Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muris muvazaası ve inançlı işlem hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Muris muvazaasında; 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. TBK.(Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 3.2.2....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/01/2020 NUMARASI : 2017/153 ESAS, 2020/68 KARAR DAVA KONUSU : İnançlı İşleme, Hile ve Muvazaaya Dayalı Tapu İptali ve Tescil, KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil yada tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24.09.2020 gün ve 2016/15806 Esas, 2020/5409 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil; ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, ... ili, ... ilçesi, ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Dava, inançlı işleme dayalı iptal tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 02.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2021 NUMARASI : 2019/209 ESAS, 2021/361 KARAR DAVA KONUSU : İnançlı İşleme Dayalı Tapu İptali ve Tescil, Olmazsa Bedel İsteği KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

        HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı davacı vekilinin istinafı üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, hile ve inançlı işlem hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir....

          Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Mahkemece, Özel Dairenin 24.04.2017 tarihli bozma kararına uyulmakla birlikte bozma kararı gereklerinin yerine getirilip getirilmediği, inançlı işlem iddiasına dayalı eldeki davada, dava konusu taşınmazı ilk el davalı ...’den temlik alan davalı ...’nin kullandığı konut kredisine ilişkin ödeme makbuzlarının inançlı işleme dair yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup olmadığı, varılacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 17. Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 18. Bilindiği üzere Türk Hukukunda inançlı işlemleri doğrudan düzenleyen bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Ancak uygulama ve öğretide, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 26 ncı (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 19.) maddesinde yer alan “sözleşme özgürlüğü” ilkesi kapsamında inançlı sözleşmelerin düzenlenebileceği ve geçerliliği kabul edilmektedir....

            İçtihadı Birleştirme kararının sonuç bölümünde ifade olunduğu üzere, inançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların isbatı, şekle bağlı olmayan yazılı delildir. İnanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin, sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gereklidir. Bunun dışındaki bir kabul, hem İçtihadı Birleştirme Kararının kapsamının genişletilmesi, hem de taşınmazların tapu dışı satışlarına olanak sağlamak anlamını taşıyacağından, kendine özgü bu sözleşmelerle bağdaştırılamaz. Ancak, aranılan nitelikte bir yazılı delil bulunamazsa, yazılı delil başlangıcı niteliği taşıyan bir belge de ispat yönünden değerlendirilebilir....

              İnançlı işlemlerde iktisabı, kazandırmanın şekli ve inanılanın göz önünde tutularak devren iktisap, aslen iktisap, temsilci sıfatıyla iktisap, 3. kişiden iktisap gibi çeşitli şekillerde gruplara ayırmak mümkündür. İnançlı kazandırmalarda inanç konusu inanın mal varlığındayken doğrudan inanılanın mal varlığına geçebileceği gibi inanç konusunun 3. şahıstan inanılanın mal varlığına intikal etmesi de mümkündür. Bu hallerde de inanan ile inanılan arasında bir sözleşme yapılmış olup inanılan eşyayı 3. şahıstan iktisap eder. (Eraslan Özkaya, İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları, 2020, s.42, 43) Dava dilekçesinin içeriği ve iddiaların ileri sürülüş biçiminden dava inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gereklidir....

              Hukuk Dairesinin 2019/4789 esas sayılı önceki bozma ilamında da açıkça ifade edildiği üzere; davalı T2 tarafından açılan inançlı işleme dayalı tapu iptal ve tescil davası neticesinde davaya konu payın yeniden eski malik T2 adına tescil edildiği, dolayısıyla davaya ve istinafa konu paya ilişkin davalı T2 ile davalı T5 arasında gerçek bir satış sözleşmesinin olmadığı, aralarında inançlı bir işlemin olduğu hususunun kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğu, dolayısıyla davalılar arasında yapılan satışın gerçek bir satış işlemi olmadığı anlaşıldığından davanın esastan reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu