Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının haczi mümkün ise de; borçlu imzaya itiraz davasında verilen tedbir kararı gereği haciz uygulanamayacağını ileri sürmüştür. O halde mahkemece borçlunun, imzaya itiraz nedeniyle ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/79 E. sayılı dosyasında tedbiren takibin durdurulmasına karar verildiğinden haciz uygulanamayacağı şikayeti hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Maddesi uyarınca imzaya itiraza ilişkindir. Gebze İcra Müdürlüğü'nün 2018/57020 esas sayılı icra dosyasının tetkikinden; Alacaklı T3 tarafından borçlu T1 hakkında toplam 49.745,34 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçluya ödeme emrinin 04/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 07/01/2019 tarihinde yasal 5 günlük itiraz süresi içinde imzaya itiraz ettiği ve davalı alacaklının yetkili hamil olmadığı şikayeti ile takibin iptalini talep ettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar, çekin ibraz tarihi itibariyle görüntüsü, bankadan sorularak ve çek sureti istenerek ciro silsilesi incelenmiş ve takip alacaklısı T3 ibrazdan önce ciro silsilesinde yer almadığı belirlenmiş ise de; dar yetkili icra mahkemesinde, ciro silsilesinin bankadan sorulmak suretiyle tartışılma ve değerlendirilme olanağı bulunmamaktadır....

    İcra müdürlüğünün 2018/12874 esas sayılı dosyasında müvekkilinin yıllar önce taşınmış olduğu adresine doğrudan mernis adresi olarak tebligat gönderildiğini bu nedenle tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkilinin hayatı boyunca çek keşide etmediğini bu nedenle takip dayanağı senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını beyanla usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin iptali ile 30/10/2019 tarihinin öğrenme tarihi olarak tespitini, imzaya itiraz nedeniyle takibin tedbiren durdurularak ardından iptaline, alacaklının tazminata ve para cezasına mahkumiyetine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasından davacıya yapılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini bu nedenle süresinde yapılmayan imzaya itiraz davasının süreden değilse esastan reddine ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, Bursa 10....

    Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, usulsüz tebligat şikayeti ve imzaya itiraza ilişkindir. Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı tarafından borçlu şirket ve diğer borçlular hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/221 esas sayılı tahliye davasının tetkiki ve beklenmesi gerektiğini, süresi içerisinde borca itiraz ettiklerini gecikmiş itirazlarının haklı olduğunu, tebligatın başka bir adrese gönderilmesinin usulsüz olduğunu, delillerin toplanmadığını, pandemi sebebiyle kapalı bir restorana, faal olmayan bir yere giden tebligatın geçersiz olduğunu, İstanbuldaki kapalı bir şubeye tebligat yapıldığını, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, davacı dilekçesinde iddiasını gecikmiş itiraz olarak nitelendirmiş ise de; içeriğinde, tebligatın şirketin merkez adresi yerine başka bir adrese yapıldığını belirterek tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmüş, takibe muttali olduğu tarihi bildirmiş, ayrıca herhangi bir gecikmiş itiraz nedeni göstermemiş olduğundan başvuru bu hali ile usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz isteminden ibarettir....

    Davalı taraf, duruşma gününden haberdar olmadıklarını belirtmiş ise de; 03/03/2020 tarihli tensip tutanağı örneği ekli davetiyenin davalıya 16/03/2020 tarihinde tebligat adreste bulunan ehil ve reşit daimi şirket yekilisi Mustafa Bolat imzasına tebliğ edildiği, Mahkemece hüküm verilen 16/06/2020 tarihli duruşma gününü ve saatini bildiren davetiyenin davalıya 04/05/2020 tarihinde aynı konutta sürekli ikamet eden ehil ve reşit Mustafa Bolat imzasına tebliğ edildiği görülmüş, yapılan tebligatın Tebligat Kanunu 17. maddesi uyarınca usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca, dava dosyası içinde davalı asil tarafından 30/03/2020 tarihli olarak düzenlenmiş, ıslak imza ile imzalanmış, "Cevabımın Arzıdır" konulu dilekçesinin de mevcut olduğu görülmüştür. Takip dosyasına sunulan borçlunun itiraz dilekçesinde borca ve fer'ilere itiraz edilmiş, ancak takibe dayanak yapılan senetteki imzaya itirazlarının bulunmadığı görülmüştür....

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte; borçlu, 26/11/2018 tarihli itiraz dilekçesinde; borca itiraz ve şikayetlerinin yanında, icra müdürlüğünce kendisine yasal olarak yapılmış bir tebligat bulunmadığını da ileri sürmüştür. Borçlunun tebligat hususundaki bu beyanının, ödeme emri tebligatının usulsüz yapıldığına ilişkin şikayet olarak kabulü gerekir....

    İcra Müdürlüğü' nün 2013/2395 takip sayılı icra dosyasında 06/02/2013 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibine girişildiği, borçlunun, İstanbul 1 İcra Hukuk Mahkemesi'ne 2013/225 esas 15/02/2013 tarihli başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ile yetkiye, imzaya ve borca itirazda bulunduğu mahkemece; usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile takibe konu senet emre havale olmaksızın tanzim edildiğinden kambiyo senedi vasfında olmadığı belirtilerek takibin iptaline karar verildiği; Yargıtay 12 HD 2016/5038 esas 2016/7339 karar sayılı kararı ile 14/03/2016 tarihli kararı ile Mahkeme kararı bozulduğu; Yeniden yapılan yargılama sonucunda 2016/556 esas 2017/238 karar sayılı 21/03/2017 tarihli karar ile davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 12 HD 2018/15766 esas 2019/388 karar sayılı karar düzeltme talebinin reddine dair verilen 16/01/2019 tarihli kararı ile kesinleştiği görülmüştür....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2019 NUMARASI : 2019/860 ESAS 2019/1174 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı|İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/10/2019 tarihinde şirket aracına konulan hacizden sonra haklarında başlatılan takipten haberdar olduklarını, daha önce yapılan tebligatın ticaret sicil gazetesinde bulunan adrese gönderildiğini ancak bu adrese tebliğ yapıldığına dair herhangi bir bilginin yer almadığını belirterek usulsüz tebligat şikayetinde bulunmuş, icra dosyasını öğrenme tarihi olan 03/10/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak sayılmasını talep etmiş, imzaya, borca ve tüm ferilerine itiraz etmiştir....

    Hukuk Dairesi'nin 26.11.2020 tarih ve 2020/204 Esas, 2020/2632 Karar sayılı kararıyla davacının taraf ehliyetinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Mahkeme kararının kaldırıldığı, dosyanın 2021/52 esasına kaydedilmesi sonrasında yapılan yargılaması sonunda; şikayetin kabulü ile davacı hakkında yapılan takibin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, borçlunun, takip dosyasından kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte aynı davada itiraz ve şikayetlerini ileri sürebileceği gibi tebliğ usulsüzlüğünü ayrı bir davada, borca ve imzaya yönelik itirazlarını, ayrıca takibe yönelik şikayetlerini ayrı bir davada ileri sürmesinin mümkün olduğu, borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile borca ve takibe yönelik itiraz ve şikayetlerini ayrı ayrı dava açarak talep etmesi halinde borca, imzaya itiraz ve şikayetin yasal süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı usulsüz tebliğ şikayetinin...

    UYAP Entegrasyonu