Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 08.09.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, dava konusu 121 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kendine ait tarla ve arsaların satışınden elde edilen gelir ve birikimleriyle satın alındığını, üzerine üç katlı ev yapıldığını, birinci katın kendisine ait olacağının kararlaştırıldığını ancak tüm taşınmazın oğlu olan davalılar adlarına tescil edildiğini ileri sürerek hissesi oranında tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir....

    İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Eldeki dava, inanç sözleşmesine dayanılarak açılmış olup, ileri sürülen iddialar ne yazılı bir belge ne de yazılı delil başlangıcı ile kanıtlanamamış ise de; davacı gerek dava dilekçesinde "her türlü delil", gerekse de delil listesinde "her türlü yasal kanıt" demek suretiyle, her türlü delile dayandığını açıkladığından, yemin deliline de dayanmış sayılır....

      İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Somut olayda; Davacı, dava dışı SS ... Yapı Kooperatifi aidatlarının kendisi tarafından ödendiği, ferdileştirme sırasında dava konusu bağımsız bölümün adına tescil edilmesi gerekirken muvazaalı olarak davalılardan üvey oğlu Hasan Ali adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istediğinden dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun ve aktif dava ehliyetinin olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın usul yönünden reddi doğru görülmemiş, bu nenenle kararın bozulması gerekmiştir....

        İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir....

          Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.8.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.4.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, dava reddedilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 27.08.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, bankadan çektiği kredi ve birikimleri sonucu oluşan para ile 53 ada 19 parsel sayılı taşınmazı satın almak istediğini, satış bedeli 10.000,00 TL'yi dava konusu taşınmazın maliki dava dışı Bahriye'nin oğluna ödediğini, tapuda işlem sırasında gelini olan davalının taşınmazı tapuda kendi üzerine aldığını ve devretmediğini belirterek tapu kaydının iptali ile adını tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

                İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. Her ne kadar mahkemece, dava adi ortaklıktan kaynaklanan tapu iptali ve tescil olarak nitelendirilmiş ise de, uyuşmazlık inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.Davacı taraf, inançlı işlemi yukarıdaki ilkelere göre yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı ile birlikte diğer delillerle ispatlayabilir ise de dosyaya ibraz edilen ve davanın kabulüne dayanak yapılan 23.03.2011 tarihli protokolün fotokopi olduğu ve aslının dosyaya ibraz edilmediği, belge içeriğinin ve imzanın davalı yanca kabul edilmediği anlaşılmıştır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.08.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, ...'da çalıştığını, babası ...'e ...'...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.10.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılardan ..., ... ve ... davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir. Diğer davalılar ... ve ... ise davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, kabul beyanı gözönünde bulundurularak ..., ... ve ...'ye yönelik talebin kabulüne, diğer davalılara yönelik davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu