Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı imzaya itiraza yönelik beyanlarını tekrarla birlikte tebliğ itirazlarının imzaya yönelik olmayıp tahrifata yönelik itirazlarının bulunduğu, ancak mahkemece bu hususta değerlendirme yapılmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından takibe konu olan düzenleme ve ödeme tarihlerine yönelik tahrifat iddiasının ileri sürüldüğü, ancak mahkemece borca itiraz ve imzaya itiraz yönünden değerlendirme yapıldığı, tahrifat iddiasına yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. HMK'nin 266. maddesi gereğince çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde, mahkeme; bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Somut olayda, borçlunun bonoda tahrifat yapıldığı yönündeki iddiaları, sözü edilen yasa hükmü gereğince bilirkişiye başvurulmadan sonuçlandırılamayacağından davacının istinaf istemi isabetlidir....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, itiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi zorunlu olup, ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun takibi öğrenmiş olması itiraz süresini başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten itibaren başlayacaktır. Somut olayda, davacılar adına çıkarılan ödeme emrinin 20/09/2019 ve 21/10/2019 tarihlerinde bila tebliğ iade edildiği, borca itiraz dilekçesinin verildiği 23/09/2019 tarihinde davacılara ödeme emrinin tebliğ edilmediği, ödeme emrinin davacılar vekili Av. T2 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği tartışmasızdır....

Ardından 14.05.2013 tarihinde yakip yenilenmiş olup, borçlulara yenileme emri tebliği üzerine borçlular icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz etmişlerdir. Borçlular 02.05.2008 tarihinde ödeme emri tebligatı üzerine yasal sürede mahkemeye başvurmuş olup, dava takip edilmediği için HMK'nun 409/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden takip artık kesinleşmiştir. Borçlulara her ne kadar 14.05.2013 tarihinde yenilenmesi üzerine yenileme emri tebliğ edilmiş ise de, borçluların itirazı, İİK.nun 168/4. maddesi kapsamında imzaya itiraz olup, bu maddeye göre ödeme emri tebliği tarihinden itibaren beş günlük sürede yapılması gerekir. Takibin yenilenmesi ve yenileme emrinin tebliğ edilmesi yeniden itiraz hakkı vermez. O halde mahkemece, istemin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek kabul kararı verilmesi isabetsizdir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/10/2022 NUMARASI : 2020/91 ESAS - 2022/728 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2020/6901 Esas sayılı dosyasında aleyhlerine takip başlatıldığını, takibe konu çek üzerindeki imzaya borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, söyleyerek takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız olduğunu, ödeme iddiasının mesnetsiz olduğunu, imzaya kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, söyleyerek davanın reddini istemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 16.02.2016 tarih, 2015/29486 E., 2016/4030 K. sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, yetkili yerin İcra Daireleri olduğunu belirterek yetkiye ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece yetki itirazı kabul edilerek yetkili yerin Sapanca İcra Daireleri olması sebebiyle takip dosyasının istek halinde İcra Dairelerine gönderilmesine karar verildiği kararın alacaklı vekilince temyiz edildiği ve Dairece kararın onandığı anlaşılmaktadır....

      Anılan Kanun'un 297/c maddesinde ise; kararın; “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” içermesi gerektiği belirtilmiştir. Somut davada mahkemece, davacı borçlu şirketin imzaya itiraz dışındaki taleplerinin hiç biri değerlendirilmeden sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır ....

      , bu nedenle çekten müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, ayrıca takip alacaklısına borcun bulunmadığını ileri sürerek yetkiye, imzaya, borca ve fer'ilerine itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, tazminat ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir....

      ya ait olmadığı yönündeki imzaya itirazı süresinde olup, imzaya itirazın esasının incelenmesi gerekmektedir. O halde mahkemece imzaya itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile borçlunun bu konudaki talebinin de reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacı borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, yetki itirazlarının reddi ile, memur muamelesini şikayetlerinin haklı gerekçe gösterilmeden ve dahi bu konu itiraz ve şikayetlerimiz hakkında tahkikatta inceleme yapılmaksızın reddedildiğini, imzaya ilişkin itirazlarının ise haksız ve usule aykırı şekilde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda reddedildiğini, zira dayanak belge olarak çek suretinde müvekkilinin imzasının ve keşide yerinin görülmesi gereken kısmın bilerek ve isteyerek eklenmediğini, bu durumda haklı şikayetlerinin dayanak belge yokluğundan kabul edilmesi gerekirken, reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, çek üzerindeki imza ve yazının da müvekkiline ait olmadığını, bilirkişi incelemesinde yazı incelemesi yapılmadığını, bu durumda müvekkilinin üzerini kendi doldurmadığı bir çekin keşide yeri olarak neresinin yazıldığını bilme ihtimalinin bulunmadığını, bu sebeple şikayetlerinin kabulü ile yetki itirazlarının da kabul edilmesi gerektiğini, takibe konu çek ve...

        Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı borçlu şirket aleyhine davalı alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus icra takibinin başlatıldığı, davacı borçluya örnek no 10 ödeme emrinin 25/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının yetkiye, borca ve imzaya itirazına ilişkin iş bu davayı 23/10/2020 tarihinde açtığı, İİK'nun 168/3 maddesi uyarınca her türlü itiraz ve şikayetin ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içerisinde yapılması gerektiğinden bu süreden sonra davacı tarafından açılan davanın süreden reddine ilişkin verilen kararda isabetsizlik bulunmayıp, usulsüz tebligat şikayetinin dava dilekçesinde ileri sürülmediği de dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanısına varılmıştır....

        UYAP Entegrasyonu