Davanın inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu yönündeki hukuki nitelendirmenin yasaya ve hukuka uygun olmadığını, davacıların taşınmazı TOKİ’de kendi adlarına değil de neden davalı kızları adına aldıklarını dava dilekçesinde hiçbir surette açıklayamadıklarını, yapılan bu işlemin inançlı işlem değil muvazaa olduğunu, hiç kimsenin kendi muvazaasına dayanarak dava açamayacağını, 3. Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığını, müvekkilinin iradesinin sakatlanmak suretiyle (davacı babasının baskısı sonucu) yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilen ve TOKİ’ye sunulmak üzere banka şubesine yazılan 06.05.2013 tarihli belgeyi verdiğini, ancak bu belgenin taraflar arasında inançlı işlem bulunduğunu göstermediğini ve davanın ispatlanamadığını ileri sürmüştür. C....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.08.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.04.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, kadastro öncesi zilyetliklerinde bulunan ve kadastro nedeni ile Hazine adına tescil edilen 1 parsel sayılı taşınmazın ihaleye çıkartıldığını, dava dışı ...’nın da katılımı ile taraflar arasında 26.10.1998 tarihinde düzenlenen anlaşma uyarınca davalının ihaleye katılıp, ihalenin kazanılması ile taşınmazın 1/3 payın adına tescili gerektiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiştir....
Dava konusu taşınmazın tapu kaydı ve devir evrakının yapılan incelemesinde, 18.11.1982 tarihinde davalıya dava dışı Şakir Boşnak isimli şahıstan 2000/11583 'lük hisse devrinin yapıldığı, taşınmazda halen davalı adına 116704/675891'lik hissenin kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Devir evrakının yapılan incelemesinde, dava konusu taşınmazın davacı adına geçmeksizin doğrudan üçüncü kişiden satın alma yöntemiyle davalı adına tescil edilmiş olduğu görülmektedir. Az yukarıda da bahsedildiği üzere, davacı tarafça dava dilekçesi inançlı işleme, cevaba cevap dilekçesi hileye, istinaf dilekçesi içeriği ise hem hileye hem de inançlı işleme dayalı olarak hazırlanmış olduğundan eldeki davanın hile ve inançlı işlem nedenine dayalı tapu iptali tescil talebine yönelik olduğu değerlendirilmiş olup istinaf incelemesi bu çerçevede yapılacaktır....
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre; İnançlı işleme dayalı tescil isteminin dinlenebilmesi için öncelikle davacının yazılı birbelgeye dayanması gerekmektedir. Bir başka deyimle, inançlı işlemin tanık ifadeleri ile kanıtlanması olanaklı değildir. Ne var ki, HUMK.nun 292/1 maddesi uyarınca, yazılı delil başlangıcı niteliğindeki bir belgenin bulunması halinde, yazılı belge ile ispatı gereken hususun tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. HUMK.nun 292/II.maddesine göre yazılı delil başlangıcı, iddianın tamamen ispatına yetmemekle birlikte, bunun vukuuna delalet eden ve aleyhine ibraz edilmiş olan taraftan sadır olmuş bulunan belgedir. Bu nedenle, davacının dayandığı 26.6.2001 günlü sözleşmenin yazılı delil başlangıcı olarak kabulü mümkün değildir....
(Muhalif) K A R Ş I O Y I- Kanunlarımızda, gerek inançlı işlemi gerekse inanç sözleşmesini doğrudan düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır. 5.2.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, mülkiyet hakkına dayanan tapu iptal ve tescil davalarında inançlı işlemin ispatı için yazılı delil aranmış olup, inançlı işlemin geçerliliği için şekil şartı aranmamıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. 3....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/03/2014 NUMARASI : 2013/112-2014/89 Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, oğlu Bülent'in davalının eşi Remzi'ye borcu olduğunu, oğlu aleyhinde icra takibi yapıldığını, borç sebebiyle ve borcun ödenmesinden sonra kendisine iade edilmek üzere dava konusu 359,361 ve 847 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını kardeşi olan davalıya devrettiğini, borcun mahsuplaşma sonucunda ödendiği halde davalının taşınmazları iadeye yanaşmadığını ileri sürerek tapu iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir....
Bu sebeple bu davanın terditli taleplerden tapu iptal ve tescil yönünden dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Ancak mahkemece davacının davasını HMK 125 gereği davalı Cuma Ali'ye yönlendirmesi üzerine artık yemin hakkının kullanılamayacağı yönünde değerlendirme yapılmış ise de, dava terditli açıldığından ve davacı tapu iptal ve tescil talebi yönünden davasını Cuma Ali'ye yönelttiğinden, davacının terditli tazminat talebi ilk davalı Selahattin'e yönelik devam edecektir. Bir diğer anlatımla dava terditli açıldığından HMK 125 gereği seçimlik hakkın tapu iptal ve tescil olarak kullanılmış olması terditli talep olan tazminat isteğini ortadan kaldırmayacaktır. Tazminat isteği ilk davalı ve sözleşmenin tarafı olan davalı Selahattin'e ilişkin devam edecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine,06.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Bu doküman 5070 Sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır....
DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, inançlı işleme ve muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde alacak istemine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere malvarlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de "inanılan" denir....