DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacılar aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı , davacılar tarafından , yasal süresi içinde imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece davanın reddine karar verildiği davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacılar vekili dava dilekçesinde , bonodaki şirkete ait görünen imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürerek şirket yönünden imzaya itirazda ,bulunmuş ve tüm davacılar yönünden borca itirazda bulunulmuştur. Davacı vekili 19.11.2020 tarihli celsede ise icra takibine konu bononun ön yüzündeki sağ tarafında T3 yazan imzaya itiraz ettikleri şeklinde açıklamada bulunmuştur....
itiraz davasında olanaklı olmadığı, anlaşıldığından mahkemece imzaya itirazın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/12/2019 NUMARASI : 2019/274 ESAS - 2019/914 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı vekili tarafından hakkında İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2019/6129 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe konu senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığını, davalıya herhangi bir borcunun da bulunmadığını, beyanla imzaya ve borca itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, davacı tarafından yasal süresi içinde imzaya itirazda bulunulduğu ilk derece mahkemesi tarafından davacıların imzaya itirazlarının kabulü ile davacılar hakkındaki takibin durdurulmasına karar verildiği davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır . Davacı şirket tarafından imzaya itirazda bulunulduğu halde davacı şirketin kaşesi üzerindeki imzanın mukayese imzalarla karşılaştırılarak davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususunda rapor alınmaksızın davacı şirketin imzaya itirazının kabulüne karar verilmesi yerinde değildir....
Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir Ancak, kısa hüküm fıkrasında imzaya itirazın kabulüne karar verildiği belirtildikten sonra 1/11/2018 düzenlenme tarihli 25/05/2019 vade tarihli 210.000 TL senet yönünden imzaya itirazın süreden reddine, karar verilmesi ve "50.000,00 TL lik senet yönünden imzaya itirazdan feragat edilmediğinin anlaşılması karşısında bu durum çelişki oluşturacağından ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 355/1, 353/1- b-2 maddeleri gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile Hatay İcra Müdürlüğünün 2019/36312 E SAYILI dosyası ile yapılan takibin 04/01/2019 düzenlenme tarihli 12/03/2019 vade tarihli 135.000 TL senet yönünden davacı Hüseyin Yıldırım bakımından DURDURULMASINA, 02/02/2019 düzenleme, 12/03/2019 vade, 50.000 TL meblağlı senede ilişkin imzaya itirazın REDDİNE, 11/11/2018 düzenlenme tarihli 25/05/2019 vade tarihli 210.000 TL senet yönünden imzaya itirazın süreden reddine, Davacının borca itirazlarının...
İİK.nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya ve borca itiraz eden borçluya 31/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra (06/06/2017 tarihinde) icra mahkemesine itirazlarını bildirdiği, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne dair bir şikayetinin de bulunmadığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu tarafından süresinde icra mahkemesine başvurularak borca, imzaya itiraz edildiği, mahkemece imzaya itirazla ilgili olarak bilirkişi incelemesi yaptırılarak imzanın borçluya aidiyeti nedeniyle imzaya itirazın reddine karar verildiği, yargılama sırasında ileri sürülen tahrifat iddiasının ise itirazının genişletilmesi olarak değerlendirilerek bu kapsamdaki itirazın reddine karar verildiği görülmüştür....
Dava İİK'nun 170.maddesine göre açılmış imzaya itiraza ilişkindir. Davacı taraf takip dayanağı çekteki imzaya itiraz etmiş olup, imzaya itirazda ispat külfetinin davalı alacaklıda olması nedeni ile mahkemece davalı tarafa bilirkişi ücretini yatırması için 2 hafta süre verilmiş, davalı tarafça 2 haftalık süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş, davacı taraf ihtarın gerekli şartları taşımadığından bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 2004 Sayılı İİK nun 18/1 maddesinde icra mahkemesine arz edilen hususların ivedi işlerden sayılacağı ve bu işlerde basit yargılama usulünün uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 6100 sayılı HMK nın 316 ve devamı maddelerinde basit yargılama usulü düzenlenmiştir....
Bununla birlikte, şikayetçi vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde bu çelişkinin giderildiği ve borca ve imzaya itirazlarının bulunmadığı belirtilmiş olduğundan, bu aşamadan sonra çelişkinin giderilmesi amacıyla kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmesine de gerek bulunmadığı görülmüştür. Bu haliyle şikayetçinin borca ve imzaya itirazı bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece talep aşılarak borca ve imzaya itirazların reddine dair karar verilmiş olması isabetsizdir. İstinaf başvurusu yerinde görülmüştür. Davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Şikayetçi tarafça iş bu şikayet yoluna başvurulduktan sonra, şikayete konu takip dosyası yönünden Mersin 2....
İİK'nun 170/3. maddesi gereğince imzaya itirazın kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, iptali doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatı nedeniyle belirtilen husus aleyhe bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak; İİK'nun 170/4. maddesinde; icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ve %10’u oranında para cezasından sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, takip dayanağı bonoda, alacaklının lehtar, borçlunun ise düzenleyen olduğu görülmektedir. Bu durumda, alacaklı lehtar, imzaya itiraz eden düzenleyenin imzasının sıhhatini bilebilecek durumdadır....