Somut olayda, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda imzanın aidiyeti ile ilgili kesin kanaat belirtilmediği, ispat yükü kendisinde olan davalı alacaklı vekilince rapora itiraz edilmediği gibi, yeniden rapor aldırılma taleplerinin bulunmadığı, dolayısıyla, davalı alacaklı tarafça imzanın davacı borçlu eli ürünü olduğu kesin olarak ispat edilemediğinden ve mevcut rapor da sonuç itibariyle davacı borçlu lehine olduğundan, ilk derece mahkemesince imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken davacının imzaya itirazının reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
nun 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin bu yönde sunulan dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak davalı vekilinin istinaf sebeplerinin değerlendirilmesinde; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinde: "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır." hükmü öngörülmüştür....
Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayetini, ödeme emrinde borcun sebebi ve dayanak teşkil eden belgelerin gösterilmediğini, icra dairesinin yetkili olmadığını ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26.03.2021 olarak düzeltilmesini ve yetki itirazının kabulünü, ödeme emrinin iptalini talep etmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili değerlendirme yapılmaksızın alacaklı ...’un alacaklı sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. ...’un yetkili hamil olup olmadığı dolayısıyla kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunup bulunmadığı hususu İcra Mahkemelerince ancak İİK’nın 170/a maddesine göre süresinde yapılan itiraz ve şikayetlerde usuli dairesince kendisine intikal eden işlerde re'sen dikkate alınır. 05.12.2019 tebliğ tarihli ödeme emrine ilişkin usulsüz tebliğ şikayeti incelenip ödeme emri tebliğ tarihi düzeltilerek şikayet ve itirazın beş günlük sürede...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacı tarafından imzaya itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından itirazın kabulüne karar verildiği, davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili öncelikle dolandırıcılık suçundan başlatılan soruşturma dosyasının incelenmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, takibe konu senette ki imzaya borçlu tarafından itiraz edilmesi halinde alacaklı tarafından senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispatlanması gerekir. İmzanın borçluya ait olup olamadığı ancak imza incelemesi yapılarak tespit edilebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun, yasal süresi içinde imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imza itirazının kabulüne karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 23.05.2023 Tarihli ve 2023/216 Esas, 2023/228 Karar Sayılı Kararı Davacı tarafından usulsüz tebligat şikayeti ve kıymet takdirine itiraza ilişkin dava açıldığı, kıymet takdirine itiraz yönünden tefrik kararı verilerek yargılamaya usulsüz tebligat şikayeti yönünden devam olunduğu, şikayete konu işlemin Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesince gerçekleştirildiğinden, usulsüz tebligat şikayetini inceleme yetkisinin Ankara İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. B. Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 06.10.2023 Tarihli ve 2023/1339 Esas, 2023/1252 Karar Sayılı Kararı Davacı tarafından kıymet takdiri ve satış ilanına ilişkin tebligatların usulsüz tebliğ edildiğinin bildirerek iptalinin talep edildiği, kıymet takdirinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin Ankara 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu şirket tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu şirketin, yasal süre içerisinde imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçlu şirket yetkilisi ...'ın İİK'nun 68/a-5. maddesinde yazılı meşruhatı taşıyan davetiye tebliğine rağmen duruşmaya mazeretsiz katılmadığı gerekçesiyle imzaya itirazın reddine karar verildiği görülmüştür....
Davacı şirkete yapılan ödeme emri tebliği usulsüz olmakla, davacı şirketin takipten daha önce haberdar olduğu da iddia ve ispat edilmediğinden imzaya itiraz davası süresindedir. İmzaya itiraz yönünden yapılan bilirkişi incelemesi ile bono üzerindeki şirkete atfen atılan imzanın ATO nun 24/12/2019 tarihli müzekkere cevabı ile şirketin kuruluş tarihinden itibaren şirketi temsile tek yetkili olan Aykut Canga'ya ait olmadığı tespit edilmiş olmakla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davacıların imzaya itirazlarının kabulü ile haklarındaki takibin durdurulmasına karar verilip aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı şirketin istinaf başvurusunun kabulü ile, BÜYÜKÇEKMECE 2. İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin 27/07/2020 Tarih ve 2019/2267 Esas 2020/875 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Davacı şirketin usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜ ile, Büyükçekmece 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı - borçlunun, dosyada birbiriyle uyuşan iki uzman kurum tarafından verilmiş rapor olmasına rağmen Adli Tıp Kurumu raporuna da itiraz ettiğini ve dosyanın tekrar Adli Tıp Kurumuna veya Polis Enstitüsüne gönderilmesini istediğini, yerel mahkemenin davacının itirazlarını reddettiğini, ancak hükümde davacıların imzaya itirazlarının kabulüne karar verdiğini, yerel mahkemece verilen karar hukuka aykırı olup, bozulması gerektiğini, zira yerel mahkeme kararının gerekçesinde yazılan Yargıtay kararında geçen olayla dosyanın hiçbir alakası olmadığını, dosyada birbiri ile uyuşan davacı aleyhine iki rapor olduğu için davacının ikinci rapora da itiraz ettiğini, imzaya itiraz davasında ispat yükünün alacaklıda olduğunu, ancak alacaklının ispatını ancak bilirkişi raporları ile yapabileceğini, yerel mahkemenin davayı kabulünün gerekçesini gösteremediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı keşideci Durmuş Göç ve avalist Mustafa Göç hakkında 10.08.2020 keşide 10.10.2020 vade tarihli 150.000,00 TL bedelli bonoya dayanılarak lehtar hamil davalı alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü icra takibine başlanıldığı, Mahkemenin 2021/139 Esas sayılı dosyasında davacılar tarafından takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiası ile borca, 2021/141 Esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ şikayeti ile imzaya itiraz edildiği, Mahkemece 2021/141 Esas sayılı dosyanın 2021/139 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilerek yapılan yargılama sonunda birleşen davada davacı Mustafa Göç yönünden usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, imzaya itiraz davasının süre aşımından reddine, Durmuş Göç'ün imzaya itiraz davasının esastan reddine; asıl davada Mustafa Göç yönünden davanın süre aşımından reddine, Durmuş Göç yönünden borca itirazının esastan reddine karar verildiği, Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır...