Dava İİK 170 maddesine dayalı olarak açılmış imzaya itiraza ilişkindir. Borçlunun takip konusu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek takibin iptalinin istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece alacaklıya verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığından alacaklının imzaya itirazını kabul etmiş sayılacağı gerekçesiyle imzaya itirazının kabul edildiği, kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemize geldiği anlaşılmıştır....
zarara uğratılmak istendiğini belirterek imzaya itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Alacaklının takibi sürdürme iradesi mevcut olduğundan borçlunun borca ve imzaya itirazları değerlendirilmiştir. Mahkememizce davacıya ait huzurda, ayakta ve oturarak imza ve yazı örnekleri alınmış, ayrıca imza asıllarını içerir belgeler getirtilerek imza karşılaştırılması için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, Grafoloji uzmanı Uz. Dr. Sadullah Güzel tarafından düzenlenen ve Mahkememizce de yeterli görülen 18/03/2019 tarihli raporda "İnceleme konusu çekin arka yüzünde T1 atfen atılmış ciro imzası ile davacı T1 ait karşılaştırma imzaları arasında farklılıklar saptandığından, söz konusu ciro imzasının mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davacı T1 eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı" davacının imzaya itirazına ilişkin davasının kabulü ile İİK.'...
Somut olayda, dava dilekçesinde davacının imzaya itirazları yanında borca itirazlarının bulunduğu, mahkemenin yalnızca imzaya itiraz hususunda değerlendirme yaptığı ve imzaya itirazı da reddettiği, borca itiraz hususunda değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla, davacıların tüm iddialarının değerlendirilmemesi nedeniyle karar, usul ve yasaya aykırıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, davacıların tüm iddiaları değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmakla, davacıların istinaf başvurusunun, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacıların istinaf başvurusunun, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6 maddesi gereğince İzmir 1....
Dava, alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde keşideci ile lehdar şirketin imzaya itirazına ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davacı şirket yönünden imzaya itirazın kabulüne, takibin durdurulmasına, tazminat talebinin reddine karar verilmiş, keşideci bakımından ise imzaya itirazın reddine karar verilmiş olup, taraflar yalnızca keşideci T2 bakımından istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bu nedenle istinaf incelemesi HMK'nın 357. maddesi kapsamında sınırlı olarak yapılmıştır....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacının imzaya itirazı üzerine ilk derece mahkemesince davacının imza örnekleri alındıktan ve ilgili kurumlardan imzasının bulunduğu belge asılları celp edildikten sonra, önce Jandarma Kriminal Laboratuvarı Amirliğinden, sonrasında bu rapora davalı alacaklı vekilinin itiraz etmesi üzerine ATK Adli Belge İnceleme Şubesinden alınan raporlara göre, imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, kesin kanaat içerdiği anlaşılmış olup, bu raporlar gözetilerek davacının imzaya itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına ve asıl alacağın %20'si oranında kötü niyet tazminatına ve %10'u oranında para cezasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Davalı vekili davacının borca itirazının bulunmadığını ve imzaya itirazda çek tazminatına ilişkin itirazın birlikte görülemeyeceğini, kendilerine tazminat verilmesi gerektiğini, aleyhlerine kurulan tazminatın hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. Akhisar İcra Müdürlüğünün 2020/1223 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı ve dava dışı borçlu Mehmet Ali Özer hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 23/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 168/5 maddesi gereğince, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde imzaya itirazın, yasal 5 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir. Somut olayda, ödeme emri davacıya 23/03/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, dava 5 günlük yasal süre geçtikten sonra 15/06/2020 tarihinde açılmıştır....
GEREKÇE: Dava İİK'nun 170. maddesi uyarınca açılmış kambiyo takibinde imzaya itirazdır....
Davacı borçlu T1 yönünden kesin kanaat içermeyen rapora karşı davalı alacaklı vekilinin yeniden rapor alınması hususunda talepte bulunulmadığı, davanın reddine karar verilmesini talep etmekle yetindiği anlaşılmış buna göre ispat külfeti kendisine düşen alacaklı tarafından imzanın davacıya ait olduğu ispatlanamamış olup, imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi yerindedir. Tüm dosya kapsamına ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre takibe konu senetteki imzanın davacı T1'e ait olup olmadığı belirlenemeyip, bu konuda ispat külfeti üzerine düşen alacaklı davalı tarafından dava konusu imzanın aidiyeti ispatlanamadığından İİK 170/3 maddesi gereğince imzaya itirazın kabulüne dair karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....