Ödeme emrinin tebliğ tarihine göre, davacı tarafından imzaya ve borca itiraz yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülmediğinden mahkemece davacının imzaya ve borca itirazının süre yönünden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davacının istinaf sebep ve gerekçesi yerinde değildir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde zamanaşımı itirazının süresinde olmadığını ileri sürmüştür. İİK'nın 168 ila 170. maddeleri arasında düzenlenen imzaya ve borca itiraz 5 günlük süreye tabi ise de, İİK'nın 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı iddiasının incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir. Önemli olan ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal düzenlemelerde belirlenen süre kadar zamanaşımını kesen veya durduran hallerin meydana gelmemesi ve takibin işlemsiz bırakılmasıdır....
Şti." tarafından imzaya ve borca itiraz edilmiştir. İmzaya ve borca itiraz eden şirket, ticaret sicil ünvanlarının başında... harflerinin olmadığını, ancak takibin sehven ... Ltd. Şti. olarak yapıldığını, buna bir itirazlarının olmadığını, bir amblem gibi bu harfleri şirket kaşesinde ve basılı evraklarında kullandıklarını, takipte isim yanlış belirtilmiş olmakla birlikte kastedilenin kendi şirketleri olduğunun açıkça anlaşıldığını beyan etmiştir. Ticaret Sicil Memurluğu'nun 02.08.2011 tarihli yazı cevabında da, ... Ltd. Şti.'nin kaydı bulunmadığı bildirildiğine göre, takip talebinde ve ödeme emrinde borçlu olarak gösterilen şirketin, itiraz eden şirket olduğu, anılan yanlışlığın kaşedeki sembolik harflerden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece borçlunun imzaya ve borca itirazlarının esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde istemin husumetten reddi isabetsizdir....
Mahkemece yapılan yargılamaya göre, davanın takip konusu çekteki imzaya itiraz olduğu, imzaya itiraz davalarına bakmakla görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 72. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davası olup davacı taraf, takip ve davaya konu edilen çekteki imzaya itiraz etmiştir. Bu durumda davacının imza inkarına dayalı iddiası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken somut olayda uygulama yeri bulunmayan İİK'nun 170. maddesi uygulanarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Dairesi'nin 2018/32970 esas sayılı dosyası üzerinden davacı hakkında çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus yolu ile takip işlemlerine geçildiğini, ancak başlatılan takip akabinde davacı tarafından yetkiye, imzaya, borca, ferilerine itiraz edildiğini, yetkili icra dairelerinin Gebze İcra Dairesi olduğunu, davacının imzaya itirazının haksız olduğunu, çünkü diğer takip borçlusu ile aralarında ticari bir ilişki olduğunu, davacının söz konusu çek üzerindeki imzayı kendisinin imzalayıp müvekkiline verdiğini, bu nedenlerle davacı tarafından yapılan 03/05/2018 tarihli borca ve imzaya itirazın reddine, icra takibinin kaldığı yerden devamına, itiraz edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Gebze 4. İcra Müdürlüğü 2018/32970 esas sayılı dosyası....
Mahkemece, imza itirazında ispat yükünün alacaklıda olduğu gözetilerek, HMK'nun 324. maddesi kapsamında delil avansının alacaklı tarafından yatırılması için yapılan işlem gereğince sonuca gidilerek imzaya itirazın kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu ve yine mahkemece bilirkişi incelemesi yapılmadan imzaya itirazın kabulüne karar verilmiş olup, bu durumda alacaklı aleyhine tazminata hükmedilemeyeceğinden ilk derece mahkemesince alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmemesine dair verilen karar isabetlidir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/10/2021 NUMARASI : 2020/268 ESAS - 2021/603 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili 06/07/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Samsun İcra Müdürlüğünün 2020/28938 Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında kambiyo senetlerine mahsus icra yolu ile takip başlatıldığını, icra takibine itiraz ettiklerini, takibe esas teşkil eden bono ve çeklerdeki mevcut imzaların müvekkili Ali Şahin'e ait olmadığını, imzaya itiraz ettiklerini belirterek davanın kabulü ile imzaya itirazları doğrultusunda takibin iptaline, takibe konu senet ve çek miktarının toplam bedelinin % 20 tutarında tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, muhakeme masrafları ve ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı taraf takip dayanağı senetteki imzanın kendisine ait olmadığını beyanla imzaya itirazda bulunmuş, mahkemece ispat külfetinin davalıda olması nedeniyle davalı tarafa bilirkişi ücretini yatırması amacıyla 2 haftalık kesin süre verilmiş, verilen süreye rağmen bilirkişi ücreti yatırılmadığından davacının imzaya itirazının kabulüne karar verilmiş, alacaklı tarafından ispat külfetinin davacıda olduğu belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması amacıyla istinaf kanun yoluna müracaat edilmiştir. 6100 sayılı HMK nın 316 ve devamı maddelerinde basit yargılama usulü düzenlenmiştir....
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, takip alacaklısının senedin teminat olarak verildiğine dair kabul beyanının olmadığı, davacı vekilinin duruşmadaki beyanında senedin teminat olarak verildiğine dair yazılı bir delilinin bulunmadığını belirttiği, takipte senedin miktar, faiz, komisyon ücreti yönünden herhangi fahiş miktarın söz konusu olmadığı, her ne kadar davacı vekili 2. celse duruşmasında imzaya itiraz da bulunmuş olsa da dava dilekçesinde imzaya itirazın bulunmadığı, İİK'nun 168/4. maddesi gereği imzaya itirazın açıkça yapılması gerektiği, borçlunun itiraz sebepleriyle bağlı olduğu, imzaya itirazın değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2833 KARAR NO : 2022/1543 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/06/2021 NUMARASI : 2021/1 ESAS, 2021/171 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ KARAR : Nazilli İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/1 Esas, 2021/171 Karar sayılı dosyasında verilen imzaya itirazın kabulü kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya heyetçe incelendi; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Nazilli İcra Müdürlüğünün 2020/5146 E. Sayılı dosyasından takibe konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek, takibin iptalini istemiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte kambiyo şikayetine, yetkiye ve imzaya itiraza ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yetki itirazı ve kambiyo şikayetinin reddine, imzaya itirazın kabulüne karar verilmiş, karara karşı sadece davalı tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan istinaf incelemesi sadece kararın imzaya itirazın kabulü kısmına yönelik yapılmıştır. Ortaca İcra Müdürlüğünün 2022/2844 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı Burcu Tarımcılık şirketi hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 28/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihine göre davanın süresinde olduğu görülmüştür. Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir....