Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kurulu gücüne göre tüketmesi gereken elektrik miktarının uyumlu olup olmadığı hakkında konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmasından sonra, sanığın karşılıksız yararlanma kastının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek yine katılan kurumun cezasız ve vergisiz gerçek zararı da hesaplattırılıp, hesaplanan miktarın, ödenen taksit tutarını karşılaması halinde öncelikle sanık hakkında 6352 sayılı Kanun'un geçici 2/2. ve CMK'nın 223/4-a maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, karşılamaması halinde ise, "sanığa bilirkişinin hesapladığı kurum zararından ödenen miktar düşüldükten sonra kalan zararı gidermesi durumunda 6352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine" ilişkin bildirimde bulunularak ve ödemesi için makul bir süre verilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş,katılan kurum vekilinin temyiz itira...

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Borca İtira KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, senedin müvekkilinin bilgisi dışında doldurulduğunu, borcun bulunmadığını beyan ederek öncelikle telafisi mümkün olmayan zararların ortaya çıkmaması için geçersiz ve sahte senetlere dayalı olarak başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkeme 16/06/2021 tarihli ara kararı ile tedbir talebinin reddine karar vermiş, ara karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur...

    açmak için müvekkilinden ihtiyati hacize konu senede binaen 29.000,00 TL borç aldıklarını, restoranı açıp bir müddet işlettikten sonra devren kiralamak için ilan asıp bu nedenle çeşitli emlakçılara ilan verdiklerini, müvekkilinin yapmış olduğu araştırmalar neticesinde davacıların ülkenin pek çok yerinde başkaca şahıslardan da bu şekilde borç alıp ödemediklerinin ve bu nedenle haklarında çok sayıda icra takibi bulunduğunun tespit edildiğini, davacıların restoranı devredip kaçma ihtimalleri nedeniyle verilen ihtiyati haciz kararının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; somut olayda ihtiyati hacize konu senedin vadesinin dolmadığı, davacıların İİK'nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirir eylemlerinin ispatlanamadığı, işlettikleri dükkanın devren kiralanmasına dair verdikleri ilanın ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yeterli olmadığı gerekçesiyle davacılar (ihtiyati haciz kararına itira...

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/106 KARAR NO : 2021/8 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇERKEZKÖY İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2020 NUMARASI : 2020/57 ESAS - 2020/163 KARAR DAVA KONUSU : Borca İtira KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalıya borcu bulunmadığını, takibe konu senetteki imzanın da kendisine ait olmadığını, 8- 9 ay önce Arvaslar Rent A Car isimli şirketten araç kiraladığını, aracı kiralarken kendisine bir senet imzalattıklarını, araçta herhangi bir sıkıntı olmazsa senedi geri vereceklerini söylediklerini, aracı sağlam bir şekilde teslim ettiğini, 1 hafta sonra...

      Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.12.2008 tarih 2008/566 ve 2010/563 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine Dairemizin 21.01.2014 tarih ve 2013/4162-2014/1439 sayılı ilamı ile sanık hakkındaki hükümlerin Onanmasına yönelik kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 17.02.2014 tarih ve 2011/148835 sayılı yazısı ile sanık hakkında suç tarihinde uzlaşma kapsamında bulunmayan mala zarar verme suçu için sanığa sehven tayin edilen uzlaştırmacı avukatın 310 TLlik ücretinin yargılama gideri olarak sanıktan tahsil edilmemesi gerektiği vurgulanmak suretiyle hükmün Düzeltilerek Onanması yönünde itiraz talebinde bulunulması sebebiyle itirazla ilgili yeniden değerlendirme yapılmak üzerine dosya Dairemize gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü: TÜRK MİLLETİ ADINA Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.02.2014 gün ve 2011/148835 itira istemi yerinde görülmüş olduğundan Dairemizin 21.01.2014 tarih ve 2013/4162 Esas ve 2014/1439 Karar sayılı sanık hakkındaki mala zarar...

        ateş etme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; 1- Sanık ... müdafiinin temyiz talebine yönelik yapılan in- celemede; Sanık müdafiine, 03.04.2012 tarihinde usulüne uygun olarak tefhim edilen hükmü CMUK.nun 310. maddesinde belirtilen bir haftalık yasal süreden sonra 11.04.2012 günü temyiz eden sanık müdafiinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 317. maddesi gereğince oybirliğiyle (REDDİNE), 2- Sanık ... müdafiinin temyiz talebine yönelik yapılan incele- meye gelince; Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık müdafiinin, suçun sabit olmadığına ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itira...

          Başka bir deyişle, borçlunun takip dayanağı kambiyo senedindeki imzaya itirazının İİK.nun 170. maddesi gereğince incelenebilmesi için, borçlunun imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki iddiasını beş gün içinde ve açıkça icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya itiraz eden borçlu ...'a 25/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından ise, imzaya itirazın yasal beş günlük süre geçirildikten sonra 31/12/2013 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece imzaya itirazın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İtiraz dilekçesi ile imzaya itiraz hakkının saklı tutulması imzaya itiraz edildiği anlamına gelmeyeceği gibi, imzaya itiraz hakkının saklı tutulduğuna dair ibarenin itiraz dilekçesine sonradan eklendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda takipte dayanılan 20.01.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken mahkemece, davacının dayandığı kira sözleşmesinin taraflar arasında ihtilaflı olduğu, uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.'...

              İmzaya itiraz üzerine yargılama devam ederken, alacaklı tarafından borcun kısmen ödendiğine dair banka dekontu sunulmuş, mahkemece kısmen ödeme sebebiyle İİK'nun 170/a madddesi gereğince imzaya itirazın reddine karar verilmiştir. Ancak İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca imza inkarı itirazının açıkça geri alınması hali dışında, borcu kabul etme veya kısmen ödemede bulunma imzaya itirazın incelenmesine engel değildir. O halde mahkemece, imzaya itirazın esası incelenerek sonucuna göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, kısmen ödemede bulunulması ve borcun kısmen kabul edildiğinden bahisle imzaya itirazın reddi şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....

                Davacı İİK'nun 170.maddesine dayalı olarak açılmış imzaya itiraza ilişkindir. İmzaya itirazda ispat külfeti davalı-alacaklı da olup, imzaya itirazın incelenmesi bakımından yapılacak olarak bilirkişi incelemesinde bilirkişi ücretinin davalı tarafından yatırılması gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu