İncelenen dosya kapsamına göre; davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo takibi yapıldığı, davacı borçlu vekili tarafından imzaya ve borca itiraz edildiği, İlk Derece Mahkemesince davacı asilin imza örneklerinin alınması için duruşmada hazır olmadığı gerekçesi ile davanın usul yönünden reddine karar verilmiş ise de, İmzaya itirazda davanın usulden reddine karar verilebilmesi için -vekile çıkarılan tebligat sonuç doğurmayacağından- davacı asile İİK.nun 68/a maddesinde yazılı ihtaratları içerir davetiyenin tebliğ edilmesi zorunludur. Tefrik edilen dosyada davacı asile yasal ihtaratları içerir davetiye tebliğ edilmediğinden davanın usul yönünden reddine dair karar verilmesine olanak bulunmamaktadır....
Davacı borçlu tarafından İİK md 68 de kapsamında borçlu olmadığını ispata yarar belge sunamadığı dikkate alındığında; tüm bu sebeplerle davacının imzaya itiraz ve borca itiraz davasının reddine karar vermek gerektiği..." gerekçesi ile "davanın reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; bilirkişi raporunun eksik ve hatalı düzenlendiğini, hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişi raporunda görüldüğü üzere bazı mukayese imzalarda benzerlikler bulunsa da bazı imzaların bono üzerindeki imzaya benzemediğinin açık olduğunu, imzaya itiraz davalarında ispat külfetinin alacaklı tarafta olduğunu, bono üzerindeki imzaların borçluya ait olduğunun şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanması gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile takipte borca ve imzaya itiraza ilişkindir. Ankara 24....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, imzaya ve borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı vekilinin sunduğu dava dilekçesinde sadece imzaya itiraz etmediği, aynı hususun Pazar (Rize) İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/2 E, 2019/7 K sayılı dosyasında tartışıldığını, Bülent Yıldırım'ın borçlu şirket adına kambiyo düzenleme yetkisinin bulunmadığını ve böyle bir borcun bulunmadığını iddia ettiği, mahkemece bu iddialar hakkında herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmadan karar verildiği görülmüştür. Mahkemece yapılması gereken davacının imzaya itiraz dışındaki iddiaları hakkında da delilleri toplayıp değerlendirme yaptıktan sonra HMK'nın 297. maddesine uygun şekilde karar vermekten ibarettir....
'ye tebliği üzerine borçlunun borca ve fer'ilerine itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu, alacaklının, itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, borçlu şirketin yargılama sırasında senetteki imzaya itiraz ettiği, mahkemece, davanın reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Aynı Yasa'nın 62/5. maddesi; "Borçlu takibin müstenidi olan senet altındaki imzayı reddediyorsa, bunu itirazında ayrıca ve açıkça beyan etmelidir. Aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş sayılır" hükmünü düzenlemektedir....
Tüm dosya kapsamına göre; Davacının imzaya ve borca itirazlarına yönelik olarak bilirkişi raporunun kesin kanaat içerir hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor olduğu, söz konusu rapor gereğince dayanak senetlerdeki imzaların şirket yetkilisine ait olduğunun anlaşılması nedeniyle imzaya itirazın reddine ilişkin kararda isabetsizlik bulunmadığı, kesin kanaat içeren rapor nedeniyle icra mahkemelerince ek rapor alınmasının gerekmediği, davacının borca itirazlarını kanunda yazılı delillerle usulünce ispatlayamadığı, her ne kadar mahkemece haksız olarak davacı mazeret dilekçesi sunduğu halde dosya işlemden kaldırılmış ise de, yapılan bu usuli hatanın sonuca etkili olmadığı, imzaya ve borca itiraz davalarında takibin iptaline yönelik daha önce açılmış olan davaların bekletici mesele yapılması mümkün olmadığından, ara karardan rücu edilmesinin isabetli olduğu ve davacının bu yöndeki istinaf istemlerinin isabetli olmadığı anlaşılmıştır....
imzaya yönelik itirazdan vazgeçtiğini beyanla borca itirazlarının devam ettiğini bildirmiştir....
Türk'ün damadı olan katılan ... tarafından icraya verildiğini, böyle bir borçları olmadığı için de borca ve imzaya itiraz ettiklerini beyan ettikleri, Ticaret Sicil Memurluğunun yasızına göre müteveffa ... Altunorak'ın hiçbir zaman şirket yetkilisi ve ortağı olmadığı, 20.10.2005 tarihine kadar ... ve oğlu olan sanık ...'ın şirketin ortağı oldukları, bu tarihten sonra sanık ...'ın kardeşi ...'...
İcra Müdürlüğünün 2020/10231 takip sayılı dosyası ile davacı hakkında yapılan icra takibinde İzmir İcra Dairesinin yetkisizliğine, davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin iptaline, karar kesinleştiğinde 2 hafta içerisinde talep edildiğinde davacı borçlu T1 yönünden icra dosyasının tefriki ile yetkili Bismil İcra Dairesine gönderilmesine, imzaya ve borca itiraz ile ilgili mahkemece değerlendirme yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/06/2022 NUMARASI : 2021/346 ESAS - 2022/468 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine yetkisiz icra müdürlüğünde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, yetkili icra müdürlüğünün Sivas İcra Müdürlüğü olduğunu, takibe dayanak çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, borca da itiraz ettiklerini beyan ederek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti, imzaya ve borca itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile imzaya ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın itiraz eden borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı itiraz eden borçlu vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu itiraz dilekçesinde, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını ve borcunun olmadığını iddia ederek takibin durdurulmasına ve davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....