İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. Her ne kadar mahkemece, dava adi ortaklıktan kaynaklanan tapu iptali ve tescil olarak nitelendirilmiş ise de, uyuşmazlık inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.Davacı taraf, inançlı işlemi yukarıdaki ilkelere göre yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı ile birlikte diğer delillerle ispatlayabilir ise de dosyaya ibraz edilen ve davanın kabulüne dayanak yapılan 23.03.2011 tarihli protokolün fotokopi olduğu ve aslının dosyaya ibraz edilmediği, belge içeriğinin ve imzanın davalı yanca kabul edilmediği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 27.08.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, bankadan çektiği kredi ve birikimleri sonucu oluşan para ile 53 ada 19 parsel sayılı taşınmazı satın almak istediğini, satış bedeli 10.000,00 TL'yi dava konusu taşınmazın maliki dava dışı Bahriye'nin oğluna ödediğini, tapuda işlem sırasında gelini olan davalının taşınmazı tapuda kendi üzerine aldığını ve devretmediğini belirterek tapu kaydının iptali ile adını tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.10.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılardan ..., ... ve ... davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir. Diğer davalılar ... ve ... ise davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, kabul beyanı gözönünde bulundurularak ..., ... ve ...'ye yönelik talebin kabulüne, diğer davalılara yönelik davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.08.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, ...'da çalıştığını, babası ...'e ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalı aleyhine 22.09.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 14.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise tazminat isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, akit tarihi olan 24.03.1989 ile dava tarihi olan 22.09.2011 tarihleri arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.10.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 01.02.2011 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili gelmedi. Karşı taraftan davacı vekili Av....geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşılacağı üzere taraflar arasındaki uyşmazlık, takas sözleşmesi ve inanç ilişkisine dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (13.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, inanç sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, davada tapu iptali ve tescil istemi bulunmamaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ne var ki; 4. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6644 sayılı kanunla değişik 60. maddesine göre görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 03.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 12.02.2016 tarih ve 1 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 6545 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 14/2-a bendinde, daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme de gözetilerek temyizin kapsamının esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; inanç sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 14. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, inanç sözleşmesine dayalı olarak 2326 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve 1/2 payının davacı adına tescili, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir....