Borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnız "itiraz ediyorum" demesi yeterlidir. İcra İflas Kanun'unun 63. maddesi gereğince borçlu itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan borçlunun senet metninden anlaşılamayan borca itiraz sebeplerini itirazında ayrıca ve açıkça bildirmesi kendi yararınadır. Dava konusu olayda; Davalı borçlu, mükerrer takip yapıldığını bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlunun bu itirazı borca itiraz olup, itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Davacı alacaklı icra takibinin devamı için icra mahkemesine başvurmuş, icra mahkemesi davalı borçlunun itirazının haksız olduğuna karar vermiştir. Bu durumda aleyhindeki icra takibine itiraz ederek işin çabuk bitirilmesini engelleyen borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olan icra inkar tazminatından davalı borçlunun sorumlu tutulması doğru ve yerindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, kendisine ödeme emri tebliğ edilmediğini, takip kesinleşmeden yapılan haciz işlemlerinin yerinde olmadığı ve takip dayanağı senedin kambiyo senedi vasfına bulunmadığına yönelik şikayetlerinin yanı sıra, imzaya ettiği ve zamanaşımı itirazında bulunarak takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; “Davacı tarafın ödeme emrine yönelik şikayetinin reddine, davacının imzaya itiraz, kambiyo senedine itiraz ve zamanaşımı yönündeki itirazlarının süresinde yapılmadığı...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, itiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi zorunlu olup, ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun takibi öğrenmiş olması itiraz süresini başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten itibaren başlayacaktır. Somut olayda, davacılar adına çıkarılan ödeme emrinin 20/09/2019 ve 21/10/2019 tarihlerinde bila tebliğ iade edildiği, borca itiraz dilekçesinin verildiği 23/09/2019 tarihinde davacılara ödeme emrinin tebliğ edilmediği, ödeme emrinin davacılar vekili Av. T2 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği tartışmasızdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlu ...’a örnek 10 numaralı ödeme emrinin 18.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlunun ise İİK.nun 168/4.maddesinde öngörülen yasal süreden sonra icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek imzaya itiraz ettiği, mahkemece, takip dayanağı belge suretinin ödeme emrine eklenmediği nedeniyle ödeme emrinin iptaline, imzaya ve borca itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece takibin 01/01/2016 başlangıç tarihli ve 12 ay süreli yazılı kira sözleşmesine dayalı olarak başlatıldığı, davalı borçlu tarafından icra müdürlüğüne verilen dilekçesinde davacı ile aralarındaki hukuki ilişkiyi reddederek sözleşmeyi ve kiracılık ilişkisini kabul etmediği gibi imzaya da açıkça itiraz ettiği, İİK.'...
Davalı borçlu 09.02.2016 tarihli itiraz dilekçesi ile, alacaklının dosyaya ibraz etmediği dayanak belge suretlerinde müvekkili şirket yetkilisi tarafından atıldığı iddia olunan imza asılları görülemediğinden, belge asılları taraflarına tebliğ edildikten sonraki hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kabul etmediklerini, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle ödeme emrine, alacağa, faize ve diğer tüm ferilerine itiraz ettiklerini, ödeme emri ekinde hiçbir dayanak belge olmadığından takibe bu yönüyle de itiraz ettiklerini, dayanak belge aslı kasaya alındığı zamana kadar da imza ve diğer itiraz haklarını saklı tuttuklarını bildirerek itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....
İcra Dairesi'nin 2015/15776 esas sayılı takip dosyasında davacı/borçlu T1 adına çıkartılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emrine ıttıla tarihin 15/05/2017 olarak kabulüne, borca ve imzaya itiraza yönelik davanın reddine, şartları oluşmadığından tazminat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Davalı vekili, davacı-borçluya karşı başlatılan takipte ödeme emrinin tebliğinden sonra davacı-borçlunun sadece söz konusu çekin bankaya ibraz edilmemiş olması nedeniyle İcra Hukuk Mahkemezi nezdinde şikayet yoluna müracaat ettiğini, çekteki imzaya itirazda bulunmadığını, davacının şikayetinin reddine karar verildiğini, icra dosyasının işlemsiz kalması nedeniyle düştüğünü, icra dosyasının 23.06.2009 tarihinde yenilendiğini ve 25.06.2009 tarihinde ödeme emrinin ve çek suretinin davacı-borçluya yeniden tebliğ edildiğini, ancak davacı-borçlunun yasal süresinde ödeme emrine itiraz etmediğini, davacıya iki kez ödeme emrinin tebliğ edildiğini ve davacının çekteki imzaya itiraz etmediğini, haksız fillere ilişkin 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle davanın zamanaşımına uğradığını, davacının çekteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunmadığını, çek zayi davası açmadığını, bu durumun davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, dava kobusu çekin bankaya...
Bu ödeme emrinde diğer kayıtlarla birlikte, borçlunun (kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği, itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse (inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, kira borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren BK’nın 260 veya 288. (TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir. Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir....
Davacı alacaklılar vekili, ... 3.İcra Müdürlüğünün 2012/2201 Esas sayılı takip dosyasında, 16.05.2012 tarihli takip talebi ile 01.06.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak 2008-2009-2010-2011 ve 2012 yıllarına ait ödenmeyen bakiye kira paralarının tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı borçlu, süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde “...ödeme emrinde yazılı 25.11.2010 tarihli sözleşmeye itiraz ediyorum,benim karşı tarafla böyle bir sözleşmem yoktur,karşı tarafla 01.07.2004 tarihli kira sözleşmem vardır. Bu sözleşmeye göre kiraları ödedim,borcum yok,ödeme emrindeki aylık kiraya da itiraz ediyorum,benim ödediğim kiralar dışında afaki kira belirlenerek kira borcu çıkarılmıştır,borcun ve ferilerine tamamına itiraz ederim...” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı borçlu icra takibinde dayanılan kira sözleşmesi altındaki imzaya açıkça itiraz etmemiştir....