 01.09.2020 tarihli Adana Bölge Adliye Mahkemesi İşbölümü kararında 2....

    Uygun kişisel ilişki tesisi gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. Sonuç: Hükmün gösterilen sebeplerle (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzefe oybirliğiyle, 25.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece yapılması gereken iş öncelikle davacı lehine tesis edilen intifa hakkının tesisine ilişkin tapu ---- getirtilerek ve intifa hakkının davadan önce terkin edilip edilmediğinin tespiti ile, terkin edilmiş olması halinde intifa bedelinin ne olduğunun -- bir miktarın ödenip ödenmediğinin davacı tarafından sunulan delillerle ispat edilip edilemeyeceğinin araştırılıp, ispat edilmesi halinde intifa bedelinin karşılıksız kalan kısmına yönelik kısmın sözleşme hükümlerine göre tespitinden ibarettir. --- kurulan hükmün bozulması gerekmiştir. " şeklinde bozulduğu; Mahkememizin ---davada, bozma ilamına uyulmuş,----intifa ---- ----hakkının hangi tarihte kaldırıldığı sorulmuş, ------- olarak gösterildiği, intifa hakkının --- taşınmazları ve bu taşınmazlar üzerinde halen mevcut olan ve intifa hakkının süresinin sonuna kadar---- kapsadığının bildirildiği,---- görülmüştür. --- tarihinde kurulduğu---- yani davadan önce kaldırıldığı belirlenmiştir....

        Ancak; 1-Dosyada bulunan tapu kaydına göre dava konusu taşınmazın tamamında intifa hakkı sahibi olarak ...oğlu ... gözükmektedir. Buna göre intifa hakkı sahibi de davaya dahil edilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan besi damı yapı değerinin irtifak geçen ve pilon yeri kurulan alanı üzerinde olup olmadığı açıklanmadan ayrı ayrı bedellerinin hesaplanıp taşınmazın tespit edilen zemin bedeline ilave edilmesi suretiyle taşınmazın değerinin bulunması ve bu değer esas alınarak m² fiyatı belirlenip bu göre de pilon yeri ve irtifak hakkı bedelinin hesaplanması, Doğru görülmemiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hileli şekilde terkin edildiği iddia edilen intifa hakkının yeniden tesis istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 794. maddesinin 2. fıkrasında intifa hakkı “aksine düzenleme olmadıkça bu hak sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar” şeklinde ifade edilmiştir. Kuşkusuz intifa hakkı ayakta bulunduğu sürece üzerine yüklendiği mülkiyet hakkını içi boşalmış bir duruma sokar. Bu hak kurulurken hakka konu mal üzerindeki hak sahibinin yetkisi tamdır. İntifaya konu mal üzerinde intifa hakkı sahibinin kullanma ve faydalanma yetkileri de daraltılamaz. İntifa hakkı herkese karşı ileri sürülebilir. İntifa hakkı kurulurken mülkiyet hakkı sahibinin kullanma ve yararlanma bakımından var olan yetkileri ne ise intifa hakkı sahibi de o yetkileri kazanır. Yasanın 796.maddesine göre intifa hakkı, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini; yasal intifa hakkı, sebebinin ortadan kalkması ile sona erer....

          Vakfının sükna hakkına sahip vakıf evladı olduğunun ve vakıf senedinde tahrifat yapılıp yapılmadığının tespiti ile vakfa ait oturdukları evlerden kira alınmamasını istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 01.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.01.2009 gününde verilen dilekçe ile sükna hakkının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 24.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 22.06.2005 gününde verilen dilekçe ile sükna hakkının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.01.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 25.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI (ECRİMİSİL) -KARAR- Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil karşı dava ise, sükna (oturma) hakkının tapu siciline şerh verilmesi isteklerine ilişkin olup, hüküm karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz edenin sıfatına göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine aittir.Ancak dosya Yüksek 3.Hukuk Dairesi tarafından görevsizlik kararı verilerek Dairemize gönderildiğinden 04.02.2010 tarih ve 3 sayılı Başkanlar Kurulu Kararı gereğince Daireler arasında temyiz incelemesi görevi yönünden ortaya çıkan uyuşmazlığın Hukuk Başkanlar Kurulunca giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 25.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu