Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 168. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendine dayalı olarak imzaya itiraz edilmesi halinde, itiraz hakkında İİK'nun 170. maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 3. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca (itiraz eden borçlu yönünden) takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan, İİK'nun 170/4. maddesinde, icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, alacaklının, takip dayanağı bonoda, lehtarın cirosu ile yetkili hamil sıfatını kazandığı görülmektedir....

    İİK'nun 168. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendine dayalı olarak imzaya itiraz edilmesi halinde, itiraz hakkında İİK'nun 170. maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 3. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan, İİK'nun 170/4. maddesinde, icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, alacaklının, takip dayanağı çekte, lehtarın cirosu ile değil, lehtardan sonra gelen ciranta ...'...

      Maddesi uyarınca davayı aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, borca itiraz ve imzaya itiraz arasında çelişki bulunmadığını, olmayan bir borç üzerine, vekil edenleri tarafından imzalanmamış olan bir bono ile haksız olarak takip başlatıldığını, imzaya ve borca itiraz edildiğini, imza örnekleri alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde, imzaya ve borca itiraza ilişkindir. HMK. 'nun 33. Maddesi gereğince; hukuki nitelendirme hakime aittir. Yine HMK. 'nun 31. Maddesi uyarınca, hakimin davayı aydınlatma ödevi bulunmaktadır. Somut olayda, davacı asillerin ortak şekilde vermiş olduğu dava dilekçesinde, borca itiraz ile birlikte davacı borçlulardan T1 senetteki imzasına açıkça itiraz edildiği anlaşılmaktadır....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın imzaya itiraz ettiği bono ile yerel mahkemenin esasına kayıtlı dosyasına konu bononun birbirinden farklı bonolar olduğunu, davacı tarafın süresi içinde usulüne uygun yapılmış bir itirazı bulunmadığını, dava dilekçesinde imzaya itiraz edilen bononun 13.12.2018 düzenleme tarihli, 31.12.2018 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli bono olduğunu ileri sürülmüş olsa da davaya konu icra takibinin dayanağı olan bononun 25.06.2018 düzenleme, 28.02.2019 vade tarihli bono olduğunu, davacının dava ve takibe konu bono için yapmış olduğu açık bir itirazı bulunmadığını, davanın süresinde açılmadığına ilişkin usuli itirazlarının değerlendirilmediğini, davacıya gönderilen ödeme emrinin 25.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın, yasal beş günlük hak düşürücü süre içinde ikame edilmediğini , imza incelemesinde alınan imzaların kendi içinde bile tutarsız olduklarının çıplak gözle bakıldığında dahi anlaşılabilir bir...

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2017/2907 KARAR NO : 2022/3617 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : EDİRNE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2021 NUMARASI : 2018/258 ESAS, 2021/438 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı|İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....

      Davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine genel haciz yoluyla takibe geçtiği, ödeme emrine karşı borçlunun süresi içerisinde icra dairesine müracaatla borca ve imzaya itiraz ettiği, borçlunun itirazının iptali için genel hükümlere göre asliye Hukuk mahkemesinde dava açtığı ve bu davada görevsizlik kararı verildiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık İtirazın iptali davasının istihkak davası için bekletici sorun sayılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. İstihkak davasında bekletici sorun davanın sonuçlandırılması için öncelikle çözümü gereken bir sorunun başka bir mahkemece sonuçlandırılmasının beklenmesidir. HUMK. da bekletici sorunla ilgili bir düzenleme yoksa da öğretide ve uygulamada bekletici sorun kabul edilmektedir. Borçlunun borca ve imzaya itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığına göre bu davanın sonuçlanması bekletici sorun yapılmalıdır....

        Mahkemece, davalı ...’ın imzaya itirazı dikkate alınmamış ve bu hususta bir inceleme yapılmamıştır. Hal böyle olunca, dava konusu 10/07/2000 tanzim ve 10/01/2001 vade tarihli 2000 ABD doları 3000 Alman Markı bedelli bonolar üzerindeki davalı ... tarafından atılan imzaya ilişkin davalının itirazı bulunduğu gözetilerek mahkemece, söz konusu senetler üzerinde imza incelemesine esas olmak üzere, davalı ...’ın mukayeseye esas imza örneklerinin temin edilerek, temin edilecek imza örnekleri esas alınmak suretiyle mahkeme ve taraflar ile Yargıtay’ın denetimine elverişli bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Süresinde takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçluların itirazlarından vazgeçmeleri ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut takip şekline göre icra dairesine başvurup takipten feragat etmesi, tazminat isteminin incelenmesini engellenemez. Aksinin kabulü halinde itiraz üzerine haklı olmadığını anlayan tarafın, talebinden vazgeçmek suretiyle aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemesi gibi kabulü mümkün olmayan bir durum çıkar (HGK.nun 16.10.1996 tarih, 1996/1601-711, HGK.nun 21.03.2001, 2001/266 sayılı kararları). Somut olayda, alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibi nedeniyle örnek 10 nolu ödeme emri tebliğinden sonra borçlunun imzaya itirazı üzerine mahkemece bilirkişi raporu alındığı ve itirazın reddine karar verildiği, bu safhadan sonra borçlunun itirazından vazgeçtiği görülmüştür....

            Bu nedenle imzaya itiraz ediyorum” demek suretiyle borca itiraz etmiştir. Davalı borçlu itirazında sözleşmenin imzalandığı tarihte, imzanın, şirketi temsile yetkili kişilere ait olmadığına ilişkin bir itirazı bulunmamaktardır. Ayrıca imzanın itiraz eden şirket yetkilisine ait olmadığına dair, bir iddiada bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının imzanın “şahsına” ait olmadığı yönündeki itirazı, İİK.nun 269/2 maddesi kapsamında teknik manada “imzanın açıkça ve kesin olarak reddedilmesi” niteliğinde değildir. Nitekim davalı borçlu da, sözleşmenin imzaladığı tarihte kendisinin şirket temsilcisi olmadığını, duruşmada beyan da etmiştir. Buna göre mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

              Davalı borçlunun bu şekildeki itirazı esasa ilişkin olmadığından mahkemece icra inkar tazminatına ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmadığından kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.na 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09.12.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. (M) KARŞI OY YAZISI İleri sürülüş şekli bakımından itiraz sebeplerini borca itiraz ve imzaya itiraz şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlar borca itirazdır. Borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnız "itiraz ediyorum" demesi yeterlidir....

                UYAP Entegrasyonu