Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 7242 parsel sayılı taşınmazın davalı oğlu ...’nın diğer davalı ...’e olan borcun teminatı olarak ileride iade edileceği inancıyla davalı oğluna verdiği vekalet kapsamında diğer davalı ...’e satış suretiyle devredildiğini, davalılar arasında 26.05.1998 tarihli taahhütname imzalandığını, zaman içerisinde davalılar arasındaki borcun bittiği bilgisini bir türlü alamadığını, davalıların sürekli kendisini oyaladıklarını, iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, taşınmazın üçüncü kişiye devredilmiş olması halinde bedele karar verilmesini istemiştir....

    Somut olaya incelendiğinde; davacı davaya konu taşınmazları kendisinin 96.000TL'ye satın aldığını davalının kardeşi olup taşınmazların 1/2 tapusunun davalı üzerine yapıldığını bedelini ödemediğini sonradan da ödemediğini iddia etmekle davanın inançlı temlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı davacı anlatımına göre satış bedelinin ödenmemesinden ötürü tapu iptal ve tescil istemi olup tapuda yapılan satış resmi şekilde yapılmış olmakla davacının toplanan delillere göre mahkememizce tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı ikinci aşamada tapu satım bedeli olarak 96.000TL ödediğini bunun yarısı olan 48.000TL'yi davalının ödemediğinden bahisle bu miktarın satış tarihinden itibaren işleyecek faiziyle kendisine ödenmesini istemiş mahkemece de bu istem kabul edilmiştir....

    İlçesi,...Mahallesi, Mezarlık yolunda bulunan dava konusu taşınmazı kendi üzerine aldığı, daha sonra 5 katlı bina inşa ettirdiği, taşınmazın adına tesciline ilişkin istemin davalı tarafça kabul edilmediği iddia edilmiş ise de; bu iddiaların ispatlanamadığı, davanın hile hukuksal sebebine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davası olup dava konusu taşınmazın yapımı sırasında davalı ile birlikte hareket ettiği sabit olan davacının işin tamamlanmasından 1 yıl sonra açtığı davada hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi olayları açıklamak taraflara; nitelendirme hakime ait olup davacı tarafın açıklamalarına göre dava; inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup mahkemece hile hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmesi ve bu nedenle hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      DELİLLER : Nüfus kayıt örneği, tapu kaydı, bilirkişi raporu, tapu senedi, 10/11/2015 tarihli 25670 yevmiye nolu resmi senet, keşif, ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici olarak düzenlenen protokole dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Olayları anlatmak ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Dava dilekçesindeki anlatımlar ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde davanın İDM'nin nitelendirdiği şekilde inançlı işlem temel hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere malvarlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir....

      Dava niteliği itibariyle inançlı işlemden kaynaklanan Tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince de dava inançlı işlemden kayanaklanan tapu iptal ve tescil istemi olarak değerlendirilerek dava ıspat edilemediğinden davanın reddine dair hüküm kurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptal tescil olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince " İnanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları (05.02.1947 tarihli 20/65 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)," karşı istinaf inceleme görevinin 7. Hukuk Dairesi'ne ait olduğunun belirlendiği, bu sebeple dairemizin istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı kanaatiyle dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7....

      iptal ve tescil talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

      Davaya konu olay, “mülkiyet hakkına” dayanmayıp, “şahsi hakka” dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır. Davacılar, mülkiyeti başkasına ait bulunan taşınmazın bedelinin murisleri tarafından karşılanmak suretiyle alındığını, bu durumun murisin kardeşi ve yeğeni olan davalılar tarafından da bilinmesine rağmen dava konusu taşınmazların tapusunun kendilerine devredilmediğini belirterek, tapunun iptali ile adlarına tescilini talep etmiştir. 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının, mülkiyet hakkına dayanılarak, inançlı işlem nedeniyle açılan tapu iptal davalarında uygulanabileceği; tapu iptal davasının şahsi hakka dayanması halinde, davalı tarafın iddianın aksini ispat amacıyla senet ileri sürmemesi halinde, bir senedin varlığından ve senede karşı tanıkla ispat yasağından söz edilemeyecektir....

        Somut olayda, davacının iddiasının inançlı işlem ve muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmaz hissesinin davacı adına kayıtlıyken davalıya satış işlemi ile devredilmiş olduğu, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu, tedbirin dava konusu taşınmaz üzerine konulduğu, uyuşmazlık konusuna göre ihtiyati tedbir uygulanabilmesi bakımından yaklaşık ispat şartının mevcut olduğu, bu hali ile HMK.'...

        Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davanın inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu açıktır...Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda keşif dışındaki diğer deliller değerlendirilerek araştırma ve inceleme yapılması sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle Mahkemenin kararı bozulmuştur. 3....

          B.İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ile davacının akraba olmasından kaynaklı güven duygusu bulunduğunu, bu güvene dayanarak dava konusu yere ilişkin inanç sözleşmesi gerçekleştiğini, inanç sözleşmesinin şartının gerçekleşmesine davalı ile anlaşarak, tapu müdürlüğüne giderek, 22607 numaralı başvuru ile taşınmazın devri hususunda başvuru yaptıklarını, bu hususun inançlı sözleşmenin ispatı açısından yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, buna dayalı olarak iddialarını ispatta tanık deliline başvurulmak istendiğini, davanın inanç sözleşmesine dayalı olarak açılmış tapu iptal ve tescil davası olsa da, HMK madde 141 gereğince irade fesadı haline dayalı olarak tapu iptal ve tescil davasının mevcut olduğunu, davalı hile ve desise ile söz konusu tapuyu kendi üzerine geçirdiğini ve iade etmediğini, sunmuş oldukları dilekçenin ön inceleme duruşmasına geçilmeden önce kanunen serbestçe tasarruf edilen zaman diliminde işleme alınmış olup iddiayı genişletmiş bulunduklarını...

            UYAP Entegrasyonu