WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ya da şikayet edene tebliğinden sonra başlar. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, muteriz borçluya ait tebligat mazbatası icra müdürlüğü dosyasına dönmediğinden alınan ... müdürlüğü cevabına göre örnek 10 no'lu ödeme emrinin borçluya 21/01/2014 günü tebliğ edildiği; borçlunun İİK'nun 168. maddesi gereğince yasal 5 günlük itiraz süresi içerisinde 23/01/2014 günü yaptığı itirazının süresinde olduğu anlaşılmaktadır....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/03/2022 NUMARASI : 2019/975 ESAS 2022/229 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; söz konusu ödeme emrinin müvekkiline 19/12/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin takibe konu bonodaki imzayı da tanımadığını, müvekkilinin adı geçen alacaklıyı tanımadığı gibi müvekkilinin çek kullanıcısı olduğunu, hayatında bono yani senet kullanmadığını, bu nedenlerle takibe konu olan bonodaki imzanın müvekkiline ait olmaması sebebiyle, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla girişilen takibin durdurulmasına, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın...

    Şti." aleyhine başlatılan kambiyo takibinde, "... Ltd. Şti." tarafından imzaya ve borca itiraz edilmiştir. İmzaya ve borca itiraz eden şirket, ticaret sicil ünvanlarının başında... harflerinin olmadığını, ancak takibin sehven ... Ltd. Şti. olarak yapıldığını, buna bir itirazlarının olmadığını, bir amblem gibi bu harfleri şirket kaşesinde ve basılı evraklarında kullandıklarını, takipte isim yanlış belirtilmiş olmakla birlikte kastedilenin kendi şirketleri olduğunun açıkça anlaşıldığını beyan etmiştir. Ticaret Sicil Memurluğu'nun 02.08.2011 tarihli yazı cevabında da, ... Ltd. Şti.'nin kaydı bulunmadığı bildirildiğine göre, takip talebinde ve ödeme emrinde borçlu olarak gösterilen şirketin, itiraz eden şirket olduğu, anılan yanlışlığın kaşedeki sembolik harflerden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece borçlunun imzaya ve borca itirazlarının esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde istemin husumetten reddi isabetsizdir....

      - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, takibe konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, çek keşidecisi ve hamili ile ticari ilişkilerinin bulunmadığını belirterek, borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılamaya göre, davanın takip konusu çekteki imzaya itiraz olduğu, imzaya itiraz davalarına bakmakla görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 72. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davası olup davacı taraf, takip ve davaya konu edilen çekteki imzaya itiraz etmiştir....

        "İçtihat Metni"########## MAHKEMESİ :##########İcra Hukuk Mahkemesi ########## ########## ########## ########## Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlanıldığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece istemin kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....

          Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK.'nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlu tarafından açılan ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayeti ile yetkiye, imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....

          Dairemizce yapılan değerlendirmede; Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte imzaya itiraz davası olup, davacıya gönderilen ödeme emrinin iade geldiği, davacının takibi öğrendiği tarih itibariyle davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar icra dosyasındaki diğer borçlu şirket davalı olarak gösterilmiş ise de, imzaya itiraz davalarında davalı taraf alacaklı olup, diğer borçlunun davalı sıfatı bulunmadığından karar başlığından çıkarılmıştır. İİK'nun 170/a maddesi uyarınca senetlerin kambiyo senedi vasfında olup olmadığının ve alacaklının kambiyo senetlerine mahsus takip yapma hakkının bulunup bulunmadığının Mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, takibe konu bonoların arkasında davalı alacaklı bankanın cirosunun bulunmadığı ve davacının borcu kabul etmediği anlaşılmış ise de, istinafa gelenin sıfatına göre bu hususta aleyhe bozma ve değerlendirme yapılamayacağı anlaşılmakla, davalı tarafın istinaf sebepleri incelenmiştir....

          Davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda özetle; senedin keşide edeni imza itirazında bulunmadığı halde aval verenin mal kaçırma amacıyla imzaya itiraz ettiğini, 23/03/2021 ve 25/05/2021 tarihli dilekçeler ile davacıya ait imza örneklerinin temini için kurum adlarının bildirildiğini, birkaç adet kurumdan imza örnekleri celbedilip sınırlı sayıda imza örneği ile inceleme yapıldığını, bilirkişi raporunda teknik ayrıntıya girilmeden değerlendirme yapıldığını, mukayeseye tabi tutulan davacı imzalarının bile birbirinden farklı olduğunu, raporda 5 adet belgedeki imza ile karşılaştırıldığı belirtildiği halde raporun son sayfasında üç adet imzaya yer verildiğini, rapora itiraz ettikleri ve Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına dair taleplerinin mahkemece değerlendirilemediğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Başvuru; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya itiraz ve kambiyo vasfına yönelik şikayete ilişkindir....

          İİK.nun 168/1. maddesinin 3,4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur.Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya ve borca itiraz eden borçluya 18/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra (28/09/2015 tarihinde) icra mahkemesine itirazlarını bildirdiği, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin olarak da bir şikayette bulunmadığı görülmektedir. O halde mahkemece borçlunun isteminin süre aşımı sebebiyle reddine karar vermek gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....

            UYAP Entegrasyonu